Dengir Mir Mehmet Fırat'ın itirafı...
CHP’li Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mir Dengir Mehmet Fırat’a üç soru sormuştu:
1. Ortağı olduğunuz MENAS A.Ş. hayali ihracat yapmış mıdır?
Sayın Fırat şirketinin hayali ihracat yapmadığı konusunda o kadar iddialıydı ki, Kılıçdaroğlu’na, “İspat etmene bile gerek yok, şüphe uyandıracak bir delil sunulsa bile, söz veriyorum, istifa dilekçemi ânında TBMM Başkanlığına göndereceğim” sözü vermişti. Radikal gazetesi bu konuyu dün bütün teferruatı ile gözler önüne serdi, dileyenler Fırat’ın düştüğü durumu bir de dünkü Radikal’den okuyabilirler.
Evet, Kılıçdaroğlu, Fırat’ın ortağı olduğu MENAS A.Ş.’nin hayali ihracat yaptığını Mersin İdare Mahkemesi ve Danıştay 10. Dairesi’nin farklı tarihlerdeki kesinleşen kararlarıyla itirazı mümkün olmayan şekilde ortaya koydu. Mahkeme kararları bu kadar ortada iken hâlâ başka yıllarda yapılan ihracatla ilgili işlemler hakkındaki savcılık bilgilerini milletin önüne koyarak konuyu mecrasından saptırmak, milletle alay etmektir. “Biat medyasının” bu olay karşısındaki tavrı ise gerçekten ibret vericidir.
Kaldı ki, sayın Fırat bir bakıma hayali ihracat yaptıklarını, “Ticari bir faaliyette çifte fatura kullanıldığını” söyleyerek kendi ağzıyla da itiraf etmiştir. Çünkü bir ihracatta “çifte fatura” ancak hayali ihracat için kullanılır.
Diyelim ki Ukrayna’ya 500 bin dolarlık narenciye ihraç ediyorsunuz. Gümrük görevlilerine T.C. makamları tarafından onaylanmış 2 milyon dolarlık narenciye ihraç faturası ibraz edersiniz. Böylece 500 bin dolarlık narenciye ihraç etmenize rağmen 2 milyon dolarlık narenciye ihraç etmiş gibi devletten daha yüksek teşvik pirimi alırsınız. İşte ikinci fatura bu işlemlerden sonra devreye girer. Siz bu sefer narenciye ihraç ettiğiniz Ukrayna’ya 2 milyon dolarlık değil, hatta 500 bin dolarlık da değil, 250 bin dolarlık ikinci faturayı ibraz edersiniz. Böylece ihracat yapılan ülkeye daha az gümrük vergisi ödenmiş olur. İhracatın 2 milyon dolarlık T.C. damgalı faturada görünen kısmının karşılığı ülkeye banka yoluyla girer, diğer meseleler iki şirket arasında özel yollarla halledilir. Çoğu zaman da, ihracatın yapıldığı ülkedeki şirket, ihracatı yapan ülkedeki şirketin kuruluşu yahut ortağıdır.
İşte bu bir hayali ihracattır.
Kılıçdaroğlu-Fırat kavgasında dikkatimizi çeken bir husus da, sayın Fırat’ın ikide bir, “Size bu belgeleri veren şahıs CHP’den milletvekili aday adayı mıydı, değil miydi?” diye sormasıdır. Tam bir Recep Tayyip Erdoğan taktiği. Hani Alman Mahkemeleri Deniz Feneri e.V’nin Almanya’daki usulsüzlük faaliyetlerini belgeliyor, Türkiye Almanya’da suçlanıyor, Başbakan bu suçlamaların üzerine gideceği yerde mahkeme safahatını haber yapan gazete ve televizyonlara savaş açıyor ya, Fırat’ınki de işte öyle bir şey.
Kardeşim sen belgeler doğru mu, değil mi, Mersin İdare Mahkemesi ve Danıştay 10. Dairesi, ortağı olduğunuz MENAS A.Ş.’nin hayali ihracat yaptığını değişik tarihlerde kesinleşmiş hükümlere bağlamış mı bağlamamış mı, ona baksana, onu cevaplandırsana..
Siz bir yerde bürokrat olsanız, hayali ihracat ve başka usulsüzlükleri tespit etseniz ve bu nasıl iştir, böyle ülke mi yönetilir, ben siyasete girersem bu tür çarpıklıklarla mücadele ederim kanaatine varsanız, tutar o işleri yaptığı kanaatine vardığınız AKP’den mi siyasete atılırsınız?
Elbette ki hayır, tutar Meclise girme ihtimali en yüksek olan partiden aday adayı olursunuz.
Adı geçen şahıs diyelim ki MHP’den aday adayı olsaydı ve bu meseleleri de bir MHP milletvekili dile getirseydi sayın Fırat bu sefer de MHP’li iddia sahibine, “Bu kişi sizden aday mıydı?” diye soracaktı.
“Evet, adaydı, ne olacak!”
Belgeleri veren şahıs rakip partiden aday yahut aday adayı olunca Mersin İdare Mahkemesi ile Danıştay 10. Dairesi’nin kararları geçersiz mi sayılacak?
Hayret bir şey!