Demokrasi ve "sopa metodu"
ABD'de bütçe Meksika Duvarı'na takıldı. Ödenekler verilmiyor. Maaşlar bile ödenmiyor. Yokluktan mı? Hayır, inattan. Başkan bundan bile şov çıkarabiliyor. Beyaz Saray'daki hamburgerli pizzalı ikramı görünce ağzım sulandı. Markanın Burger King olduğunu fark edince neredeyse ekrandan içeri girecektim. Mutlaka Whooper'dır diye tahminde bulundum. Bir başka bilgi de vereyim. Bu kuruluşun Türkiye'deki temsilciliği Amasya'da olağanüstü çiftlik kurdu. Hani "helal et" dediğimiz cinsten. Homini gırtlak tutkunuysanız bu önemli detayı hatırdan çıkarmayın.
"Ben Amerika'dayken" tiratlarımdan sıkıldınız mı bilmiyorum. Washington DC ya da New York'tayken tercihim Roy Rogers'di. Çünkü Burger King henüz ortaya çıkmamıştı.
Neyse başa döneyim onca insana fast food ısmarlayan Trump'a 3 bin dolarlık ödemenin koymayacağı kesin. Ancak bizde durum farklı. Bunca girdinin zammına rağmen fiyatlar hâlâ sabit.
Dün sabah itibarıyla dolar 5,360 liraydı. Tuhafıma giden yine dün BİM'de Tombik marka 900 gramlık piliç salam 7,75'ten 8,50'ye çıkmıştı. Bu kuruluşun başındakileri Burger King'dekilerle değiştirmeyi öneriyorum.
Öteki ülkeler
Demokrasi bir kültürdür. İster inkâr edelim ister kabullenelim bu gerçek. Yunanistan'ı demokrasinin mucidi kabul ederler. Çünkü, agoralar ve amfiteatrlardaki oylamaları icat ettiler. Gerçekten demokrasi onlarla başladı. Bu model tüm dünyaya buradan yayıldı.
Son örneğini 48 saat önce yaşadık. Koalisyon dağıldı. Başbakan Çipras güvenoyu istedi ve aldı. "Artık battı" ve "adalarını satıyor" denen ülke bunalımdan çıktı. Bir yandan bizim adaları işgal etmeye ise devam ediyor. Hem de başlarında, ateist ve kravatsız ve de resmî nikahsız bir liderle. Demek ki, önemli olan demokrasi kültürü.
Birleşik Krallık
Brexit'le AB'den ayrılma kararı alan Birleşik Krallık'taki durum da aynen Yunanistan'daki gibi gelişti. Theresa May bu kez güven tazeledi. Alın size yeni "Demir Lady". Asıl dikkat etmeniz gereken politikadaki ince ayarlar. Bu arada MHP'nin tek resmî görevi milletvekilliği bırakılan Erhan Usta'nın ihracına iyi dikkat etmeliyiz. Sanki Göbeklitepe'deki asra dönüldü. Balgat'takiler, Usta'yı ilaha kurban ettiler. Bu demokrasi mi yoksa "kapı kulluğu mu?".
Misyon ne oldu?
Türkeş'in kurup, geliştirdiği misyonun bu duruma getirilmesi üzüntü veriyor.
Eleştiriler, disiplin kurulları mahkemelerle sonlandırılmamalı. 2019 yılı Türkiye'sinde hâlâ ihraçlar revaçta. Siyasetçiyi ikna yerine, dövme sistemi daha ne kadar devam edecek.
Gönderme
Bu işi eski dostum Kürşad Zorlu'ya göndermeyle tamamlayacağım. NTV'deki programdaki konuşmasından bir bölümü hatırlatacağım:
"İttifak sayesinde MHP, önemli belediye başkanlıklarının sayısını 46'dan 96'ya çıkaracak".
Dilerim haklı çıkar. Ancak, "Erhan Usta metodu" ile mi?
Yine bir başka siyaset analizcisi Ali Haydar Fırat'ın teşhisini de paylaşmak istiyorum:
"Türkiye'de konuşma sorunu var. Küfür ve ağır hakaret dışında özerklik olmalı. Sağlıklı yargımız olsa, bunları tartışmayız. Eleştirileri mahkemeye taşıyıp, silah olarak kullanmayız." Ne dersiniz, itirazı olan var mı?
***
Zamanlama
Aziz Kocaoğlu'nun tam İzmir Belediye Başkan adayının açıklanacağı gün "ben de varım" demesini yadırgadım. Daha altı ay önce "artık ben yokum" ilanını yapan kendisi değil miydi? U dönüşünün sebebi ne? Olası iki adayı da sevmemesi mi, yoksa "blöfünün görülmesi" paniği mi?
İzmir'deki aklı başında dostlarımın uyarılarını hatırladıkça, gerekçesini daha iyi anlıyorum. Genelde hepsi fikir birliğinde; "Kocaoğlu yönetimindeki İzmir Büyükşehir Belediyesi, başarısız oldu".
***
S. Arabistan'daki final
İtalya Süper Kupa Finali Cidde'de oynandı. Bu işin epeydir ülke dışında yapıldığını biliyoruz. Suudi Arabistan'da oynanmasının ana nedeni belli. Veliaht Prens Selman'ı "Kaşıkçı cinayeti"nden sıyırma çabası. Bu yüzden müthiş para ödediler. Araya serpiştirilen kimi başı tamamen açık bayanların görüntüleri dikkatlerden kaçmadı.
İyi maç olmadı. Juventus kupayı hak etti. TRT Spor da yayını güzel değerlendirdi. Hünkâr Mutlu iyi anlatımıyla şaşırttı. Yorumcu Ömer Üründül ise, her zamanki gibi başarılıydı...
...
GÜNÜN SÖZÜ
Yalan, konuşarak da söylenir, susarak da. Adrienne Ric