Demokrasi ve kayyım atama!
Siyaset yapan partiye siyasi parti, oyuyla iktidarı belirleyene vatandaş, silahla/şiddetle ülkeyi parçalamaya çalışan kişiye de terörist denir. Teröristin silahla yaptığını siyasetle yapana siyasi parti denmez.
Siyaset ve demokrasi demokrasiyi ortadan kaldırmak için kullanılamaz.
Terörle demokrasi, siyasetle şiddet, vatandaşla terörist arasında anlam bakımından uçurum vardır. Siyaset, demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü kullanılarak devletin varlığı, birliği ve sınırları tehdit altına alınamaz. Demokrasi demokrasiyi yıkmak için kullanılamaz!
HDP siyasi parti midir?
"Baldıran zehri" içmeyi göze alarak başlatılan bir "Çözüm Süreci" vardı. O sürecin en aktif olduğu dönemde Mart 2014 yerel seçimleri yapılmıştı. Seçim sonrasında siyasi durum değerlendirmesi yapmak üzere İmralı'ya giden HDP heyeti ile Öcalan arasında şöyle bir konuşma geçiyor.
Kitle katliamcısı Öcalan, HDP'nin başarısız olduğu il ve ilçelerde adayları kast ederek "Kim belirledi bunları?" diye soruyor.
Balüken "Seçim komisyonu çalışmalarıyla belirlendi" diyor.
Buna karşı teröristbaşı "Kimdir bu seçim komisyonu? Kandil tarafından mı belirlendi, yoksa siz mi belirlediniz?" diye soruyor.
Sırrı Süreyya Önder "Kandil belirledi" diyor.
Öcalan tekrar soruyor "Tamamıyla mı onlar belirledi?" aldığı cevap "evet" oluyor.
Bu olgu HDP'nin siyasi parti görünümü altında terör örgütünün siyasi makyaj altındaki uzantısı olduğunu gösteriyor.
Nitekim HDP; PKK'yı meşrulaştırmayı, PKK'yı övmeyi, PKK'lı teröristlerin cenazelerine katılmayı, devlete meydan okumayı siyaset yapmak olarak pazarlıyor. Şu sözler HDP'nin vekil sıfatı taşıyan unsurlarına aittir:
-"Daha Öcalan'ın heykelini dikeceğiz"
-"Biz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz."
-"PKK sizi tükürüğüyle boğar"
- "Keleşi size çevirmesini biz çok iyi biliriz"
-"Sırtımızı PYD'ye dayadık"
HDP'nin hapisteki eş genel başkanı Demirtaş, "PKK'lı teröristlerin cenazesine katılmayan HDP'li milletvekilleri hakkında soruşturma açılacağını" açıkca söylemişti.
Terör övücülüğün, PKK seviciliğin ötesinde de HDP, Türkiye'yi istikrarsızlaştıran bir çok şiddet olayının failidir. Bunlardan en önemlisi 6/7 Ekim 2014 tarihinde HDP'nin halkı sokağa çağırmasıyla başlayan ve HDP kontrölünde 35 ilde PKK/PYD yandaşları tarafında yapılan şiddet olaylarıdır. Bu olaylarda elliyi aşkın vatandaş hayatını kaybetmişti.
Şimdi birisi çıkıp HDP'lilerin çağrısıyla yapılan bu şiddet olaylarının ve söylemlerin siyasetle ne ilgisi olduğunu, oy alınan halkın hangi ihtiyacından dolayı yapıldığını açıklasın. Yine iktidar yetkilileri çıkıp 6/7 ekimdeki içsavaş provasıyla elli vatandaşın ölümüne neden olan HDP hakkında hangi işlemin yapıldığını açıklasın! Bu olayla ilgili olarak Demirtaş'ın yargılanması ayrıntıdır.
HDP, vatandaştan aldığı oylarla siyasi meşruiyet devşirip Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni parçalamak, bölmek ve yıkmak üzere harekete geçmiş olan PKK'nın emrinde olan siyasi görünümlü yapıdır.
İktidar ve devletin yetkili organları HDP'nin bütün belediye başkanlarının ve milletvekillerinin Kandil ve İmralı'nın emrinde olduğunu, bu belediyelerin şu veya bu biçimde dağı finanse ettiğini biliyordu. Bu köşede defalarca HDP'nin terörle, silahla ve şiddetle arasına mesafe koymadığını yazarak bu partiyle ilgili yasal sürecin başlatılması gerektiğini yazdık. Ama iktidar kulağının üzerine yattığı için hiç ses çıkarmadı.
Bugün çok doğru ve yerinde bir kararla görünürde halk, gerçekte Kandil tarafından belirlenerek seçtirilen Mardin, Diyarbakır ve Van Büyük Şehir Belediye Başkanları görevden alınmıştır. Ancak HDP hakkında yapılan hiç bir işlem yoktur.
İktidar terörün bataklığını kurutacak yerde sivri sineklerle (teröristlerle) mücadele etmektedir. Terörle mücadele topyekün yapılır. Bunun içinde herşeyden önce terörü besleyen siyasi, ekonomik, medya, dernek, site, sivil toplum niteliğindeki yapılar ortadan kaldırılmalıdır. Bu yapıların hukuk devletini, demokrasiyi ve insan haklarını istismarına da izin verilmez.