Davutoğlu kırmızı haritayla uyarıldı!..

ABD, elindeki IŞİD manivelasını ustaca kullanıyor... Daha önce de defalarca dile getirdik BOP’un kirli tezgâhını ama bir kez daha belirtelim; kanlı saldırılarla ele geçirdiği yerlerden IŞİD her ne hikmetse buhar olur gibi çekiliyor. Kafa kese kese, katliam yapa yapa elde ettiği toprakları mantar tabancası bile sıkmadan PKK/PYD’ye teslim ediyor. Başta, şu bizim meşhur, dünyayı dizayn eden (!) AKP Hükümeti olmak üzere birçok çevre kafalarını kuma gömdü. Büyük tehcire kimse sesini çıkartamadı. “Hepimiz Hrantız”, “Hepimiz Ermeniyiz” lerin ağzından uygulanan büyük soykırım için tek bir kelime duyamadık!.. Tabii ki duyamazdık. Çünkü işin ucunda büyük emperyalin çıkarlarına hizmet edecek Kürt Koridoru ve Kürt Devleti var.

7 Haziran’dan sonra topal ördek durumuna düşen AKP Hükümeti, Suriye sınırımızda meydana gelen gelişmeler karşısında oldukça aciz durumda. Tel Abyad da düştü PKK/PYD’ye teslim edildi. Kürt koridorunda Cizire ile Kobani kantonu birleştirilmiş oldu. Önce güvenlik zirvesinde ve sonra Bakanlar Kurulu’nda ele alındı son vahim durum. Bir kez daha uyarıldı derin stratejinin dehası (!) “Başbakan”  Ahmet Davutoğlu. Sadece sözle değil. Haritalar üzerinden gösterildi kapımızdaki büyük tehlike. Güvenlik birimleri bu haritayı koydu Ahmet Hoca’nın önüne ve “acil önlem almazsak böyle olacak”  denildi.

Türkiye’nin oluşturmak istediği güvenlik bölgelerinin ABD tarafından ısrarla reddedildiği hatırlatıldı. ABD ile koalisyon ortaklarının bölgeye kendi askeri güçleri ile  “güvenlik ve insani”  nedenlerle yerleşeceği uyarısı yapıldı. İçte ve dışta kıpırdayamaz hale gelen  “Başbakan” a seçenek olarak,  “ABD ve koalisyon güçlerinin oluşturacağı güvenlik bölgelerine mutlaka TSK’nın dahil edilmesi gerektiği”  sunuldu. 

Suriye sınırımızdaki son gelişmelerin ardından Ankara’da yapılan değerlendirmeler şöyle;

*YPG’ninIŞİD’e yönelik saldırılarına ABD öncülüğündeki koalisyonun uçakları havadan destek sağlıyor ve Suriye’deki Kuzey Koridorunun oluşmasına çaba sarf ediyor. YPG, ABD’nin kara birlikleri gibi hareket ediyor.

*YPG’nin, Tel Abyad’ı kendi denetimi almasından sonra IŞİD’in merkez olarak kullandığı Rakka’ya giden ana yollardan biri olan Ayn İsa bölgesine de saldıracağı kuvvetle muhtemeldir.

* Tel Abyad alınmasından sonra Ayn-el Arap’tan yaklaşık 7 bin kişi ve Irak Kürdistan bölgesindeki kamplardan 3 bin kişi bu bölgeye taşınacak ve PYD, bu taşıma ile bölgenin demografik yapısını büyük ölçüde kendi lehine değiştirecek.

* Tel Abyad’a (Akçakale) bağlı Türkmen köylerinden Kuneytra’ya sınır Dedeler köyü ve Bilal Çete köyleri 13 Haziran 2015 tarihi itibariyle YPG güçlerinin kontrolüne geçti. Bu köyler Suriye’de olayların başladığı 2011 yılından beri ilk defa PKK/PYD’nin kontrolüne geçen köyler oldu.

*30-31 Mayıs 2015 tarihlerinde koalisyon güçlerinin 5 köyü bombardıman etmesiyle başlayan bu son süreç yakın gelecekte ARAP ve TÜRKMEN tehciri ile sonuçlanacak ve bu durum da geriye dönüşü zor oluşumları arkasından getirecektir. Suriye Kuzey Koridoru, sözde Büyük Kürdistan’ın gerçekleşmesindeki en önemli adımdır ve sınır ötesine taşması (Türkiye) da büyük olaylara gebedir.

*ABD belli bir coğrafi alan ve sınırlı stratejik hedefler için YPG’yi IŞİD ile mücadelesinde, IŞİD’i de Suriye rejimine ve muhaliflere karşı kara birliği olarak kullanıyor neredeyse. Aslında ABD, YPG’yi desteklerken, yıllardır kendi planladığı projeyi hayata geçirmenin derdinde. İsrail kaynaklı olan bu proje  “Vaat edilmiş toprakların”  İsrailoğullarının denetimine girmesine yöneliktir ve Suriye Kuzey Koridoru’nun açılması en çok İsrail’in işine gelecektir.  Bu nedenle ABD, YPG’nin ortadan kalkmasını istememekte, tersine olabildiğince Türkiye’ye rağmen desteğini sürdürmektedir. YPG’nin kontrol sahasını genişletmesi, en çok ABD ve İsrail’i memnun etmektedir. Bu noktada Türkiye’nin eli de kolu da bağlanmıştır. Tek yapabildiği gelen göç dalgalarını kabul etmektir.

* ABD, kendisinden doğrudan destek almayan muhalif grupların İdlib ve Halep kırsalındaki rejim karşıtı ilerlemesini uzun vadede Amerikan destekli muhaliflerin değerini düşüreceğine inandığından aynı şevk ve istekle karşılamamakta, dostlar alışverişte görsün hesabı gütmektedir.

* Suriye savaşında yoğun çatışmaların yaşandığı ikinci alan ise Halep-Kilis bağlantısını sağlayan eksendir. IŞİD, Halep’in kuzey kırsalında Fetih Ordusu’nun elindeki bölgelere saldırıya geçmiştir.

* Halep’i tamamıyla rejimin elinden almak için büyük bir saldırıya hazırlanan ve aralarında Nusra Cephesi’nin de olduğu silahlı koalisyon Fetih Ordusu, IŞİD’in saldırmasıyla birlikte, rejime karşı başlatacağı büyük operasyonu erteleyip kuzey cephesine büyük sevkiyat yapmak zorunda kalmıştır.

* IŞİD, Halep’in kuzeyinde Fetih Ordusu elindeki Savran kasabasını ele geçirmiştir. Mare kasabası da IŞİD’in eline geçtiği takdirde Halep’in Kilis bağlantısı IŞİD’in menzilinde olacaktır. Azez bölgesi de IŞİD tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Burada en kilit nokta şudur; IŞİD bölgede ilanihaye kalmayacak, kalmasına da müsaade edilmeyecektir. Bu nedenle burada IŞİD kullanılarak aslında yine PYD/YPG’ye dolaylı destek söz konusudur ve gelecekte buralar hazır bir pasta olarak kendi hizmetkârlarına sunulacaktır. Bu yapılırken de, Suriye rejimi boş durmayacak, Halep’te bulunan muhalif Arap ve Türkmenler göçe zorlanacak ve Türkiye büyük bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalacaktır. 

1-046.jpg

Yazarın Diğer Yazıları