Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Damat olmak varmış...

Aradan 700 yıl geçmesine rağmen bilim ve teknolojide ilerleme kaydetmediği gibi cahiliye dönemini hatırlatan yapılanmaların yaşandığı İslam alemi tarihin en kötü günlerini yaşıyor. "Radikal marjinal gruplar" olarak küçümseyip her şeye rağmen hoş görü ile karşılanan gruplar zamanla palazlanarak terör örgütlerine evrilmeye dahası bir takım devletlerin resmi ideolojisi haline dönüşmeye başladı. Tarihsel yanılgı günün koşullarında petrolün gücü ile tavan yapınca siyasi gücü emperyalistler ele geçirerek hakimiyet Müslümanın yerine tröstlere devredilmiş oldu. Suudi Arabistan, Katar, İran ve Türkiye'nin içine itildiği duruma bu gözden bakmakta fayda var.

***

Ege Denizi'nde 19 adası işgal edilen Türkiye'nin Yunanistan'a karşı sessizliğinin derin anlamını çözmek mümkün mü? Vatanseverlik kavramı yerini yardımseverlik adı altına terk ederek sermayenin askerliğine doğru gidiyor. İktidara geldiği günden bu yana kendilerine dayatılanı harfiyen yerine getirenler söz konusu Karabağ, Kerkük olduğundaki sessizliklerini Katar'da bozup bir gecede asker gönderme kararını çıkarıyor. Ne ala... Kanı akan, şehit olan genç fidanlar nasıl olsa kendi evlatları değil. Bu konuda her Türk çocuğu gibi doluyum. Fazla uzatmayıp, önümüzdeki günlerde başımıza geleceklerle ilgili öngörülerimi paylaşacağım.

Bugün Anadolu'muzun çok özel öz deyişlerinden biri olan "İç güveysinden hallice" ile devam edelim. Binlerce yıllık Türk tarihinde damatlıkla ilgili ilginç notlar vardır. Türkologlarımız Göktürkler'den bu yana damat seçimleri ile ilgili tarihi kayıtları defalarca yazdı. Lafa gelince şanlı tarih denir ya. Ne hikmetse tarihin son demlerinde Osmanlı'nın duraklama ve çöküş döneminde damatlık ön plana çıkmış. Tahta oturacak şehzadelerin önüne geçmiş damatlar. Emevi kültüründen geldiği de söylenir. Ancak damatlık müessesesi asıl tarikatlarda hakimiyetini göstermiştir. Tarikatlar denince yanlış anlaşılmasın Arap egemenliğindeki tarikatları kast ediyorum. Ne Hoca Ahmet Yesevi dergahında ne Hacı Bektaş'ta damatlığın esamisi okunmaz. Anadolu Müslümanlığında yoktur böyle bir müessese. Zira Türklerde kız alıp vermenin kriterlerinde yiğitlik ve ülke menfaatleri vardır. Çıkar ilişkisi yoktur.

Sözü uzatmayalım. Bu sütunların takipçileri en az yazarı kadar dinbaz hareketlerde damat etkinliğini bilir. Tek tek isim ve tarih belirtmek yerine Türkiye'de bilinen, etkin tarikatların şeyhleri, şıhlarının postlarını damatlarına bıraktığının altını çizelim. Bunun sebeplerini çok bilmiş, iradesini teslim etmiş akademisyenler her fırsatta farklı kulvarlara, ihlasa doğru çekseler de biat geleneği potansiyelinin damatlarda yüklü olduğu gerçeğini perdeleyemezler. Zira, adı geçenlerinde damat iltisakı vardır. Kuşaktan kuşağa damatların kontrolüne geçen dergah ve tekkelerin niçin kapatıldığını halen tartışan sözde aydınlar ile ilgili Anadolu'muzda müthiş kıssalar vardır. Ramazan ayında fincancı katırlarını daha fazla ürkütmeden AKP iktidarının damatlık müessesesine kısaca göz atalım. 15 yıllık tek başına iktidarlarında mevcut yasalara rağmen "istisnai kadrolar" olarak bilinen, "özel kalem müdürü ve danışman" atamalarının çoğunluğu damatlar için kullanılmıştır. AKP'nin omurgasını oluşturan belediyelerde özel kalem, danışman, başkan yardımcılıkları akrabadan oluşur tamam da belirlenen istatistiklerin çoğunluğu damatlar içindir. Bu milletvekilleri, bakanlar ve Başbakan için de geçerlidir.

***

Kamuoyuna yansıyan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Bay Kavurmacı'nın FETÖ'den tutuklu iken horlama hastalığı yüzünden tahliyesi tepki ile karşılanmıştı. AKP kurucularından, TBMM Başkanlığı, hükümet sözcülüğü yapan Bülent Arınç'ın damadı Ekrem Yeter de tutuklanmıştı. Aradan üç gün geçince gece yarısı sessiz sedasız tahliye edildiği yansıdı haber bültenlerine. Üç günlük gariban asker FETÖ darbesinden 11 aydır tutuklu ama damatlar tahliye ediliyor. Damatların tarikat postlarına oturuşunu, milletvekili, bakan yapılışına tanık olmuş bu necip milletin vicdanı yeni damatlar yüzünden kanıyor.

Sevdiğim şarkıdır: "Şimdi İstanbul'da olmak vardı anasını satayım" ile başlayan dizeler. Yeni neslin bıçkın delikanlıları AKP'nin devr-i iktidarında "Damat olmak" olarak değiştirerek hançerlerini yırtarak terennüm edecek bu şarkıyı. AKP kapısında damat olmak adaletin terazisinin damattan yana ağır basmasını da sağlıyor. Ne günlere kaldık! Yaşasın mı damat adaleti?

Yazarın Diğer Yazıları