Daha da zor günler...
İktidarın bir ara kaldırdığı "bedava alış veriş çekleri" yeniden dağıtılmaya başlandı. Hem de miktarı artırılarak. Ak Parti'nin yerel yöneticileriyle belediyeleri arasındaki iş birliğinin devam ettiğini rahatlıkla görebiliyoruz.
Size tuhaf bir şey söyleyeyim, çekle alış verişte en fazla rağbet edilen kağıt havlu. Bu bana mı denk geldi, yoksa diğer yörelerde de böyle mi bilmiyorum.
İşte bu noktada Devlet Bahçeli'nin geçmişten kalma bir sözünü hatırlatmak istiyorum:
"Kömürü, makarnayı alın. Onlar size ananızın ak sütü gibi helal. Sıra oy vermeye gelince, bildiğiniz gibi davranırsınız."
MHP Genel Başkanı'nın bu öğüdünü unutmadınız, sanırım. Hani Bahçeli'nin miting meydanlarında Erdoğan'a "yağlı urgan" fırlattığı yıllar.
Esasa dönelim
Bana göre peynirler arasında değerlendirme yapılsa ilk ikiyi Kars gravyeri ile keçiden yapılma beyaz alır. Dün sabah BİM'den keçiden oluşturma 350 gramlık Vezir markayı seçtim.
Genelde dikkat ederim ama bu defa bakmamışım. Kasadan çıkıp fişi kontrol edince şaşırdım. Üç gün önce 13,95 liraydı. Şimdi 15,95! Yani kiloda yaklaşık 6 liraya yakın artırım.
Niyetleri değişmiyor
İkinci durağım A101'de de aynı oranda zam uygulanmıştı. Samimi olarak bir şey söyleyeyim mi "yandaş marketler"de ne ideolojik destek ne vatandaşa hizmet var. İlk ve son tercihleri kâr etmek. Varsa yoksa cepleri doldurmak.
Zor iş
Hoş hükûmette de bunlardan fark yok. Çay, şeker, motorin derken peşlerinden benzin geldi. Dikkat edin bunlar mekânı cennet Demirel'in "dört beyaz" dediği gruptan. Hangisine dokunulsa her şeye yansıyor. Alın size zam üstüne zam.
Emeklilerden gelen mesajlara bakıyorum, tek soru var: "Bu yılın ikinci altı ayına ne kadar zam verilecek?" Bunlara tavsiyem, ayaklarını en fazla yüzde 11'e kadar uzatmaları. Yanlışlıkla küçük bir miktar daha fazla uygun görülür ise sevinmek serbest.
Duvara toslandı
Tuhaf olan, iktidar borazanlarının değişmez tavrı. Bunların ağzından çıkanları duydukça, yazılı medyalarına bakınca pes diyoruz. 17 sene sonra geldiğimiz nokta meydanda. Ortalıkta boran var, çizdikleri tablo günlük güneşlik.
Silüeti bozanlar
Başta meslektaşım Erkan Yiğit olmak üzere epey insanın ilk önerisi güzel. Ekrem İmamoğlu'ndan "İstanbul'un silüetini bozan gökdelenlerin tıraşlanması." Doğrusu bu öneri aklıma gelmemişti. İstek sahiplerine bu işin mümkün olamadığını söylemekten yorgun düştüm. Zeytinburnu'ndakileri yapan müteahhide Fatih-Fethiye'deki İmam Hatip'i yenilettiler. Hani Erdoğan'ın mezun olduğu okul. Bunun karşılığında Zeytinburnu'nda yapılanlara yıkılmama garantisi verildi. Ancak geçmişte de bir Park Otel örneği var. Sözen, Amerikan tıraşı yapmıştı...
Olay sağlama da alındı. Artık yıkım kararı verecek tek yer Şehircilik Bakanlığı. Tıraşlama ancak bir iktidar değişikliği ile mümkün olabilir. Yani biraz daha sabır...
***
EN GÜZEL CEVAP
Fahrettin Bozkurt, seçim öncesi yolladığı mesajda "Bir ülkenin demokrasisinin geleceği için nasıl umutlu olabiliriz. İçimi rahatlatacak birkaç şey söyleyebilir misiniz?" diye sormuştu. Sanırım en güzel cevabı birlikte aldık. Dün öpe öpe yenilenen başkanlık mazbatası gerçek umudun ta kendisi...
İkilem
Tuhafıma giden Aydın Temizer'in şu cümlesi: "Belki de benim de farkında olmadığım takım düşmanlığım." Temizer'in mesleğini gerçekten merak ediyorum. Acaba Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın ekibinden mi?
Ona cevabı bir başka okurum Vahap Koçulu versin:
"Sayın büyüğüm, yazınızı her günkü gibi zevkle okudum. Hoşgörü ve öngörüleriniz bu fakirin ufkunu açtı. İsabetli, tarafsız kararlarınızı her zaman takdirle karşılamışımdır. Övgüye ihtiyacınız olmadığını biliyorum. Ama sizi ailemin bir ferdi olarak gördüğümden saygı ve teşekkürlerimi tekrarlıyorum. Allah kaleminize zeval vermesin. Sağlıklı uzun ömürler diliyorum."
Bunu da seçimden sonra aldım. Temizer'e cevap olsun diye yayımladım.
Kabullendiklerim
Görkem Öztürk uyarısında çok haklı. Zaman zaman tekrarladığım yanlışlarımdan bir yenisini yazıyor; "Engin Çağlar yaşıyor." Usta sanatçının hayatta olduğunu hatırlatıyor. Final cümlesi ise zarafet örneği; "Usta sanatçımıza ve size uzun ömür dilerim."
Size bir itirafta daha bulunacağım. Engin Çağlar'ın bizzat kendisi "yaşıyorum" diye mesaj yolladı. Tıpkı bir türkücü hanım gibi.
GÜNÜN SÖZÜ
Kötünün dünyada eseri kalmaz. Âşık Seyrani