Çuvaldan da beter!
“Bazen kısa süre bir yıldır”, “Kandil düşmeden dönüş yok”, “İşimiz bitmeden dönüş yok”, “Devletin ortak mesajı : İşimiz bitince çıkarız. Kısa süre izafi bir kavram...” manşetlerini okuyup etkili ve yetkililerin açıklamalarını dinledikçe rahatlıyorduk. Aklımız sınırın öte yanındaki yiğitlerde kulağımız şehit isimleri için kirişte idi. Topyekün kararlıydık hepimiz. Ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutların önünde metanetle durup “Düşmanı sevindirmemek için ağlamayacağım” diyen şehit aileleri ile beraber başımız dikti.
Bedirhan Gökçe’nin yürek sızlatan sesi ile okuduğu “Sol yanım ağrıyor” şiirini dinliyor, sol yanıma dönüp; sağ elimle kontrol ettiğim yaralı kalbimi okşuyordum. Çuval rezaletinden sonra zedelenen onurumun bir nebze olsun tedavi olduğuna hüküm vermiştim. Sol yanımın derin sızısına rağmen.
Derken haber bültenlerinde “Son dakika” anonsu ile irkildim. “Kandile girildi” müjdesini beklerken “harekat hedefine ulaşmıştır. Birliklerimiz yurda döndü” haberi ile başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Önce inanmamakla beraber geri çekilme görüntülerini seyrederken, dünya başıma tam anlamı ile yıkıldı. Giderken el sallayan kararlı ve mağrur yüzlerin başları önde idi. Kaçamak bakışlarında yorgunluk, uykusuzluk, açlık değil işlerini yarım bırakmanın derin hayal kırıklığı vardı Mehmetlerde.
Süleymaniye’de başlarına çuval geçirilen askerler geldi gözümün önüne. Haberin yorumu için arayan televizyon kanallarına ilk söylediğim şey, “Çuvaldan da beter” kelimeleri oldu.
ABD’nin talimatı ile başladığın işi yarım bırakıp, kös kös dönerken, Türk Milletinin haysiyetini hesaba katmayacaksın öyle mi?
Askerin çekilmesinden sonraki haberlere bakın, aportta bekleyen tescilliler “Sırada siyasi çözüm var” derken, AKP’nin basını Erdoğan’ın operasyonun başlangıcı ve bitişini Genel Kurmay belirler “ sözleri ile topu askerlere atmayı tercih etmiş. En çok kanıma dokunan ise; Dünya basınının tutumu: ” Bush çekilin dedi çekildiler “ Ve ” ABD istedi traşsız askerler döndü. “ başlıkları.
Mehmetleri, Coni lerle karıştıran zihniyet, bizim çocukların sakallarından rahatsız olmuş. Gazetelerin arasında, ” Son anda neler oldu “ diye temkinli yaklaşanlar da var. ” Gerekirse yine gireriz “ manşeti ile yalakalık yaparken, ricatı kamufle edenler de var. Çekilme planının ABD Savunma Bakanının gelişinden bir gün önce alındığı açıklamalarına gelince: ” Liderler ve komutanlar sadece yaptıklarından değil, yapamadıklarından da sorumludur “ dolayısı ile bu çekilme işinin psikolojik yansıması en ince ayrıntısına kadar hesaplanmalı idi. Askerin 240 kelle alıp, inlerini dağıtması savaşın bir unsuru ise; diğeri de psikolojik savaş yöntemlerinin yerli yerine oturtulmasıdır.
Sonuç olarak; Bush ve tayfasının açıklamalarından sonra askeri başarıya gölge düşürmemek için geri çekilme ertelenmeli birlikler zinde güçlerle yer değiştirerek bir süre daha orada kalınmalı idi.
ABD de başlayıp Avrupaya gelen ekonomik kriz tehditlerinin geri çekilmede etken olduğu hikayelerine gelince.. Türkiye’de ekonomik kriz yok mu? Esnaf her gün kepenk kapatıyor. Vatandaşın kredi kartları ile büyük bölümü yabancılara peşkeş çekilen bankalara olan borcu tamı tamına 439 milyar dolar. Bunu bilmeyen var mı?
Uzun lafın kısası bu ricat çuvaldan da beterdir. Sorumlusu ise; Gazi nin ” Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir “ sözleri yerine, ” Egemenliğimizi paylaşmakta ne zarar var. Gelişen dünyada bu bir zorunluluktur “ diye teslimiyet bayrağını açan siyasilerdedir.
Sol yanım ağrıyor anne.