Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Cumhuriyetle bilek güreşi yapanlar!

Özel okulların yeni yönetmelik taslağından bazı ifadeler ve figürlerin çıkarılması öngörülüyormuş. Milli Eğitim Bakanlığı devlet okullarının milli bayramlar, andımız, gençliğe hitabe, milli, amaç, Türk, Atatürk konusunu tartışmaya açması özel okulları heveslendirmiş olmalı. Özel okullar temel kavram ve amaçlara sataşmak için geç kalmanın verdiği telaş içinde yeni bir taslak hazırlamışlar. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre yeni taslakta “Türkçe” isim şartı da kalkıyormuş. Habere göre:
1. Özel okulların amaçları arasında yer alan “Öğrencileri Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmektir” ifadesi çıkarıldı.
2. Özel ortaöğretim okullarındaki Atatürk köşelerinden Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinin kaldırılması öngörülüyor. Mevcut yönetmelikte özel ortaöğretim okullarında Atatürk köşesinin zeminden yüksekte olması, Atatürk büstü veya maskının konulması, Atatürk’ün fotoğrafı, Türk bayrağı, İstiklal Marşı ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinin uygun biçimde asılması, madalyon, gravür, Atatürk’ün eğitimle ilgili sözlerine yer verilmesine ilişkin hükümler bulunurken, taslakta bu hükümlerin tamamı çıkarılmış.
3.Yabancı okul adlarına vize: Özel öğretim kurumlarına verilecek adların “Türkçe olması” şartının kaldırılması öngörülüyormuş.
AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte Cumhuriyet ve Türklükle ilgili değer, ilke, kavram ve ritüellere yönelik eleştiri yağmuru başlamıştır. İlk önce Türk milletinin tarihine, kimliğine, coğrafyasına, efsanelerine ve köklerine yönelik saldırılar gerçekleştirilmiştir. Bu saldırılar ilk önce bedensel ve beyinsel olarak iktidara bağlı kalemler ve televizyon aydınları tarafından gerçekleştirilmiş. Cumhuriyete ve kurumlarına yönelik iddiaları ve ithamları ilk önce yarı resmi iktidar kalemleri ve televizyon sözcüleri dile getirmişlerdir. Konu medya vasıtasıyla kamuoyuna mal edildikten sonra arkadan Devletin Bakanlıklarının uygulamaları gelmiştir. Aşama aşama Türk tarihine, kurtuluş savaşına, cumhuriyete, milli bayramlara yönelik eleştiri ve uygulamalar devreye sokulmuştur.
İlk hedefe konulan slogan “Ne Mutlu Türküm Diyene” olmuş. Ardından Türk kavramı etnisiteye indirgenerek marjinalleştirilmiş. Daha sonra Bozkurt gibi efsanelerin aslında Moğollara ait olduğu safsatası iddia edilmiş. Bağımsızlık, özgürlük ve var oluş efsanesi olan Ergenekon adı terör örgütü adıyla bir anılır olmuştur. Ardından Türkiye Cumhuriyeti Devleti tek tipleştiren, inkâr eden, asimilasyon yapan despotik bir yapı olarak tanımlanmıştır. Başbakan’ın bizzat kendisi bugün başında bulunduğu iktidarın Güneydoğu’daki dağlarda yaptığı operasyonlardan daha hafif sayılabilecek 1937’deki Dersim operasyonu vesilesiyle Türkiye Cumhuriyeti devletini “katliam” yapan devlet olarak ilan etmiştir.
Çeşitli bahanelerle milli olan her şeyi ya kaldıran ya da sınırlandıran bir kafanın uygulamasıyla Türkiye karşı karşıyadır. Damat Ferit’in takipçileri Cumhuriyetten ve Atatürk’ten rövanş almanın peşindeler. Küresel odaklarla işbirliği içinde cumhuriyetin getirdiği her şeyi devşirerek bunu başaracaklarını sanıyorlar.
Şurası unutulmamalıdır ki, cumhuriyet değerleri ve Atatürk Türk milletinin genleri haline gelmiştir. Bir seçimlik ömrü olan iktidarların Türkiye’nin bağımsızlığı, egemenliği ve varlığını sağlayan cumhuriyet değerleriyle bilek güreşi yapanlar eninde sonunda yenileceklerdir. Dolaylı ve sistemli olarak Cumhuriyetle kavga ederek Cumhuriyeti yeneceğini sananlar fena halde yanılmaktadır. Kaldı ki Cumhuriyete saldıranlar bu özgürlüklerini de bizzat Cumhuriyete borçludurlar. Cumhuriyetin hoşgörüsü ve müsamahasını yanlış yorumlayanlar yanlış yolda olanlardır. Bunu çok yakında herkes görecektir.

Yazarın Diğer Yazıları