Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Cumhuriyet ve Son Cüret...

Son yıllarda kazanılan tüm değerleri hovardaca satılarak yıkılmaya, yol edilmeye çalışılan "Cumhuriyet" inadına büyüyor... 97 yıl önce kurulduğu esnadaki temeli öylesine sağlam ve güçlü ki... Cahil cüretkarlığı ile saldıranlar bile sığaya çekiliyor. Onun adını anmaktan imtina edenler, Onun gölgesine sığınmak zorunda kalıyor. Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedi olan Lozan'ı, "Hezimet" sayanlar, "Gerekirse tartışmaya açarız" diyenler Ege'de, Akdeniz'de sıkışınca "Lozan"a sarıldılar... Özel günlerimizde, milli bayramlarımızda hastalık numarasına yatan, yurt dışı seyahat uyduranlar ve dahası Anıtkabir'deki törenler için: "Sap gibi dikilmek" diyenler şimdi Yozgat'ımızın ünlü "Sürmeli"sini dinliyor... "Dersini almış da ediyor ezber..."

Bugün bayram... Cumhuriyetimizin bayramı... Arefe bir gün önce, şerefe ise iki gün önceye denir. Bayramda sevdiklerime hediye almak için şerefe günü Cumhuriyetin kuruluşunu en güzel anlatacağına inandığım "Son Cüret"ten almak için kitapçıları gezdim. SİA Yayınevinin kurucusu Salih Yavuz daha basılmadan 450 bin sipariş aldıkları "Son Cüret"e Cumhuriyet Bayramı kampanyası yaparak daha çıkmadan korsana düşen bu dev esere toplumun tüm kesimlerinin sahip olması için fiyatı kırmış. İyi de yapmış. Soluk soluğa okurken "Aşk olsun Yılmaz!" deyiverdim. Türkiye'mizin en çok okunan yazarı Yılmaz Özdil iltifatların tamamını hak ediyor. Onun bir milyondan fazla satan, en çok okunan kitabı "Mustafa Kemal" için bu sütunlardan "Radyo tiyatrosu" gibi diye yazmıştım. Ardından dünya da hızla yayılan "Sesli kitap" için en güzel örnek olduğunu belirtip, ülkemizin ünlü tiyatro oyuncuları tarafından seslendirilmesi halinde başta görme engelliler olmak üzere, okuma-yazma bilmeyenlere, okumaya vakti olmayanlara da ulaştırmak için seslendirmede gönüllü olabileceğimi ilan etmiştim. Kıskanmadığım gibi gıpta ederim Yılmaz'a... Kendine has kısa cümleler ile geçtiğimiz hafta sonsuzluğa uğurladığımız Bekir Çoşkun'un yerini doldurabilecek tek meslekdaşımızdır. Hakkını teslim edelim. 38 yıllık meslek hayatının 12 yılını "Son Cüret"i yazma cüreti göstermiş. İşin kolayına kaçmadan binlerce tarihi vesikayı, milyonlarca sayfayı 445 sayfaya sığdırmak her babayiğidin harcı değildir. 5. sayfada kaynakça var. Ve yılların birikimi... Kolay mı... Dile kolay gelebilir. Bütün bunları her yaştan, her eğitim seviyesindeki insanımızın okuyup, anlayabileceği şekilde özetleyenin karşısında ancak şapka çıkarılabilir...

Cumhuriyetin kenti İzmir'de doğup, büyüyen, Hasan Tahsin'in izinde mesleğe gönül veren Yılmaz Özdil'in bütün kitaplarını keyifle okuyup, mütevazı kütüphanemin demirbaşına kaydettim. Lakin "Son Cüret"in yeri başka. Yılmaz'ın bir diğer özelliği de Anadolu'nun ücra köşelerindeki okullara, öğretmen ve öğrencilere kitaplarını ücretsiz göndermesidir. Kargo, pota masrafını da cebinden öder yüreği zengin arkadaşım. Ben yine aynı teklifte bulunacağım. Son Cüret mutlaka tiyatro oyunu haline getirilmeli. Radyo tiyatrosu tadında sesli kitap yapılmalı. Eline, yüreğine sağlık Yılmaz Özdil... Kuleli'de öğrendiğim hızlı okuma tekniği ile 12 saat yerine 7 saatte bitirirken çok da hıçkırdım. Mendil borcu var!..

Başkentte Cumhuriyet Yükseliyor!..

Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'yı başkent yapmasının sebepleri akademik bir çalışma. Gazi'nin Anayasanın değişemez maddelerine yazdırdığı Başkent Ankara; 25 yıllık fetret döneminden sonra yeniden Cumhuriyet ayarlarına döndü. Mansur Yavaş başkanlığındaki Ankara Büyük Şehir Belediyesi Atatürk'ün izlerinin, isimlerinin silindiği dönemde Cumhuriyet'in ve Gazi'nin emanetlerine sahip çıkarak başkente yakışır icraatları gerçekleştiriyor. Bu sütunlardan "Atatürk'ün Çubuk Barajı" başlıklı yazımda duyurmuştum. Anlamlı gün olan 29 Ekim'de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Meral Akşener'in de katılımları ile yeniden hizmete açılacak... Sadece Çubuk Barajı değil. Başkentte kaderine terk edilmiş onlarca park, bahçe, milyonlara hizmet edecek sosyal tesislerin açılışı da 29 Ekim'de yapılacak. Mansur Yavaş, başkentteki büyükelçi, diplomat ve gazetecileri Çarşamba günü (dün) Çubuk Barajı'na davet edip 1920-1930'lu yıllarda nasıl içme ve sulama suyu barajının inşasının tarihini paylaştı. Henüz ikinci yılını tamamlamamış belediyenin 100 milyon dolara ihale etmesi gereken projeyi 1 milyona nasıl yaptığını da gösterdi. Detaylarını yarına paylaşmak üzere umutla, sevgi ile kalın...

Yazarın Diğer Yazıları