CUMHURİYET KIRILACAK BİR ZİNCİR Mİ?..
CHP Genel Başkanı Baykal’ın kara çarşaflılara parti rozeti takması tartışılıyor ve konu farklı noktalara gidiyor.
Baykal’ın övünç madalyası gibi rozet taktığı hanımın eşi Sultangazi Belediye Başkanlığı için CHP’nin aday adayı imiş. (Baykal bu desteği verdiğine göre, artık ona “aday” diyebiliriz.) CHP’nin bu Atatürkçü (!) adayının açıklaması da basında yer aldı:
“Kadınlar evde oturmalıdır. Basına demeç vermesini istemiyoruz. Kadınlar geri planda durur ve çocuk yetiştirir.”
Baykal ise ne diyor: “Örtülü kadınlarımız zincirlerini kırıyor!”
Madem öyle. Peki, niçin üniversitelerde türbanın yasak olması için Anayasa Mahkemesi’ne gitti CHP?..
CHP’YE GENEL BAŞKAN OLACAK ADAM
Bu işleri CHP’nin başına saran İstanbul İl Başkanı’nın açıklamasına da bakar mısınız?
Partiyi karıştırdığı yetmiyormuş gibi, eleştiriye de tahammülsüz. Kara çarşaflılara tahammüllü, ama kendi partisinin kadın milletvekillerine tahammülsüz!
Bakınız, kendi partisinin İstanbul milletvekili Prof. Dr. Necla Arat’a ne diyor:
“Tombaladan çıkmış milletvekili!..”
Tam bir siyasi rezalet.
Arat’ı milletvekili yapan Baykal seyrediyor, bu sözlere izin veriyor.
Demek ki, Baykal partisine aldığı çağdaş kadın milletvekillerinden rahatsız olmuş, kara çarşaflılarla yer değiştirmek istiyor!..
Aslında CHP’nin İstanbul İl Başkanı tam CHP’nin genel başkanı olacak adam. Ne diyordu daha önce? “Türbanlıları da üniversitelerde görmek istiyorum.”
Yani, aslında özü sözü bir adam. Türban ve kara çarşafa bir gün evet, bir gün hayır demiyor. Yani Baykal gibi şaşırtmıyor.
Bundan sonra Sayın Baykal, parti yönetimine de kara çarşaflı yöneticiler ve İstanbul İl Başkanı’nı almalıdır!..
Hatta, il başkanı İstanbul’a başkan adayı olmalıdır. Nasıl olsa, bu politikalar ile oylar garanti!..
“SULTANGAZİ MUTABAKATI!..”
Kendisine yapılan her eleştiriyi “yerimde gözleri var” paranoyası ile karşılayan bir genel başkan ve yakın ekibine hiçbir nasihatin yararlı olmayacağına kesin eminim.
Şimdi soruyorum:
O kesim niçin AKP’ye, Saadet Partisi’ne değil de sana oy verecek?..
Kara çarşafı savunanların sayısı, bir partiyi iktidara taşıyacak kadar çok mu?..
Neden Erdoğan bugüne kadar hiçbir kara çarşaflıya parti rozeti takmadı?..
CHP’nin klasik yüzde 20’lerdeki oyu böyle mi artacak?..
“Oy verecek parti ve genel başkan bulamıyoruz” diyerek sandığa gitmeyen 11 milyon insanın sayısı şimdi daha da büyümeyecek mi?
Nasıl ki, “Dolmabahçe Mutabakatı” ile eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt değişti ise, acaba bundan sonra CHP için de “Sultangazi Mutabakatı” mı söz konusu olacak?..
YARAB!.. BİR OY UĞRUNA NE GÜNEŞLER BATIYOR!..
Bu hareket ile “halka inmiş ve kucaklamışlar” mış!!.
Ankara ve İstanbul belediye başkanlıkları şimdiden AKP’ye hayırlı olsun...
Şimdi İstanbul İl Başkanı’na ve Baykal’a hem belediye seçimlerini, hem de 2,5 yıl sonraki genel seçimleri açık farkla kazanması için formüller sunuyorum:
- Saidi-i Nursi için camilerde -seçimlere bir ay kala- mevlit okutun,
- İmralı’daki teröristbaşını ziyaret için bir parti heyeti gönderin ve DTP’lilerle ortak basın toplantısı ile kamuoyuna açıklayın!.
Böylece, “Halkın her kesimiyle kucaklaşma ve halka inme” nasıl oluyormuş herkes bir güzel görsün!..
Bu durumda halk da seçimlerde sevgisini mutlaka gösterecektir!..
Geçen yazımda “Bizi biz yapan bilinçtir” demiştim. Şimdi bilinçsizliklere tanık olurken düşünüyorum:
Yarab!.. Bir oy uğruna ne güneşler batıyor!..