Cumhurbaşkanının "imaj"ından intihar eden anneye...

OdaTV davasında tutuklu yargılanan dört gazetecinin serbest bırakılması ile Türkiye’nin imajını göklere çıkardık!..
Neden?..
Cumhurun başı öyle buyurdu!...
Ne demiş “beyefendi” ?
Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk hakkında tutuksuz yargılama kararı verilmesinden memnuniyet duyduğunu belirtiiiip, “mahkeme verdiği kararla Türkiye’nin imajına çok büyük katkı sağlamıştır” demiş...
AKP’nin hani şu sık sık “Türkiye ekonomide, Avrupa’da bilmem kaçıncı, dünyada bilmem kaçıncı büyük ülke” diye (rakamları bilerek belirtmiyorum çünkü aynı enflasyon rakamlarında olduğu gibi doğruluğundan şüpheliyim) kuru sıkı attığı Türkiye imajı.
Teğet geçen ekonomik kriz masalları falan filan..
Abdullah Gül,Türkiye’nin imajından hava attığı gün bakın haber merkezlerinin gündemine ne düştü;
 “Adana’nın Seyhan ilçesinde iki çocuk annesi Emine Akçay, eşi işsiz kalınca sefalete düştü. Ne yiyecekleri bir lokma ekmek, ne de ısınacakları kömür vardı. Yoksulluk canına tak etti. Soğuktan titreşen çocukları ısınsın diye saç kurutma makinesini açtı, yan odada kendini astı.”
Aynı gün haber merkezlerine gelen başka bir haber:
“Ankara Kumrular’daki bombalı saldırıda oğlu ölen baba isyan etti. Orhan’ın babası Mustafa Güzel, ‘oğlum için 22 bin, kaskolu araçlar için 32 bin lira verdiler. Bir araç kadar değerimiz yok’ dedi.”
Göz boyamada,toplumu afyonlamada, “cambaza bak oyununu” seyrettirmede ustalar ya, siyasetin ustaları!..
Bakın, size yakın geçmişten daha ne “imaj” haberleri sıralayacağım;
- “Esenyurt’a bağlı Güzelyurt mahallesindeki 6’ncı Cadde üzerinde bulunan bir AVM inşaatının şantiyesinde işçilerin kaldığı çadırlarda yangın çıktı. Elektrik sobası ile ısınan ve 15 kişilik olduğu belirtilen çadırda işçiler yangına uykularında yakalandı. 11 işçi öldü.” 
- “Adana’nın Kozan ilçesinde Gökdere Köprü Barajı derivasyon tüneli kapağının patlaması sonucu akıntıya kapılan 10 işçi öldü. Hâlâ cesedi bulunamayan işçiler var.”
- “Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesi’nde 13 ay önce meydana gelen göçükte toprak altında kalan 9 işçinin cenazesi halen çıkarılamadı. Elbistan’da ikamet eden işçilerden Hacı Mehmet İpek ile Cuma Yıldırım’ın yakınları yetkililerden cenazelerinin çıkarılıp kendilerine teslim edilmesini istedi.”
- “Eşi iftarda ‘yemek yok’ deyince kendini astı. El arabası ile sebze satan Hacı Oruç, iftar için evine döndü... Eşine ne yemek yaptığını sorduğunda, ‘Yemek yapacak bir şey yoktu, yemek yok’ yanıtını alınca kendini asarak canına kıydı...”
- “Muğla’nın Milas ilçesinde Kore gazisi açlıktan öldü, kimsenin haberi bile olmadı. Kore gazisi 80 yaşındaki Muharrem Topçu, terk edilmiş bir restoranın baraka benzeri bölümünde ölü bulundu. Kimsesiz Kore gazisinin üç gün önce yaşamını yitirdiği anlaşıldı.”
- “Henüz 2.5 aylıkken ‘açlıktan öldüğü’ haberi basına yansıyınca Samsun Emniyeti’nin ” Polis raporuna açlıktan ölüm sehven yazılmıştır” açıklamasının, gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Raporu hazırlayan polisin ‘sürgün’ edilmesine de yol açan olayla ilgili hastane raporunda, Kübra bebeğin ‘açlıktan öldüğü’ resmen kayıtlara geçti. Savcılık otopsisinde de, bebeğin midesinin tamamen boş olduğu yer aldı. ”
Bunlar bizim duyabildiklerimizden sadece bazıları. Abdullah Gül, TV’lere çıkıp gülücükler dağıtırken, twitterden mesaj ve fotoğraflar paylaşıp kamuoyu çalışmaları yaparken, “usta” Tayyip Erdoğan omzunu yana düşürüp ona buna racon keserken, dalıp gidiyoruz Pinokyo masallarına.
Saç kurutma makinesi ile bebeciğini ısıtmak için bitkin düşen anne çaresizlikten intihar ettikten sonra iki gözyaşı döküp tekrar TV’lerdeki “kim milyoner olacak yarışmalarına” , “hangi ünlünün, hangi ünlü ile ne tür seviyeli bir ilişki yaşadığını” anlatan televole programlarına, seviyeli yerli aşk dizilerine dalıp gidiyoruz.
Bunları seyredip kafayı güzelleştirince de hem Tayyip Erdoğan’ın hem de Abdullah Gül’ün “Türkiye’nin imaj” masallarını yemekle de kalmıyoruz bir de “vallahi adamlar çok haklı be!” çekiyoruz.
Yalnız seçimden seçime kapımıza un, kömür, makarna, patates çuvalları da bırakılınca, “ustaları” fakir-fukara, garip-gureba babası sanıyoruz.
Allah (C.C) İnşallah günahı affeder Emine Akçay annenin. Ama aklıma bir soru takıldı;
 “Acaba rahmetli Akçay’ın adı ve adresi il ve ilçedeki AKP teşkilatlarında ‘AKP’liler ve AKP’ye oy verenler’ listesinde yok muydu?”
Şimdi haklarını yemeyelim. Seçim öncesi kapı kapı dolaşıp yardım bahanesi ile rüşvet dağıtan AKP’liler, bağları koparmamak için listeledikleri bazı fakirleri, seçim dışında da görebiliyorlar...
Burada muhalefete de bir çift lafım olacak...
Siz de iktidarın imajına TV’lerden değil, halkın arasından bir bakın lütfen...
Belki daha gerçekçi politikalar üretmenize katkı sağlanır...


Takasa mı geliyoruz?..

odaTV davasında 4 gazetecinin serbest bırakılmasının ardından Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Ocak ayında açıkladığı 3. Yargı Reformu Paketi ile ilgili çıkan bazı haberlere dikkat etmek lazım. Paket, Meclis’de alt komisyonda. İleriki günlerde Adalet Komisyonu’na gelmesi bekleniyor. AKP’liler, TCK’nın 220/6 ve 220/7 maddelerindeki, örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek ile örgüte yardım suçlarında da düzenleme yapan pakette, örgüte üye olmadığı halde örgüt adına suç işleyenlerin cezalarının yarı oranda düşürülmesine işaret ediyorlar. Bunun ardından, sayıları binden başlayarak artan KCK ve Ümraniye davalarında birçok sanığın serbest kalacağı ifade ediliyor. Pakete komisyonda ve Genel Kurul’da ne gibi sürprizler eklenir, bilinemez ama şimdiden karşılıklı takas fotoğrafı kamuoyunun önüne konulmaya başlandı bile.
İş takasa getirilirse isterse bin defa tahliye kararı verilsin, Müyesser ablayı kimse Silivri’den çıkaramaz!..

 

Yazarın Diğer Yazıları