Ekrem İmamoğlu, kendisine destek için düğününü erteleyen Batmanlı gence söz vermişti; "Ben de katılacağım."
İstanbul Gönüllüleri'nden olan bu delikanlı açık farkla kazanılan seçim sonrası memleketine döndü. Nikah hazırlıklarına bıraktığı yerden devam etti.
İmamoğlu'nun "Geliyorum" mesajıyla havalara uçtu. Çünkü bu ülkede politikacıların sözlerini tuttuğu pek görülmemişti. Düğün ve eğlenceler İBB Başkanlığını iki kere kazanmış biriyle oldukça renkli geçti.
Buraya kadar sorun olmadı. Ne zaman ki dönüş sırasında Diyarbakır'a geçildi, kıyamet koptu. Başlandı "Sen nasıl oluyor da, görevden alınanlara moral motivasyonda bulunuyorsun" yaygaralarına.
Ateşleyen
İmamoğlu'nun düğünde çektiği halayı bile "bölücülere destek" yaptılar. Peki neden? Bu ülkenin 16 milyonluk yerleşkesini yöneten birinin kolbastı yapması değil de halayı mı sorun?
Terörle mücadelesinde zaman ve rakım tanımayan ancak "hal ve gidiş" ile "Türkçeden ikmalli" İçişleri Bakanı'nın pejmürde tehditleri ortalığı fena kızıştırdı. Hatta bu kampanyaya Erdoğan da katıldı; "ortalığı karıştırmak için il il gezenler" cümlesinin yarısı Gül, Davutoğlu ve Babacan'a ait, diğer yarısı ise doğrudan İmamoğlu'na gönderme.
Yeni umut
İmamoğlu'nun Diyarbakır'a uğraması aslında önemli bir siyasi satranç.
"CHP'nin Güneydoğu'daki oyları yüzde 2'yi geçmez"i savunanlar kendilerine gelir gibi oldular. Partisini bir yana bırakın, İmamoğlu, artık Türkiye'nin her tarafında umuttur. En başta da Doğu ve Güneydoğu'nun.
Karadeniz'de ya da İstanbul'daki turları ve gördüğü ilgi doğaldı. Ancak Güneydoğu'daki sevgi seli bazıları için sürpriz oldu.
Er veya geç seçim sandığı halkın önüne gelecek oradan çıkacak sonucu şimdiden söyleyeyim; "Erdoğan'dan sonraki Cumhurbaşkanı kesinlikle İmamoğlu'dur." Tabii, birtakım iftira ve oyunlarla yolunu kesmeye çalışmazlarsa.
Kılıçdaroğlu
Öte yandan İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Yürüyüşünde en büyük destekçisinin CHP Genel Başkanı olduğunu söyleyebilirim. Planı kurgulayan da Kılıçdaroğlu'dur. Nasıl Beylikdüzü'nden İBB'ye taşıdıysa şimdiki hedefi "Beştepe'ye yerleştirmek."
Düne kadar dalga geçtikleri Kılıçdaroğlu sonunda "Siyasetin piri" haline geldi.
Doğrular
İzlemeyenler için yazacağım. İmamoğlu'nun sağ kolu Murat Ongun'un Yeniçağ dışında yer almayan sözleri bir dürüstlük belgesi. "İSPARK'a beş kuruş zam yapılmadı."
Belediye'nin sosyal tesislerine giriş ücretinin artırıldığını söyleyeceksiniz. 60 bin "İSPARK avantacısı"nı da deşifre edeceksiniz. Doğruları söylemek pek çok iftiradan ön almaktır.
***
Şakşakçılar
Tarafsız Bölge, bu defa geleneksel gününde değil, Çarşamba gecesi yayınlandı. Konukların arasında pişekâr da vardı lahana bebek de mevcuttu. Bu tiplere artık sinirlenmeme kararı aldım. Bunlar parayı bu yüzden alıyorlar.
En büyük değişimi Ahmet Hakan Coşkun'da fark ettim. Kısa ara ona yaramış. Dilerim, bu tarafsız görüntüyü sürdürür.
Gülfem Saydan Sanver'e isminin önüne yerleştirdiği Dr. unvanının yaradığını da itiraf etmeliyim.
***
Ciddiye almamak
NTV'nin Yakın Plan'ında Ahmed Arpat'ı tebrik etmekle başlayacağım. Bu yetenekli genç, her geçen gün daha iyiye gidiyor. Tarafsızlığıyla kimseyi kızdırmıyor.
SETA'cı Burhanettin Duran'a ilk ve son lafım "ayakta uyumaya başladı." Oral Çalışlar yarı uyku halinde.
Adil Gür'ün gözleri her zamanki gibi ferfecir okuyor. En müthiş laf da ondan çıktı; "Yeni partinin geleceğini Ak Parti'nin tutumu belirler. Gözlerinde büyütürlerse kendileri kaybeder." Gür'ün tavsiyesine dikkat etmelerinde yarar var...
Madem NTV'den söz ediyoruz, devam edelim. Berfu Güven'in Çarşı-Pazar'ı iyi gidiyor. Ekonomiyi sade vatandaş gözlüğüyle ele almakta. Ekmekle başladı. Dondurma ve altına kadar uzandı. Berfu'nun en büyük avantajı merhum Güngör Uras gibi bir ustanın rahle-i tedrisinden geçmesi. Onun yolundan başarı ile devam ediyor.
Her şeyden önce Berfu'yu bu alanda tek başına kullanmak kimin fikri ise onu da tebrik etmeliyiz.
Cem Seymen'e gelince yaptığı aynı şeyleri tekrar etmek. CNNTURK'ün boşluk doldurucusu!
...
GÜNÜN SÖZÜ
Uyku acının en iyi merhemidir. John Doune
