Cumhurbaşkanı istiyorum...

Kendim için söylüyorum; Sağı-solu, orayı-burayı eleştirmek kolay!.. “Haydi sen yap bir Cumhurbaşkanı tarifi” diye e-postalar da gönderiyorsunuz ya..
Tamam... Buyurun öyleyse...
Anayasamız ne hükmediyor?
“Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.” 
En birinci şartım; Yeni seçeceğimiz Cumhurbaşkanının 49 yaşını geçmemiş olması.
Dinamik olsun.. Genç ve enerjik olsun..
Devlet duvarı gibi yüzü olmasın. Kaşlarını çattığı kadar gülmeyi de bilsin.
Cumartesi-Pazar günleri spor kıyafetlerle dolaşsın..
First leydi ile kol kola pazara gitsin.. Çocuklarıyla gönül huzuru içinde yakan top oynasın.
Ara sıra kahveye gelip Ahmet amcayla çay içip sohbet etsin.
Köylünün traktörünü kullanıp tarla iyi sürülebiliyor mu diye bir baksın..
Çankaya sofralarını, Erzurum’a taşıyabilecek karakterde olsun.
Cumhurbaşkanı baş danışmanlığı kadrolarına bürokratik monşerlerin yanı sıra en az 1 köylü, 1 esnaf, 1 işçi, 1 de ev hanımı alabilecek kadar yürekli ve komplekssiz olsun.
Mal varlığını her an beyan edebilecek kadar şeffaf olsun.
Arkadaşlarımın ve benim çocuklarımın değil, milletin evlatlarının hak edenlerinin gemicikleri olsun diye gayret etsin.
En az 3 yabancı dil bilsin. Ama, Türkçe konuşurken araya İngilizce serpiştirmesin. Türkçeyi Türkçe gibi konuşup tüm millete örnek olsun.
Milliyetçi olsun. Vatanı-Türk milletini sevmenin göstergesi diye atlı süvari tören birliği kurdum dümenlerine yatmasın. Okullarda andımızı tekrar okutsun. Sökülen T.C. tabelalarını tekrar yerli yerine taktırsın. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ özlü sözünü kaldırmaya cüret edenlere haddini bildirsin. Milli bayramlarımıza layık olduğu değeri versin. Bölücü hainlerle işbirliği yapanların önünü açmak için  “güzel şeyler olacak” demeyip, vatana ihanetin cezasını muhataplarına çektirebilecek kararlılık ve dirayette 
olsun.
Mukaddesatçı olsun. Haramı meşrulaştıranlara, zinayı kaldıranlara dikilebilsin. Hırsızların karşısında kale gibi dursun.  “Rehberim, sevgili peygamberimizin sünnetidir”  diyerek,  “acaba şöyle yaparsam bu hoca efendi bana kızar mı?. Şöyle konuşursam ve de davranırsam falanca cemaatin mensupları bana diş gösterir mi?”  hesaplarını hiçe sayabilsin. Kraliçenin karşısına smokinle çıkıp,  “içinde içki yoktu ama..” kandırmacısıyla kadeh kaldırmayacak kadar inançlı ve dirayetli olsun.
Papa heykellerinin altında kendisine dayatılan Haçlı ittifak senetlerini yırtıp atabilecek, hediye edilmek istenen dolma kalemleri kıracak kadar Müslüman Türk cesaretine ve inancına sahip olsun.
“Kraliçe ne der?”, “ABD Başkanı ne tepki gösterir”, “Avrupalı dostlar kızar mı”nın derdi yerine “Allah benden nasıl hesap sorar”ın tasası ile yanıp tutuşsun.
Cuma’dan Cuma’ya değil ara sıra vakit namazlarında da cami cemaatiyle  bir araya gelsin. Ama bunu gösteriş için değil peygamber efendimizin hayatı ve 4 halifenin hayatındaki örneklerine uygun olarak tatbik etsin. 
Terleten Cumhurbaşkanı olsun. Vatanı, milleti için çalışmayanlara, yan yatanlara yalnızca kendi istikbalini düşünenlerin sırtından ter getirsin.
Gerçek bir başkomutan gibi olsun. Askeri tatbikatlara gittiğinde üzerine giydiği kamuflaj sırıtmasın. O bedene uysun. Ruh ile beden bütünleşebilsin. “Merhaba asker” diyerek tören kıtasını selamladığı anda verilen “sağol”  cevabı tüm dünyayı inletebilsin.
Demokrat olsun. Sadece kendisini aday gösterenlerin değil her kesimin sesine kulak verebilsin. “Ben ne yaparsam tabanımı kızdırmam”ın değil  “ben ne yaparsam tüm milleti sevindirebilirim”in sevdalısı olsun.
Çankaya noteri olup her önüne gelene imza basmasın. Göreve getireceği devlet yöneticilerinde önceliği liyakat ölçüsü olsun.
AVM değil, yeşil alan dostu olsun.
Bağnaz olmasın. Kendisi gibi düşünmeyenler, inanmayanların da sesine kulak verip dinleyebilsin.
Türk gencinin önünü açsın. Fosil zihniyetlere  “artık emekliye ayrıldınız” diyebilsin.
Ve;
Türk’ün kanını içmeyi hayal edenin, vatanımdan bir çakıl taşı almayı aklından geçirenin tek hamlede hiç çekinmeden gözünü oysun.
Madem, Cumhurbaşkanını halk seçecek, ben de oy kullanacağım, bu kadarını istemeye hakkım yok mu?..

Yazarın Diğer Yazıları