Cumhurbaşkanı Gül'ün mesajının düşündürdükleri...
KKTC’nin 25. Kuruluş Yıldönümünü her yıl olduğu gibi büyük gurur ve coşkuyla kutladık. Anavatan Türkiye’den gelen heyetlerin de katıldığı kutlamalarda yapılan konuşma ve yayımlanan mesajlarda günün anlam ve önemi vurgulandı. Kıbrıs Türkünü ve devletimiz KKTC’yi yücelten söylemler yanında kafaları şaşırtan mesaj ve konuşmalar da yapıldı.
Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a gönderdiği mesajda önemli ifadeler yer almıştır. Mesaj şöyledir: “Kıbrıs meselesi ve Kıbrıs’taki kardeşlerimizin haklı mücadelesine önem ve öncelik verdiğimi her vesileyle vurguladığım malumlarıdır. Kıbrıs Türk halkının, siyasi eşitlik ve özgürlük mücadelesinde elde ettiği başarı her türlü takdirin üzerindedir. KKTC’nin insan haklarına saygılı ve demokratik hukuk devleti kimliğiyle her geçen gün ileriye gitmesi, Anavatan Türkiye için büyük heyecan ve gurur kaynağıdır. Kıbrıs’ta çözüm siyasi eşitliğe, Ada’da iki ayrı halkın ve iki ayrı demokrasinin varlığı ile iki Kurucu Devlet’in eşit statüyle oluşturacakları yeni bir ortaklığa dayanacaktır. Türkiye, tarihi ve ahdi mesuliyetinin bilincinde olarak, bugüne kadar olduğu gibi, gelecekte de, Kıbrıs Türk halkının dirayetli liderliğinizde adil, yaşayabilir ve kalıcı bir çözüm için gösterdiği özverili çabaları destekleyecektir. Anavatan ve garantör üç ülkeden biri olarak 3 Eylül 2008 tarihinde başlayan müzakere sürecinin hedefine ulaşması samimi arzumuzdur. Öte yandan, KKTC halkı üzerindeki haksız, gayrı insani ve hukuk dışı kısıtlamaların kaldırılması bağlamındaki ortak çabalarımız kararlılıkla devam edecektir. Türkiye ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bulundukları coğrafyada istikrar ve güvenliği sağlayarak, barışın ve aydınlık yarınların teminatı olacaklardır.”
Bu mesajı gönderen Cumhurbaşkanı Gül, daha dört yıl önce Kıbrıs Türkünün yok oluşu- KKTC’nin ortadan kaldırılması- demek olan Annan Planına destek vermemiş miydi? Kıbrıs Türküne ’kendi mezarını kazmak’ anlamına gelen Annan Planına ’evet’ demesi baskısında bulunmamış mıydı? Milli Davamızın lideri Devletimiz KKTC’nin Kurucusu Cumhurbaşkanı Denktaş’ı çözümsüzlük istiyor diye Tayyip Erdoğan ile birlikte suçlayıp insafsızca eleştiri bombardımanına tutmamış mıydı? Gül, AKP’nin iflas eden ödüne dayalı Kıbrıs politikasının sorumlusu değil midir? AB’ye girmek uğruna, Kıbrıs’ı Sayın Cumhurbaşkanı Gül ve arkadaşları gözden çıkarmamış mıydı?
Bütün bunlar ortada iken, Sayın Gül’ün KKTC’nin 25. Kuruluş Yıldönümü vesilesiyle ve Cumhurbaşkanı seçildikten sonra KKTC’ye yaptıkları ziyarette de vurguladıkları üzere “Kıbrıs’ta çözüm siyasi eşitliğe, Ada’da iki ayrı halkın ve iki ayrı demokrasinin varlığı ile iki Kurucu Devlet’in eşit statüyle oluşturacakları yeni bir ortaklığa dayanacaktır” sözlerine kaçımız inanır ve bundan mutlu olur? Kaçımız Sayın Cumhurbaşkanı Gül’ün takiye yapmadığına gerçekten inanmaktadır? Kaçımız Gül’ün KKTC’nin her şartta yaşatılacağı açıklamalarına inanır? Kaçımız ’kurucu devlet’ten kastedilenin ’egemen KKTC’ olduğuna ve ’egemen olmayan-güçsüz bir eyalet olmadığına’ inanır? Kaçımız tek egemenlik, tek temsiliyet, tek vatandaşlık, üniter yapı çerçevesinde yürütülen müzakerelere destek veren Cumhurbaşkanı Gül’ün önceki gün gönderdiği mesajla kuruluşunu kutladığı KKTC’nin “aydınlık yarınların teminatı olacağına” gerçekten inandığına inanır. Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Gül’ün geçmişteki Kıbrıs karnesi maalesef zayıftır. Gül’ün geçmişteki Kıbrıs siyaseti birçok Kıbrıslı Türkü yaralamıştır. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs Türkleri olarak bizler ve devletimiz KKTC ile ilgili bugün söyledikleri pek inandırıcı olmamaktadır. Önümüzdeki dönemde emperyalizmin yeni dayatmaları ile karşı karşıya kaldığımızda inşallah Sayın Gül Kıbrıs Türkünün kendisine gönülden inanmasını sağlayacak adımlar atar, dayatmalara karşı Milli Davamızın öngördüğü şekilde devlet adamlığını gösterir. Anavatanına bağlı bizler de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın sözüne güvenememenin rahatsızlığından kurtuluruz...