Çözüm: Siyaset üstü düşünmektir (ıı)

Türkiye’de siyasi parti genel başkanlarının, genel başkan olduktan sonra ilk işleri, kendilerini genel başkanlıkta tutacak piramit düzeneğini kurmak oluyor. Bunun içindir ki halk demokrasiyi tadamıyor. Bu nedenle demokrasi talebi sınırlı oluyor.
Söz gelimi, 1961 Anayasası’nın getirdiği demokrasi gömleği o zaman siyasete geniş geldi. Siyasi partilerde ön seçim ve nispi temsil zorunlu oldu ve fakat politika, siyasi parti genel başkanları nezdinde tekelleşti. O kadar ki 1980 öncesi anarşi ortamı ve sıkıntıları bile Demirel ve Ecevit’i bir araya ve çözüm arayışına getiremedi.
1980 ihtilali ise 960 ihtilalinin aksine, demokrasiyi kalıcı olarak topal bıraktı. Siyasi partiler ve seçim kanunu siyaseti, halkın siyaset yapmasını engelledi. Ne var ki, siyasi partilerde lider sultası olduğu için seçim konusunda ihtilal kanunlarını değiştirip, ön seçimi zorunlu yapmaya yanaşmadılar.
Siyaset, ekonomik ve sosyal sorunlara çare üretemiyor...
1. Demokrasi açıklık ve şeffaflık rejimidir. Sınırlı alana sıkışmış ve halktan kopuk bir demokrasi olmaz. Bunun içindir ki bizde yapılan siyaset, entrika düzeyinde kalıyor.
2. Politik haklar ve sivil özgürlükler konusunda Türkiye yarı özgür ülke statüsündedir. Bu statü uluslararası kuruluşlar ve AB raporlarında yer almaktadır. ABD senatosunda Türkiye’de otokrasiye kayma olduğu tespitleri yapılmıştır.
Maalesef bu tespitleri destekleyen uygulamalar vardır.
1. Türkiye’de başkanlık talepleri, parlamenter sistemin uygulamada engellenmesi, demokrasinin güvencesi olan kuvvetler ayrılığını da zedelemiştir. Yargının idareye bağlanmasının yolları açılmıştır.
* Hükümet, mahkeme kararlarını dinlemiyor. Söz gelimi, bizzat önceki Adalet Bakanı, Ak-Saray için idare mahkemesi kararı uygulanmadı diyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Alevilerle ilgili zorunlu din dersleri kaldırılsın kararı da uygulanmıyor.
* Kadın haklarında kağıt üstünde ilerleme var ve fakat fiilen gerileme var. Kızları belirli bir kıyafete zorlama, Cumhurbaşkanının kadınlarda eşitlik anlayışı gibi uygulamalar fiiliyatta kadın haklarında gerileme yaratıyor.
* Demokrasinin olmazsa olmazlarından olan basın, AKP çizgisine kanalize edilmek istenmekte ve yasaklar konulmaktadır.
* Bütün siyasi partiler, din istismarı üstünde siyaset yapıyor. Söz gelimi, CHP ve MHP de AKP kulvarında bir Cumhurbaşkanı adayı seçmişti.
2. İmparatorluktan ve şeriat rejiminden, bağımsızlık savaşının getirdiği elverişli ortam sayesinde cumhuriyete geçtik. Bütün devrimler tek parti döneminde yapıldı. Toplum cumhuriyet ve demokrasinin, devrimlerin değerini bunları engellemek isteyenleri bizzat görerek şimdi anlıyor.
Ayrıca demokrasimiz sık sık kesintiye uğradı. Bu nedenlerle halkın demokrasi kültürü gelişmedi ve demokrasi talebi zayıf kaldı. İş siyasi partilere kalıyor. Siyasi parti genel başkanları da demokrasi istemiyor.
Bir defa gelen genel başkanlar, kazansa da kaybetse de partiyi kendi malları, genel başkanlığı da doğal hakları gibi görüyorlar. Ön seçim yaparak, yetkiyi halkla bölüşmek istemiyorlar. Vekillik genel başkanların iki dudağı arasında olduğu için genel başkanların etrafında yalaka grubu oluşuyor. Eğer milletvekillerini halk ön seçimle seçmiş olsaydı, onlar da halka karşı sorumlu olurlardı.
3. Sözde Ermeni soykırımı iddiaları, Papa’nın söylemi ve Avrupa Parlamentosu kararı, arkasından destek bulursa Ermeniler anayasalarında yazılı olduğu şekilde Türkiye’den toprak ve tazminat isteyecekler. Siyasi partilerin böyle bir sorun karşısında, siyaset üstü düşünüp, milli dayanışma ve söz birliği içinde olmaları gerekir. Maalesef soykırım vardır diyenleri partisinde üst görevlere getirenler, bu gibileri ilk sıraya yazıp milletvekili yapanlar, toplumun geleceğini ipotek altına alan projelere hizmet etmiş oluyorlar.
4. Bir ekonomide iş yaratmak uzun zaman alır ve maliyet ister. Bütçeden para dağıtarak oy yarışına girmek kolaya kaçmaktır. İktidar veya muhalefet bütün siyasi partiler bu konuda aynı kulvarda yarışıyor.
Özet olarak, siyaset üstü düşünmek; toplumsal değerleri siyasetin üstünde tutmak ve halkın siyasete katılmasını istemektir.

Yazarın Diğer Yazıları