Corona'dan beslenen virüs!!!
Dünyayı adeta teslim alan sinsi bir virüs yerkürenin bütün coğrafyalarında tüm ulusları alarma geçirdi... İnsanlık panikte, devletler çaresiz!..
Amerika'dan İtalya'ya, Slovakya'dan Yunanistan'a kadar, olağanüstü hal ilan ederek teyakkuz haline geçen devletler, küresel bir sağlık tehdidine karşı ne yapacaklarını şaşırmış haldeler..
Başta Corona'nın ilk görülmeye başladığı Çin olmak üzere, İsrail'den Amerika'ya, Fransa'dan Almanya'ya kadar sağlık sektörünün önemli aşama kattettiği ülkelerde virüse karşı aşı geliştirme çalışmaları hızlandırılırken, ne yazık ki hem salgının etkisi büyüyor, hem de ağır sonuçları...
Sadece Çin'de 4 binden fazla insanın ölümüne yol açan Corona, ağır tahribat yarattığı İtalya'da da yaşamı tamamen teslim almış durumda... Eczaneler ve gıda toptancıları dışında her yer kapalı İtalya'da...
Milyonlarca insanın virüsün tehdidi altına gireceği yolunda raporların medyaya sızdığı Amerika ise salgının bir kaç ölüm vakasıyla aşılamayacağının farkına vardı, Trump ulusa seslenerek önlemleri açıkladı...
ABD, önceki gün Avrupa ülkelerinden girişlere yasak koyarken, virüsün geçen haftaya kadar görülmediği (!) çok az sayıda ülkeden biri olan Türkiye de, önceki günden itibaren açıklanan bir vaka ile birlikte alarma geçti...
İtalya gibi birçok ülkede sayısı artan ölümler ve salgının etkileri ile birlikte gazetelere zaman zaman yağma haberleri ve insanların gıda satılan marketlere hücum etmesi yansırken, Türkiye'de şimdilik "tek vaka"nın yol açtığı panik sadece Corona'nın tehdidini öne çıkarmadı, aynı zamanda toplumun kimi kesimlerinde, zihinleri kirlenmiş bazı yaratıkların ruhunu teslim alan bir virüsü de deşifre etti!.. Zam, kazık, soygun virüsüdür bu!!!
Karaborsaya direnin...
İşte tam da insanlığın can korkusuyla en çok sıkıştığı, ne yapacağını şaşırdığı, çıkmaza girdiği ve çare aradığı dönemde deşifre oldu o virüs!!!
İnsanın kanında büyüyen ve sistemini bozan virüslerden daha çok, toplumun kanına sinsice ve utanmazca giren bir virüs bu...
Enflasyon yalanının, zam pervasızlığının ve toplumu kazıklamaya devam eden fiyat anarşizminin fırsatları kaçırmadığı bir ülkede, bir anda ortaya çıkan utanç verici Corona pazarı halkı virüs salgının tehdidi kadar ürküttü ve çaresizlikle karşı karşıya bıraktı...
Çin'de, İtalya'da ve Corona'nın insanları sinsi bir virüsün tuzağında ölüme sürüklediği diğer ülkelerde, bir buçuk liraya satılan bir paket makarna aradan 24 saat geçmeden 16 liraya, 5 liralık bir şişe kolonyanın fiyatı ise 20 liraya yükseldi mi acaba?..
İnsanların depremler, yangınlar, sel felaketleri ve Corona gibi küresel sağlık tehditleri sırasında gıda maddelerine hücum etmesi, hatta stoğa yönelmesi bir nebze olsun anlaşılabilir ama çaresiz kalanların sıkıntısını fırsata dönüştürerek, insanların alım gücü ile birlikte canlarını da sömüren karaborsacı- fırsatçıların ülkemizde bu kadar hızlı peydahlanması mide bulandırıcı değil mi?..
Soralım o zaman; Türk toplumu ne zaman bu hale geldi?..
"Benim memurum işini bilir" diyenlerin rüşvet ve adam kayırmacılığı gelenek haline getirmesinden sonra, yağma ve soygunculuğun siyaset üzerinden legalleşmesinin de utanç verici sonuçlarından biridir bu durum...
Can pazarını kemirenler!...
Evet; Corona virüsü ile birlikte insanlığın cebini, canını, yaşamını vuran virüs de aynı anda harekete geçti...
Millet can derdindeyken, ne yazık ki virüs doğuran virüslerin, ekmek pazarında cirit attığı bir döneme de girdi Türkiye!!!
Kurtuluş Savaşı'nda çarığını, buğdayını, bulgurunu ve ununu Kuvayi Milliye'ye seferber eden ataların çocuklarının yaşadığı Türkiye gibi bir ülkede, 1980 öncesinden itibaren yokluk ve zamlarla birlikte ortaya çıkan karaborsacılık ne yazık ki son yıllarda devletin de işi gevşetmesi nedeniyle fırsatçıların zıvanadan çıktığı bir dönemi yaşatıyor insanlara...
Diyeceksiniz ki, kebapta, sucukta insanlara at, eşek, domuz eti yediren, bütün gıda maddelerine sahtecilik bulaştırarak insan yaşamını tehdit eden gıda teröristlerini deşifre etmekten başka bir yaptırım uygulamayan devlet, Corona'nın henüz yüzünü göstermeye başladığı bir dönemde piyasaya çıkan fırsatçı- karaborsacı çetelere karşı etkili olabilir mi?..
Baksanıza; dezenfekte ürünlerine yüzde 400'e varan zamlar yapılmış, kolonyadan ıslak mendile, maskeden sağlık gereçlerine kadar neredeyse onlarca çeşit ürün, ilk Corona vakasının açıklanmasından 10 saat sonra utanç verici zamlarla karaborsaya düşürülmüş...
Ve ne yazık ki televizyonlarda her gün bağıra bağıra reklam yapan bazı ünlü internet mağazaları da bir paket makarnaya yüzde 900 zam yaparak karaborsacı çetelerin faaliyetlerine çanak tuttu!!!
MASAK önceki akşam bir duyuru yaparak, fırsatçı- karaborsacı çetelerin gıda ve sağlık malzemeleri üzerine bindirdikleri ağır zamların hesabının sorulacağını açıklarken, Hazine ve Maliye Bakanlığı ise halkı kazıklayanların "VİMER-189" hattına şikayet edilmesini istedi...
Evet; Corona küresel bir tehdit... Türkiye'de ortaya çıkan ilk vaka ile birlikte toplumda büyük panik başlarken, devlet de bazı önlemlerle salgının büyümemesi için çaba harcıyor...
İşte bu sırada asıl görev insanlara düşüyor... Medyada virüsten nasıl korunulacağına ilişkin görseller- uyarılar yayımlanırken, kişisel temizlik ve bakımın, bu ürkütücü belanın yayılmasını önlemekte büyük etken olduğuna ısrarla dikkat çekiliyor...
Diğer yandan Corona'nın ilk vakası ile birlikte ortaya çıkan yaşamsal bir uyarı da var;
Türkiye, Corona ile birlikte aynı zamanda insanın kanına girmeye çalışan karaborsacı- fırsatçı virüslerle de mücadele etmek zorunda...
Karaborsacılara, fiyat anarşistlerine izin vermeyin...
Bu konuda şikayette bulunmaktan ve sizleri sömürmeye çalışanları deşifre etmekten kaçınmayın...
Çünkü yalnızca devletin teyakkuza geçmesi, önlem alması ve uyarı yapması yetmez...
Bu virüsün ve fırsatçılığın yayılmasını engellemek için, toplumun da ortak akılla ve sükunetle dayanışma içine girmekten başka çaresi yoktur...