Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Çöl Kraliçesi ve Türkiye'nin birliği

Emperyalist Batı'nın üzerinde yaşadığımız topraklarda gözü olduğu ve bu toprakları sömürge zihniyeti ile ele geçirmeye çalıştığı yakın tarihimizde birçok örneği ile mevcuttur. Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti üzerinde oynanan oyunlar ortadadır. Haçlı seferleri ile başlayan Türk ve Müslüman düşmanlığı günümüzde de devam etmektedir. Çanakkale'de, İnönü'de, Dumlupınar'da, İzmir'de dersini alamayanlar hâlâ daha sinsi planlarını devreye sokmak üzere kapalı kapılar ardında çalışmaktadırlar. Türkiye'nin birlik, beraberlik ve dayanışmaya ihtiyacı her zamankinden daha fazladır ve hayatidir. Osmanlı'yı yıkma başarısını gösteren emperyalist Batı şimdi de o muhteşem imparatorluğun emanetçisi olan büyük Türk Milleti'nin, yüce Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya çalışmaktadır.

***

Şu sıralar sinemalarımızda gösterimde bulunan 'Çöl Kraliçesi' filmini izlerken emperyal güçlerin oyunları zihnimizde yeniden canlandı. Filmin ana karakteri Gertrude Bell, Osmanlı topraklarında, Irak, Arabistan, Suriye ve Anadolu'da İngiliz çıkarları doğrultusunda görev yapan bir casustur. Bölgedeki şeyhler, aşiret reisleri, prensler ile kurduğu ilişkilerle Osmanlı tebaasına mensup bu toplulukların isyan etmeleri ve sözde bağımsızlıklarını kazanmaları için elinden geleni yapmıştır. Arabistanlı Lawrence ile Mısır'da birlikte kurdukları Arap Bürosu vasıtasıyla özellikle Müslüman Arapların Osmanlı'ya karşı ayaklanmaları sağlanmıştır.

Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı'na Almanya'nın yanında girince; İngiltere, Osmanlı Devleti aleyhinde propagandalara başlayıp topraklarını tehdit etmeye başlamıştır. Özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki Osmanlı toprakları hedef alınmıştır. İşte Gertrude, Lawrence, gibi casuslar bu maksat için kullanılmıştır.

I. Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916'da Kut'ül Ammare kuşatması sonrasında İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı'nın 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra, 16 Mayıs 1916 tarihinde İngiltere ve Fransa arasında Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören Sykes-Picot anlaşması imzalanmıştır. Orta Doğu'nun yeni sınırları çizilirken İngiliz casusu, Türk düşmanı, Gertrude Bell'in verdiği raporların oldukça etkili olduğu bilinmektedir.

***

James Barr'ın yazdığı "Kumdaki Çizgi: Britanya, Fransa ve Ortadoğu'ya Şekil Veren Mücadele" kitabının önsöz bölümünde yazarın kitabı hazırlarken İngiliz arşivlerinde rastladığı ve "okuduğumda gözlerim yerinden fırladı" dediği kısa bölüm oldukça ibretliktir: "İngiliz Güvenlik Birimi MI5'da görevli bir memur tarafından 1945 yılı başlarında kaleme alınan ve hiçbir yerde yayınlanmamış rapor, hükümetin nazarında bulanık ve şaşırtıcı olan bir konunun gizemini çözmüştür. I. Dünya Savaşı sürerken Filistin'de İngiliz Yönetimi'ne son vermek için savaşan Yahudi teröristleri kim finanse ediyor ve silahlandırıyordu? Orta Doğu'dan yeni dönen raporu yazan memurun bulguları oldukça şaşırtıcıdır: Teröristlerin Fransa tarafından finanse edildikleri ve desteklendiklerine dair kati bulgular vardır.

Raportör memur, İngiliz İstihbarat Birimi MI6'daki çalışma arkadaşlarıyla konuştuğunu ve "çok gizli" kaynaklardan alınan bilgilere göre Fransa'nın Hagana adlı Yahudi terör örgütüne gizlice silah sağladığının belirlendiğini ve Fransa'nın amacının Filistin'de karışıklık yaratmak olduğunun tespit edildiğini bildirmektedir.

Diğer bir değişle, İngiltere bir taraftan Fransa'yı işgal altından kurtarmak için mücadele edip ölürken; Fransa ise İngiliz askerlerinin ve yetkililerinin öldürülmesi için Yahudi çabalarını desteklemekteydi."

Bölgemizde Gertrude, Lawrence gibi casuslardan geçilmemektedir. Gertrude gibi bir casusun, "Çöl Kraliçesi'nin" ve emperyal devletlerin bölgemizdeki sınırlarla oynamasına asla müsaade edilmemelidir.

Yazarın Diğer Yazıları