Çok paralel hareketler bunlar!..

Önemli bir hafıza tazelemesiyle başlayalım.        Tarih; 14 Haziran 2012... Yer; Türk Telekom Arena  Stadı... Türkçe Olimpiyatları’nın kapanış gecesi. O zaman çok saygın bir cemaat olarak kabullendikleri  “Hizmet Hareketi” nin önemli organizasyonuna Recep Erdoğan onur konuğu olarak katılmıştı. Eşi Emine Erdoğan da oradaydı. Mahşeri kalabalığın önünde öyle bir konuşma patlatmıştı ki Erdoğan, gözyaşları sel olmuştu. O konuşmasının ardından tertip komitesi başkanı AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam’ın elinden “10. Yıl Özel Ödülü” nü almıştı, Başbakan.
Gazeteler manşet atmıştı; “Başbakan Hocaefendi’yi Türkiye’ye davet etti” diye.
O zaman da çok bağırmıştı Fethullah Gülen’e Erdoğan ama bugünkünden çok farklı duygularla;
“Kardeşlerim, gurbet hasrettir. Hasretin bedeli çok ağırdır, faturası çok ağırdır. Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda görmek istiyoruz. Gurbet aynı zamanda garipliktir. Zaten oradan anlamını yükleniyor. Onun için de biz garipliğe tahammül edemeyiz. Diyoruz ki, bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz. Doğrusu ben şu andaki tavrınızla hep birlikte bu hasretin bitmesini istediğinizi anlıyorum. Öyleyse bitsin bu hasret diyelim. Bu anlamlı gecede kadim bir medeniyetin evlatları olarak, zengin bir kültürün diliyle, Türkçeyle bize ve dünyaya seslendiğiniz için sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Gurbeti bir kenara, hasreti bir kenara bırakalım diyorum.” 
Sakın ha yanlış anlamayın!.. Maksadım dünkü Recep ile bugünkü Tayyip arasındaki çelişkileri ortaya dökmek değil.
Geçenlerde kulağıma “bu sene Türkçe Olimpiyatları tehlikeye girdi” diye bir fısıltı çalındı. Halen olimpiyat tertip komitesi başkanı olan AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam’ın cemaate  “bu sene bu olimpiyatı yapmayın. Yanlış olur”  mealinde tavsiyelerde bulunduğu iddia edildi. Mehmet Sağlam’la da konuştum ama size önce cemaatin düzenlediği Türkçe Olimpiyatlarının tertip heyetinin listesini (internet sayfasında da bulabilirsiniz) arz edeyim; 
Başkan - Prof. Dr. Mehmet Sağlam - TBMM Başkanvekili
Üye - Bülent Arınç- Başbakan Yardımcısı ve Hükümet  Sözcüsü
Üye - Yıldırım Akbulut - Eski Başbakan
Üye - Vehbi Dinçerler - Eski Millî Eğitim Bakanı
Üye - Işılay Saygın - Eski Devlet Bakanı
Üye - Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin - Türk Dil Kurumu Başkanı
Üye - Mehmet Küçük - MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü
Üye - Dr. Mehmet Yılmaz - TİKA Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Daire Başkanı
Üye - Doç. Dr. Temel Kotil - Türk Hava Yolları Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi
Üye - Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan - Uluslararası Üniversiteler Birliği Başkanı
Üye - Hüseyin Erdem - Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Sekreteri
Üye - Mustafa Yeşil - Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı
Üye - Ekrem Dumanlı - Zaman Gazetesi Genel Yayın  Müdürü
Üye - Dr. Hidayet Karaca - Samanyolu Yayın Grubu Genel Müdürü
Genel Koordinatör - Dr. Ali Ursavaş - TÜRKÇEDER  Başkanı Genel Sekreter - Tuncay Öztürk - TÜRKÇEDER Başkan Yardımcısı
Gördüğünüz gibi, Mehmet Sağlam (şu anda TBMM Başkanvekili değil) ve Bülent Arınç, AKP’nin iki ağır siyasi topu. Vee Mustafa Kaçalin, Mehmet Küçük, Mehmet Yılmaz, Temel Kotil gibi önemli bürokratlar. Hâlâ görevdeler!..
AKP Kahramanmaraş milletvekili Mehmet Sağlam ile konuştuklarımıza gelince.. Sağlam, iddiaya şöyle cevap verdi;
“Zaten onu Türkçe-Der organize eder bütün ayrıntısıyla. Bizimki sadece senede birkaç defa toplanan bir komite. İçinde Sayın Bülent Arınç da var, eski Başbakan, eski Milli Eğitim Bakanı da var. Yani biz senede birkaç defa toplanıp belli oranda fikrimizi söylerdik ne olup bittiği konusunda. Dolayısıyla yapıp yapmama onların bileceği iştir. Benim şu veya bu şekilde bir tavsiyem olmaz. Ama belki de yapmamaları konusu başka tavsiyede bulunanlar olmuştur. Ben neticede organizasyonun daha çok ayrıntıları, kim karar verir falan onlardan ziyade tertip komitesinin işi senede 2-3 defa toplanıp bazı tavsiyelerde bulunmaktan ibaret. Dolayısıyla toplayıp toplamayacaklarını da bilmiyorum. Öyle bir resmi komite olarak organize olması, şu veya bu şekilde diye tavsiyede bulunması yapıp yapmama konusunda veya filan organizasyonu falan bunu Türkçe-Der var İstanbul’da onlar yapar.” 
İlgili internet sitesine girdiğiniz zaman, 12’nci uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na katılım şartlarının ilan edildiğini ve 29 Mayıs-15 Haziran tarihleri arasında da yapılacağının duyurulduğunu görürsünüz.
Benim asıl merak ettiğim; Erdoğan’ın  “ajanlık”  ve  “vatan hainliği”  ile suçladığı bir yapının içinde en yakınlarının neden hâlâ görev yaptığı.. Hepimizin paralel algılamasını alt-üst edecek bir durumla karşı karşıyayız..
Yoksa ben çok mu safım?..
Erdoğan’ın yakın adamları karşı örgütün içine sızmış olabilirler mi?..

Yazarın Diğer Yazıları