"Çok Özel Notlar..."
Dünyanın en bereketli toprakları olan Çukurova’da, Adana TÜYAP fuarında okuyucularımızla buluşmanın heyecanını yansıtmak istiyordum. “Teğmen Çelebi” den sonra yeni çıkan, “Digital Terör” adlı kitaplarımı imzalarken, bir okurum, “Sn. Hurşit Tolon’un tutuklanacağını üç gün önce yazdınız. Nereden biliyordunuz?” diye sorunca utandım. Mustafa Önsel’in, “Benim adım artık Nostradamus Mustafa...” sözleri çınladı kulaklarımda. Adıyaman’daki ilköğretim öğrencisinin altı yıl sonra Uludağ Üniversitesi öğrencisi olacağını tahmin eden kişiye başka ne denir ki... İlker Başbuğ’un tutuklanacağını öngörmek, dahası Silivri’de çapraz sorgusunun bir bölümünü izlediğim Hurşit Tolon’un içeri alınacağını tahmin etmek de zor olmadı. Geçen hafta Silivri’de Balyoz davası yanında küçük salondaki Mustafa Balbay ve Tolon’un yargılandığı Ergenekon’dan bahsetmiştim. Heyetin dönüp dolaşıp aynı soruları sorduğu Tolon, sabırla cevaplarken nezaketi elden bırakmıyordu. Dört yıldır Silivri’yi mekân tutan gazetecilerin, avukatların ve hatta adliye görevlilerinin bazıları öğle yemeğinde, “Tolon tutuklanır” diye fısıldadığında çoğunluk inanmamıştı. 70 yaşındaki Tolon, her duruşmaya geliyor, yedi aylık tutukluluğundan sonra bırakın yurtdışını, evinden bile doğru düzgün çıkmıyordu. “Kuvvetli suç şüphesi” yeniden oluşmuş ki tutuklandı...
Özel yetkili savcı ve hakim olabilmek gerçekten imrendirici. Mesela Kılıçdaroğlu’nu “terör örgütü üyesi yahut yöneticisi olma!” iddiasıyla tutuklama fantezisini gerçekleştirmenin hazzını yaşamak isterdim. “Ama Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığı var. TBMM’de kaldırılmazsa yargılayamazsınız” gibi hukuki gerekçeler falan öne sürmeyin. Referandumda kabul edilen yasaya göre de Kuvvet Komutanları, Genelkurmay Başkanlarını “Yüce Divan” yargılayabiliyordu. Ama “Özel Yetkili Mahkeme” tutukluyor. Dolayısıyla yetkisi özel olan çok “özel kişi” olmanın “pamuklar içinde muhafaza edilmenin” ayrıcalığını kim yaşamak istemez ki!..
Adana kitap fuarında TOGAN Yayınevi standında imza ve sohbet için gelen dostlar bir acı gerçeği yüzümüze vurdu. Kozan’dan İsmail Bey, İlker Başbuğ’un tutuklanmasına içerlemiş. “Toprağı bol olsun. Hırant (Fırat) Dink öldürüldüğünde binlerce kişi ’Hepimiz Ermeniyiz’sloganı atarak sokağa dökülmüştü. İlker Başbuğ tutuklanınca ‘Hepimiz teröristiz’ diye miting yapılır diye bekledik ama nafile...” sözleri ile gözyaşlarını sildi. Ömrünü terörle mücadeleye adamış kahraman askerlerin öyle veya böyle hapse atılmalarına Adanalılar çok kızgın. Fransızların Adana’yı işgaliyle ilgili ibret dolu anekdotlar anlattılar. Engin Alan her ne kadar İstanbul milletvekili olsa da bütün Türkiye’nin gözdesi. Her iki okuyucudan birisi özel kuvvetlerin efsane komutanı Engin Alan’ı soruyorlar. Çukurovalının gönlü zengin “Toros Çayı” dedikleri dağlardan topladıkları otları getirdiler. Silivri’ye, Hasdal’a ulaştırmam için ilgi çekici hediyeler verdiler.
“Türk Ordusunun akıbeti birkaç savcıya ve hâkimin kararına terk edilemeyecek kadar önemlidir. Yargının siyasallaşması, hukukun AKP’nin dümen suyuna girmesi konusunda 12 Eylül referandumu büyük rol oynamıştır. Geldiğimiz aşamada, Silivri’nin mütareke yıllarındaki Bekirağa Bölüğü’nden hiçbir farkı kalmamıştır” sözlerinin sahibi Devlet Bahçeli’ye yürekten katılıyorum. Geç de olsa Bahçeli’nin tespitleri Türkiye’deki acı gerçeği yansıtıyor.
“TSK’nın terörist imal ve üretim merkezi gibi gösterilmesi için muazzam bir gayret söz konusudur. Peygamber ocağının şerefli mensuplarını terörist olarak göstermeye çalışmak ancak ve ancak şirretin hesabına çalışan kifayetsizlerin işi olacaktır” diyen Bahçeli’nin işaret ettiği “üretim merkezi” ile ilgili yazdıklarım ve “kifayetsizlerin iş’lerini “Digital Terör” adlı kitapta topladım. Adana’da çok ilgi gördü. Ama ben “2023 Yayıncılık” tarafından neşredilen çizgi romanlara hayran kaldım. Çanakkale’den Milli Mücadele’ye kadar “gerçek kahramanları” çizgi romanlarla özellikle çocuklarla buluşturan Suat Turgut ve Mavi Medya yöneticilerini yürekten kutluyorum.
Silivri notlarını soran okuyucularımız haklı... Geçen haftanın notları henüz bitmedi. Önümüzdeki hafta yine oradayım... Çok özel notlarla buluşmak üzere ülkü ile kalın...