Çok özel gelişmeler
Gazze’deki soykırım olayını saat başı haberlerde izliyor, gazetelerde yeterince okuyorsunuz. Son olarak meczup rolünü oynayan tipin piyasaya verilen görüntülü ifadesinde itinayla ayıklama yapılıp servise konan beyanlarıyla ilgili de çok şey yazılıp çiziliyor. Her önüne gelen uzman görüşünü yansıtarak yeni Ümraniye açılımları yapıyor zaten. Yandaş medya ile dinci tetikçilerin intikam naralarına bu sütundan cevap vermek bir nevi onların seviyesine inmek olacağı için malum konulara girmeyeceğim. Ancak bu Ertuğrul Özkök’ün “Korkuyorum” itirafının aksine ciğeri beş para etmez bir avuç güruhtan korktuğum anlamına gelmiyor. Bu can bu bedende yaşadığı sürece milli direnişi ortadan kaldırmaya, korku imparatorluğu kurarak vatandaşı sindirmeye kalkışanlarla mücadelemiz sürecek.
Bu mücadelenin önceliği ise Mart ayı sonunda yapılacak olan yerel seçimler olmalıdır diye düşünüyorum. 29 Mart’ta sarı kart görecek olan AKP hükümetinin devlet kademelerindeki kuralları ihlalde ısrar etmesi üzerine kırmızı kart göreceğinden de şüphem yok.
Seçmen ceza oyu kullanacak
Gelelim yerel seçimlerdeki çok özel gelişmelere. Alternatif olmadığı için kafası karışık olan seçmen bu defa şanslı. Yerel seçimler siyasi eğilim yerine aday faktörüne bağlı olduğu için sandıkta birden fazla tercih hakkı var. İnandığı, yıllarca emek verdiği partisinin yönetiminden rahatsız vatandaş Türkiye yüzdesini belirleyecek olan il genel meclisi sandığında bir nevi ceza oyu kullanabilecek. Bunun yanında kendisine sorulmadan atanan başkan adayına oy vermek gibi bir zorunluluğu da yok. Adı yolsuzluk olaylarına bulaşmamış, partizanlık yapmayan, işinin ehli kişi başka partiden aday olsa bile onu tercih etmek ahlaki ve vicdani bir sorumluluk olacak. Şehri yönetecek başkana çalışacağı kadroyu belirleme hakkı vermek yerine partizanca belediye meclisi listesi hazırlayacaklar da emellerine ulaşamayacaklar. Sandık başında vatandaş diğer listeye oy vererek asıl işi hizmet olan kadroyu belirleyebilecek. Seçimlerin sonucunu belirleyecek olan bir başka etken ise küskünler. Seçmen parti genel merkezinin atadığı adaylara isyan ediyor. Son olarak Şanlıurfa’da on binlerce kişi meydanı doldurarak sandıkta hesap soracağı mesajını ilan etti. Tayyip Erdoğan kantarın topuzunu fazla kaçırmasının bedelini ağır ödeyeceğe benziyor. Başta Ankara olmak üzere Şanlıurfa, Sakarya, Bursa, Samsun, Adana, İstanbul, Erzurum gibi birçok ilde kelimenin tam anlamıyla müthiş bir tokat yiyecek.
Ankara’dan örnekler
Dilerseniz en çok tartışılan Ankara’dan örnekler verelim. Çankaya’da ANAP’lı Bülent Akarcalı’dan medet uman AKP, Mamak’ta yer değiştirme oyunundan hayal kırıklığına uğrayacak. Sincan, Kızılcahamam gibi ilçelerde tercih hataları pahalıya mal olacak. Yenimahalle’de ise iş bıçak sırtında. Aradan Yaşar Yıldırım’ın çıkacağını simitçiden çaycıya, memurdan işçiye kadar herkes konuşuyor.
Başkentin başka alternatifi yokmuş gibi Gökçek - Karayalçın dayatmasına karşı soy ismiyle müsemma Mansur bey yavaş yavaş geliyor. Sağcısı, solcusu, liberali, demokratı hemen her kesim üzerinde toz zerresi bile olmayan Mansur Yavaş’ın belediye başkanı olması için ev ev propaganda yapıyor. MHP adayı Mansur Yavaş daha başından parti rozeti takmayacağını ilan edince AKP’lisi, CHP’lisi “alternatifimiz Mansur” dedi bile. Ankara’nın kurtuluşunun bu formülde olduğuna yürekten inanıyorum.