Çipras Türkiye'ye niye geliyor?
Yunan Başbakanı Çipras 5-6 Şubat'ta Türkiye'yi ziyaret edecek. Bu Çipras'ın Başbakan olduktan sonraki üçüncü Türkiye ziyareti.
Daha önceki ziyaretlerine ve bu ziyaretin içeriğine bakıldığında Çipras'ın Yunanistan'ın çıkarlarına hizmet edecek bir dönemde planladığı ziyaretlerinde Yunanlar için önemli simgesel tarihleri ve mekanları ziyaret programına aldığını, Türkiye için önemli olanları ise programına almadığını görüyoruz.
İlk ziyareti 17-18 Kasım 2015'tir. Bu ziyaretten sonra 2016 ortalarında Türkiye ile AB, Suriyeli göçünü engellemek üzere bir anlaşma yapmış, NATO deniz görev grubu Ege'de göreve başlamıştı. (Yöneticilerimize hatırlatma: O NATO gücü halen kara sularımız dahil Ege'de dolaşmaya devam ediyor!).
17 Kasım, Yunanistan için önemli bir tarih. 1973 yılında Politeknik Üniversitesi öğrencilerinin Albaylar Cuntası'na karşı ayaklanması 17 Kasım günü olmuştu. Adını ayaklanmanın başladığı günden alan 17 Kasım Devrimci Örgütü de Türkiye, ABD ve NATO karşıtı eylemler yaparak ön plana çıkmıştı.
İşte böyle bir gündeki Çipras ziyareti İstanbul'da Türk-Yunan millî takımlarının dostluk maçını Davutoğlu ile birlikte izleyerek başlamıştı. Sonrasında ateist Başbakan Çipras, Fener Rum Patrikhanesi'ni ziyaret etmişti. Başbakanlık yemininde kilise töreni yerine seküler bir tören yapan Çipras'ın Patrikhane ziyareti Yunan millî devlet duruşuna ve iç politikaya selamdan başka bir şey değildi. Yani Yunan devlet politikası kişisel tercihinin önüne geçmişti.
Çipras'ın ikinci ziyareti İzmir'e gerçekleşti. Açılımcı politikalarıyla bilinen Başbakan Davutoğlu'nun ev sahipliğinde Türkiye-Yunanistan 4. Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi toplantısı yapıldı.
Çipras 95 yıl sonra İzmir'e gelen ilk Yunan Başbakanıydı. Çünkü ondan önce ta işgal döneminde, 1921 yılında Yunanistan Başbakanı Dimitris Guaris İzmir'e gelmişti. Hâl böyleyken resmî bir toplantı için İzmir niye seçilmişti? Kim kime ne mesaj veriyordu dersiniz?
Görüşmeler sonrasında İstanbul-Selanik hızlı treni, İzmir-Selanik feribot seferleri, İzmir-Atina direkt THY seferleri dahil altı konuda mutabakat imzalandı. Hepsi, dostlar alışverişte görsün mahiyetinde olan ama Ege, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Batı Trakya'da Yunanistan'ın aç gözlülüğü ve hukuk tanımazlığından kaynaklan sorunlara değinen hiçbir mutabakat ve gelişme olmadan.
Ve Çipras üçüncü ziyareti için yarın Türkiye'de olacak.
Resmî görüşmeler kapsamında yine iki ülke arasındaki sahte bahar havasını yansıtacak mutabakatlar açıklanması büyük olasılık. İstanbul-Selanik hızlı tren projesine başlanacağı, İzmir-Selanik feribot seferlerinin ise fiilen başlayacağı açıklanacaktır. Selanik'in seçilmiş olması da manidar.
Son bilgilere göre ateist Çipras, Heybeliada Ruhban Okulu'nu da ziyaret edecek. Böylece burayı ziyaret eden ilk Yunanistan Başbakanı olacak. Ve tabii Patrihane'yi de ziyaret edecek.
Bu ziyaret, önceki ziyaretlerinde olduğu gibi, Çipras'ın iç politika propagandası bağlamında, Yunanistan'ın geniş bölgede başrolü oynadığına dair bir kanıt olarak gösterilecek. Aynı zamanda Yunan medyasında ve kamuoyunda sürekli işlenen Ege ve Doğu Akdeniz'deki Türk saldırganlığını yatıştırıyorum algısı yaratmaya yöneliktir.
Çipras bu hamlesiyle Türk tarafına da "gördünüz mü size karşı AB'den gelen saldırıları ben engelliyorum, AB ile Türkiye arasında kanalların açık kalmasını sağlıyorum, siz de bani destekleyin" mesajı vermeye hazırlanıyor.
Ama gerçek şu ki Çipras, Yunanistan'ın yayılmacı, işgalci politikalarından bir milim geri adım atmış değil. Barışçı söylemler kullanan Çipras'ın Türkiye ziyaretlerindeki simgesel mekanlara, Başbakanlık görevine gelir gelmez soluğu doğu Ege adalarında alması, daha geçen ay içinde Sakız'dan, Meis'ten, Kıbrıs'tan Türkiye'yi suçlayan mesajlar vermesi gözden kaçırılmamalı.
İki ülke arasında barış masalları anlatan Çipras'ın Anıtkabir'i ziyaret etmemiş olması onun gerçek yüzünü göstermektedir. Türk-Yunan dostluğu olacağına inananlar, Atatürk ile Venizelos arasındaki dostluk ilişkisini kavramalı ve onların maneviyatına da saygı göstermelidir.
Uluslararası antlaşmalara saygı göstermeyen, Türk adalarını işgal eden, Enosis'ten, Megali İdea'dan vazgeçmemiş Yunanistan'ın barış söylemleri ve projeleri tuzaktır.
Bunun mevcut durumu istikşafi görüşmeler tuzağıdır. Sonuç almanın mümkün olmadığı istikşafi görüşmeler sorunların devam ettiği veya dondurulmuş krizler (frozen conflict) olduğu bir süreçtir ve Yunanistan lehinedir.
Bu haliyle Çipras'ın Türkiye ziyareti, Çipras'ın iç politikada güçlenmesine yarayacağı gibi, iki ülke arasında gerçek sorunların, perde arakası pazarlıkların üstünün örtülmesine yol açacaktır. Bu ziyaret Çipras'ın iç politika hedeflerine yöneliktir. Bu sürecin kazananı Türkiye olmaz.