Çin’de Hüseyin Aygün sıkıntısı

CHP, Çin Komünist Partisi’nin daveti üzerine gerçekleştirilen Çin gezisine büyük önem veriyordu. Çin’den geçtiğimiz ilk gün haberinde, CHP heyetine üst düzey protokol uygulandığını aktarmıştık. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP’liler görüşmelerden çok memnundular ama dün Ankara’dan gelen bir haber çok canlarını sıktı. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Paris’te öldürülen PKK’lıların ailelerine taziye ziyaretine gitmesi haberi Pekin’deki CHP’lilerin üstüne bomba gibi düştü. Hüseyin Aygün’ün daha önce kamuoyunda çok tepki alan çıkışlarına karşı ılımlı tavırlar gösteren Kemal Kılıçdaroğlu hesaplaşmayı. Ankara’ya bıraktı ama disiplin kapısını aralayan çok sert bir mesaj verdi;
“Siyasette herkesin sorumlu davranması lazım. Sorumluluk içi boş bir kavram değil. Bir siyasi parti üyesinin koyulan kural ve ilkelere özenle uyması lazım. Sorumlu davranmak lazım.”
Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri üzerine “Disiplin mekanizması mı işletilecek” diye sorduk, “Ankara’ya gidelim ilkelerimize göre hareket edeceğiz” şeklinde cevap verdi.
Gelelim gün içinde olup bitenlere..
Resmi görüşmelerin başlamasıyla birlikte Çin’in ince siyaset ustası olduğuna bir kez daha gözlerimizle ve de kulaklarımızla şahit olduk.
Öncelikle belirteyim; Ankara’dan Pekin’e giden gazetelerin Ankara temsilcilerinin görüşmeleri takip etme imkanı yoktu. Çinliler bu konuda çok sıkı!.. Sadece toplantı başlarında kısa görüntü alınmasına izin verdiler. Biz de ne yapalım?.. Görüşmeler sonrasında heyetten sızdırabildiklerimizi sizlere aktarabileceğiz.
Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler Çin Komünist Partisi’nin en üst düzey yöneticileri tarafından ağırlandılar. Görüşmelerdeki ağırlıklı konu Suriye ve bölgedeki gelişmelerdi. ÇKP’li Bakan ve yetkililer günlerden Pazartesi olmasına rağmen tüm programlarını CHP heyetine uygun olacak şekilde ayarladı. Çin Uzay Teknikleri Araştırma Akademisi de Kılıçdaroğlu ve milletvekillerine özel program uyguladı.
Kılıçdaroğlu, siyasi görüşmelere ilk olarak ÇKP Merkez Komitesi Dış İlişkiler Bakanı Wang Jiarui ile başladı. İlk günün sonunda Çin yönetiminin en üst isimlerinden biri olan ÇKPMK siyasi büro üyesi Li Yuanchao ve heyetiyle bir araya gelindi.
İnce(!) ayrıntılara gelince;
Li Yuancha, (Çin’in gelecekte en güçlü devlet başkanı adayları arasında gösteriliyor) CHP heyetini Parlamento Sarayı’nda “Sincan salonunda” ağırlayarak önemli bir jeste imza attı.Yuancha, CHP heyetine klasik protokol kurallarını uygulamadı.Görüşme sona erdikten sonra Yuancha, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li milletvekillerini salonun ortasına çağırarak, duvarda asılı olan Uygurlu ressamların, Urumçi’yi anlatan tablolarını teker teker izah etti. Salonun mimarisinin Selçuklu mimarisi olduğunu izah etti. Yetkililerin anlattıklarına göre, bugüne kadar gidenlerden çok azı bu salonda ağırlanmış ve onlara salonun yapısı ve özellikleri hakkında da bilgi verilmemiş. CHP’li heyet “Sincan Salonu” nda ağırlanmaktan ve gördükleri sıcak ilgiden çok memnundular.
Edindiğim bilgilere göre; görüşmelerin gündem maddeleri de oldukça yüklüydü.
CHP heyetinin katıldığı her toplantıda Çinliler Atatürk’e atıfta bulundular. Atatürk’ün “Yurtta sulh cihan da sulh” sözüne ve modern çağdaş Türkiye sözlerine çok sık gönderme yaptılar. Konu tabii ki Suriye’ydi. Çinliler, CHP’nin Suriye duruşunu olumlu karşıladıklarını ifade ederken, “diğer ülkeler bir ülkenin içişlerine müdahale etmemeli” , “Bir ülkenin iç işlerine dış müdahaleler doğru değil”, “ülkelerdeki özgürlükler dışarıdan etki ile değil kendi içindeki dinamiklerle olmalı” , “Güçlü ülkeler kendi ekonomik krizlerinden çıkmak için başka ülkelerin iç işlerine müdahale edip çıkar sağlamamalılar” , mesajlarını verdiler.
Bence, Çin yöneticilerinin sık sık Atatürk’e atıfta bulunup Suriye ile ilgili ifadeleri aynı zamanda AKP’nin dış politikalarına duydukları öfkenin de nazik bir üslupla aktarılmasıydı.
Kongreden yeni çıkan Çin Komünist Partisi ilkelerini şöyle dile getirdiler;
1- Dış politikada barış ve komşularla iyi ilişkiler.
2- Ortak çıkar. İşbirliği ile büyüme stratejisi.
3- Ekonomik işbirliği ile büyüme.
4- Dostane ilişkiler.
Bu arada ÇKPMK siyasi büro üyesi olan Li Yuanchao’nun şu sözünden CHP’lilerin çok etkilendiğini gördüm;
“İnsan hakları demek ekonomide eşit büyüme demektir.”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na gelince. Gördüğü ilgiden çok memnundu. Çin medyasının yoğun röportaj taleplerinin hepsine olumlu cevap verdi. Kılıçdaroğlu, Çin Ticaret Bakanlığı yetkililerine Giresun’dan getirdiği fındıkları hediye etti. Ekonomik işbirliklerinin toplumları birbirlerine daha da yakınlaştıracağını söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, İpekyolu tren yolunun bitirilmesiyle bölgede büyük ekonomik işbirliğinin doğacağına işaret etti. Uzay Tekniklerini Araştırma Merkezi’nde Çinli yetkililer, “Rus uzay teknolojisi o kadar eskidi ki laboratuvarı bizden sipariş ettiler” dedi. Kılıçdaroğlu ise cevap olarak; “Teknoloji geliştikçe tüm insanlığa hizmet edecek. Nerede olursa olsun bunu saygıyla karşılıyoruz” diye cevap verdi.
Çin medyasının da Kılıçdaroğlu ile yaptığı röportajlarda sorular Suriye ağırlıklıydı. Kılıçdaroğlu Çin medyasına neler söylediğini şöyle aktardı;
“Dış müdahale olmamalı. Barış olmalı. BM’nin uluslararası hukuka göre alacağı kararlara saygı duyacağız. Önemli olan Suriye’nin dışarıdan müdahalelere arındırılması. Toprak bütünlüğü.
Esad’lı ya da Esad’sız?
Bizim için önemli olan gitmesi kalması değil. Suriye’de savaşın sona ermesi, barış gelmesi önemli. Türkiye’de içinde Çin, ABD ve Rusya’nın da bulunduğu uluslararası konferans toplansın.”
Çin yönetimi, CHP lideri ve beraberindeki heyeti -gösterdikleri ilgiyi daha da iyi vurgulayabilmek adına- Şanghay’a geçeceğimiz bugün (Salı) Devlet Konuk Evi’nde ağırlama kararı aldı.
CHP, Çin’de gördüğü ilgiden çok memnundu fakat yeni Hüseyin Aygün, krizi çok can sıktı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, sohbetimiz sırasında mahalli seçimler için “Şubat’ta start vereceğiz” demesi başka bir ülkede bile iç siyasetle ilgilenen biz Türk gazeteciler için ayrıntıda kaldı.

Yazarın Diğer Yazıları