Çin malı tespihler misali!
Anadolu Ajansı’nın verdiği, “Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde yaşayan Bora Onur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, annesinin Suudi Arabistan’dan yakınlarına hediye etmek için getirdiği yaklaşık 40 tespihin 33’er değil 45’er taneli olduğunu gördüklerinde şaşırdıklarını söyledi. Tespih hediye ettikleri kişilerin de bunu anlamakta zorlandığını belirten Onur, ‘Yakınlarımız, dağıttığımız tespihlerin 45’er taneli olduğunu söyledi. Nedenini araştırdığımızda bu tespihlerin Çin ve Tayvan gibi Uzakdoğu ülkelerinde üretildiğini öğrendik. 33 veya 99’ar taneli olması gerektiğini bildiğimiz tespihlerin tane sayısını kendilerine göre değiştirip piyasaya sunmuşlar,’” haberini okuyunca Karacaahmet Mezarlığı girişinde yazan, “Her nefis ölümü tadacaktır” ayeti etrafında kopan fırtına geldi aklımıza.
Cinliler ne bilsin 33’ün 99’un ne anlam ifade ettiğini. Belki kendi kültürlerinde 45’in bir anlamı var. Yahut önlerine “İşte bunlardan yapacaksınız” diye bir 33’lük bir de 99’luk tespih koydular onlar da saymadan ve belki de “Bu da benden hediye olsun” diye fazladan taneler ekleyerek 45’e tamamlayıp siparişleri teslim ettiler. Daha önceki yıllarda böyle tespihler bizlerin eline de geçmişti. 33’lük tespihi 45’lik yapan Çinliler misali halkın ekseriyetinin inanç ve kültürüne Çinli kadar uzak olanların “Her nefis ölümü tadacaktır” ayetine bizim burada yazamayacağımız bir sıfat izafe etmesi fazla şaşırtıcı değil. Ama kim ne derse, kim hangi düşüncede olursa olsun erinde gecinde “Her nefis ölümü tadacak” tır. Bu sözün en yakıştığı yer ise bu kardeşinize göre Mezarlık girişleri değil akıl ve gönül gözünün her an baktığı bir yer olmasıdır. Toplumun gidişatından büyük rahatsızlık duyan bir yazarımızın, “Belediyeler kısa aralıklarla halkın arasında cenaze arabaları dolaştırmalı” diye figan etmesi boşuna değildir. Üstelik o yazar bu teklifi bahsedilen ayete olumsuz sıfat yükleyenleri düşünerek değil, dinden imandan bahsede bahsede ölümü hiç aklına getirmeyen zevat için yapmıştır. Cami çıkışında gıybet yapan, iktidar gücünü ihaleye tahvil edip yetim hakkı yiyenler için yapmıştır.
Evet, Yüce Yaratıcı Âl-i İmran Suresi’nin 185, Enbiya Suresinin 35, Ankebut Suresinin 57’nci ayetlerinde her nefsin ölümü tadacağını, dünya hayatının aldatıcı bir zevkten ibaret olduğunu, insanoğlunun bir imtihan için dünyaya gönderildiğini ve herkesin sonunda “Kendine döndürüleceğini” açık açık beyan etmiştir. Bu sözü söyleyen Ali, Veli değil Allah (c.c)’tır. “Bir gün mutlaka karşıma geleceksiniz” demektedir. Hiçbir kayıtta “Yaşlanınca” yahut “hastalandıktan sonra” ikazı yoktur. “Bir gün” ün hangi gün olduğunu biz bilmiyoruz. Altı yıl önce olduğum ameliyat sonrası bana “Geçmiş olsun” demeye gelenler arasında “Ölümü tadan” arkadaşlarım oldu. Bu süreç içerisinde değişik zamanlarda beş defa kalbim durdu, şuurum kayboldu, demek “Ölümü tatma sırası” bize gelmemişti ki, bu satırları yazabiliyoruz.. Velhasıl ölen, “Hasta” yahut “yaşlı” kişi değil, “vakti gelen” kişidir. Kimse bir iki saniye/saat sonra sıranın kendisine gelmeyeceğine garanti veremez. Öyleyse ölümü unutmamak lazım, çünkü sen onu unutsan da o seni unutmuyor, unutmayacak.
“Sürekli ölümü düşünerek yaşanır mı?” diyenlere, “İnanın, çok rahat edersiniz” demek durumundayım.