Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Çıkarın Anayasa taslaklarınızı

Demokrasinin olmazsa olmazı olarak nitelendirilen siyasi partilerin bazen ne işe yaradığına akıl sır erdiremiyorum. Kimileri fikir kulübü, kimi hemşehri derneği, emekliler lokali haline dönüşenlerin memleketteki sayısına yetişebilene aşk olsun. Enflasyon tarzında artan siyasi partileri tek tek ele almaktansa, iktidarı ile, ana ve yavru muhalefetleri ile büyük çoğunlukları günlük polemiklerle varlıklarını kanıtlama peşindeler. Her seçim öncesi “tepeden tırnağa demokrasi” vaadinde bulunanlar oturdukları koltuğu muhafaza edebilmek için seçim sonrası sus-pus olup sultalarını sağlamlaştırmak için insan haysiyetini görmezden gelirler. Ülkenin asli meselelerine dair akla yatkın, elle tutulur çözüm önerileri getirenlere rastlamak neredeyse imkânsız. Alın işte “yeni anayasa” tartışmalarında içlerinden bir tanesi “biz hazırladık bile” cevabını verebiliyor mu?
AKP’nin ünlü Abant toplantılarında okyanus ötesinden dayatılan öneriler, allanıp pullanmasına rağmen cilası erken dökülmüştü. Anası, yavrusu vs. ise kendi çalıp oynadı. Kamp merkezlerinde partilileri ile merkez yönetim ve genel başkanlarına temenna çakmanın ötesine geçemediler. Yandaş medyanın vıcık vıcık yağdanlıkları ile TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in “Her kesimden katılım ve toplumun bütün katmanlarını kucaklayacak” mavraları da boş çıktı. Devletin imkânlarını kullanarak saraylarda Ermeni papazlarına kokteyl verme yerine, kurultay niteliğinde bir anayasa çalıştayını gerçekleştirmek sanki çok mu zor? Yatağımda ameliyat sancıları ile kıvranırken Türkiye Cumhuriyeti devletini tasfiye etmekle görevli olanların gayreti kafama paslı çiviler çakıyor. Sancılarımın dayanılmaz boyutlara çıktığı anda iki özel dostun art arda daveti pansuman bahanesiyle firara zorladı beni. Harbiyeli günlerden ağabeyim Vedat Çınaroğlu ve sendikacılığın yüz akı Mecit Hazır “yeni anayasa” konusunda neler düşündüğümü sordular. Büyük Anadolu Oteli’nde beş ayrı komisyonda anayasanın kırmızı çizgilerine tanık olmak için girdiğim salondaki renkler gözlerimi kamaştırdı. Sağdan, soldan, siyasi ayrım yapılmadan, ideolojik dogmalara saplanmadan bir araya gelenlerin arasında tanıdık simalar da vardı. Hukuk bilimleri Türkiye sınırını aşmış Prof. Dr. Atilla Özer ve Prof. Dr. Anıl Çeçen ile selamlaştım. Eski-yeni siyasiler, bakanlar, bürokratlar ve ticaret kuruluşlarından bütün esnaf temsilcileri, engelliler derneklerinden Türk Dünyası İnsan Hakları kuruluşlarına kadar elit fikir adamları Türkiye’nin yeni anayasası için yol haritası çiziyordu. Rahatsızlığım nedeniyle birkaç saat kalabildiğim iki günlük toplantıdan çıkan sonuç özetle; “Anayasa milli olmak zorundadır. Hukukun ideolojisi olmaz. Dolayısıyla anayasanın ideolojisi olmamalıdır. Hukuk ideoloji dışı ve üstündür. İnsan merkezli bir anayasa zaten evrenseldir. Devlet metotları ile ideoloji karıştırılmamalıdır. Anayasalar, devletin temel kuruluşlarını belirleyen metinlerdir, devletin seçtiği modelin anayasa tarafından düzenlenmesi anayasayı ideolojik yapmaz. Bu bağlamda, Atatürk milliyetçiliği Türkiye Cumhuriyeti devlet modelini belirlemiştir. Türk kimliğinin korunması gerekir.”
Calıştayda bilim insanları ve katılımcılarla yapılan ankette “Dokunulmazlıklar kaldırılsın, üniter yapı korunsun, senato kurulsun” cevapları alınırken, anayasanın “kısa, öz, yalın, sade bir dille yazılması” istenmiş. DP (Demokrat Parti) bu çalışmayı TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e sunarken, hazırlayacakları Anayasa metnini kamuoyu ile paylaşacak. Devlet bütçesinden her yıl trilyonlarca lira yardım alan iktidarı, ana ve yavru muhalefet partileri bu kadar parayla ne yapar bilmem. Ama tek kuruş devlet yardımı almadığı halde Türkiye’nin en önemli meselesinde “Olması gereken budur” diyenlerin hakkını da teslim etmek şart. Bu vesile ile DP’yi ve bu çalıştayı gerçek anlamda demokrasi şölenine çeviren Namık Kemal Zeybek’i kutluyorum.
NOT: Bugün Odatv davası görülecek. Müyesser’in yanında olamadığım için üzgünüm. Umarım tahliyesiyle beraber O benim yanımda olur. Bu arada bu yıl katılamadığım TÜYAP Kitap Fuarı’ndan bana yazılanları önümüzdeki yazıya bırakıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları