Çifte istikrarsızlık
Enflasyon ekonomide istikrarsızlığı gösteriyor. Ancak Eylül 2016'da 1.78 olan Yİ-ÜFE'nin beş ayda yüzde 863 oranında, yani 9 kata yakın artarak Şubat 2017 ayında 15.36'ya çıkması istikrarsızlığın da ötesinde bir sorundur. (Aşağıdaki grafik.) Bu durumda bizim ekonomiyi dünyanın en kırılgan ekonomisi olarak ilan edenlere kızma hakkımız yoktur. Tersine bu sorunu nasıl çözeriz sorusuna odaklanmamız gerekir.
Enflasyonda üç temel sorun var...
Birincisi, yapısal sorunlara bağlı olarak enflasyon da kronikleşti. Zira 2004 Nisan ayında TÜFE olarak yıllık enflasyon yüzde 10.18 idi. Aradan 13 yıl geçti... Bugün de Şubat ayında TÜFE oranı yüzde 10.13'tür.
Oysa ki şimdi küresel enflasyon, gelişmiş ülkeler ortalaması olarak yüzde 1.8 ve gelişmekte olan ülkeler ortalaması olarak yüzde 4.0'tür.
İkincisi Yİ-ÜFE'nin kur artışlarına aşırı duyarlı olmasıdır. Zira üretimde yüksek oranda girdi olarak ithal ara malı ve ham madde kullanılıyor. Başka bir ifade ile üretim dışa bağımlıdır. Bu şartlarda ara malı ve ham madde üretimini artırıp, ithal girdiyi daha az kullanmamız gerekir.
Üçüncüsü ve en temel olanı da, Merkez Bankası dahil, ekonomi yönetiminin başarısız olmasıdır.
2001 krizi ile güçlü ekonomiye geçiş programı, tarım desteklerinin yarıya indirilmesi, çalışanlara yalnızca hedef enflasyon kadar zam yapılması gibi, toplam talebi kısıcı önlemler içeriyordu. Bu nedenle enflasyon yüzde 10'lara geriledi... Ancak siyasi iktidar arkasını getiremedi.
Ekonomi yönetimi, bütçe dengesi ile her sorunu çözeceğini düşünüyor. Yapısal sorunları mevzuatla çözeceğini düşündüğü için ve iktisat politikalarında devleti sürekli dışarıda tuttuğu için sittin sene enflasyonu çözmez.
Mamafih, Merkez Bankası 2006 yılından beri enflasyon hedeflemesi uyguluyor. Hiçbir sene tutturamadı. Bundan sonra hiç tutturamaz, çünkü güven kaybetti. Kaldı ki, siyasi iktidar her seçimde, her referandumda istikrarı çığırından çıkaran popülist politikalar uyguluyor.
***
ÜFE VE TÜFE' NİN SON BİR YILLIK SEYRİ
***
2017 yılı içinde enflasyondan umut yoktur:
1) Aylık ve yıllık olarak, Kasım ayından beri Yİ-ÜFE, TÜFE'den daha yüksek çıkıyor. Bu demektir ki, işletmelerin kur artışından dolayı üretim maliyetleri de arttı. Üretici bu maliyetleri, talep yapısı ve şartlar uygunsa perakende fiyatlara yansıtacak. TÜFE artacaktır. Yansıtamazsa, işçi çıkaracak veya zarar edecektir. Yani tersi işsizliktir.
2) Petrol ve enerji bütün üretime girdi olmaktadır. Yİ-ÜFE olarak bu grupta aylık yüzde 9.68 ve yıllık 104.22 artışın, üretim maliyetlerini daha da artıracağını gösteriyor.
3) Ocak ayında yüzde 8.49 olan çekirdek enflasyon, Şubat ayında yüzde 9.40 oldu. Bu artış da TÜFE enflasyon trendinin artış yönünde olduğunu gösteriyor. (Aşağıdaki tablo.)
Sonuç: Bu yılda enflasyonda yine gözyaşı var.
***