Eğer MHP'li yöneticilerden bir tanesi "Türkeşçi" olsaydı, Türkeş'in emaneti olan Türk devletleri kurultaylarını rafa kaldırmaz ve Erciyes şölenlerine yasak getirilmesine kerşı çıkardı.
Türkeşçi olmak yüksek ahlak ve karakter sahibi olmak demektir. Türklük gurur ve şuurunu, BOP eşbaşkanının emrine amade edenler İslam ahlakı ve faziletini yolsuzluk ve hırsızlık ile harmanlayanlar ve yeni Osmanlıcı güruhlarla işbirliği yapanlar asla Türkeşçi olamazlar.
Milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyleyenlere, çocuklarımızın okuduğu andımızda geçen Türk kelimesine tahammül edemeyenlere, Ülkü Ocakları'nın kapısını açanlar asla Türkeşçi olamazlar.
Milliyetçi ve ülkücü harekete yön veren büyük hedeflerin oluşturulması ve Türk Birliği için gecesini gündüzüne katarak fikir ve düşünceleriyle kutsal ülkü davasına katkıda bulunanlar canlarını ve kanlarını sebil etmiş serdengeçtileri senede bir kere hatırlayıp anamayanlar asla Türkeşçi olamazlar.
Başbuğ Alparslan Türkeş'in büyük emekler vererek çilelerle biriktirdiği Veli Canlar'ın, Önkuzular'ın, Özmenler'in canlarını seve seve verdiği kutsal ülkü davasının yollarını tüketen sularını bitirenler asla Türkeşçi olamazlar.
Başbuğ Türkeş'in emanet ettiği değerleri terkedenler, ülkücülere faşist, kafatasçı, bunlar Fatiha okumasını bile bilmezler diyenleri Ülkü Ocaklarına davet ederek Ocak'taki yeni yetme gençlere alkışlatanlar asla Türkeşçi olamazlar.
Hatta, "2023'e kadar Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında durmak ve ona destek vermek bizim için en büyük şereftir" diyen Sayın Devlet Bahçeli'nin tahtarevalli siyasetinin peşinden gidenler, Özhaseki gibi ülkücü düşmanı birisini Mansur Yavaş'a tercih edenler aslaTürkeşçi olamazlar.
Eğer MHP yönetimi, demokratik temayüllerden hissesine düşen payı alabilmiş olsaydı 600 delegenin imzaladığı kurultay talebini hayata geçirir milliyetçi-ülkücü hareketin asaletine yakışacak söz ve tavırlar sergilerdi. Maalesef MHP yönetiminin Türkeşçiliği, her 4 Nisan'da Türkeş'in mezarını sulamaktan öteye gidememiş ve ülküdaşlık hukukunu tamamen askıya almıştır...
"Türkeşçi isen yerin MHP'dir" diyen MHP yöneticileri başkasının gözündeki merteğe bakmadan önce kendi gözündeki çöpü çıkarmalıdır. Milliyetçi ve ülkücü hareketin fikri namusunu namussuzların ayakları altında çiğneten, kendisini sarayın emrine amade ederek mankurtlaşmaktan da öteye geçenler asla ve asla Türkeşçi olamazlar..
Siyasal İslamcılar gibi yalan dolan da iftiralar atarak MHP'de kardeşi kardeşe düşman edenler, sevgi saygı ve hoşgörü yerine kin nefret ve intikam duygularını öne çıkaranlar, şahsi ikbal ve menfaatleri uğruna gözlerini ve gönüllerini karartanlar asla Türkeşçi olamazlar..
Ülkücülerden helallik almadan Başbuğ Alparslan Türkeş'in mezarına giderek şov yapan siyasetçiler bilmelidir ki Türkeş'in mezarında çiçek sulamakla riyakarlığınızı ve sahtekarlığınızı örtbas edemezsiniz..
Türkeş'in ideallerinden vazgeçenler onu siyasi rant malzemesi haline getirenler asla Türkeşçi olamazlar. Başbuğ Türkeş, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kim yönetirse yönetsin her şeyden önce adalet" demişti. Demokrasiye hak ve özgürlüklere inancı vardı. Bugün MHP'nin içinde bulunduğu duruma baktığımızda totaliter siyasi anlayışın tepeden aşağı hakim olduğunu görüyoruz. 20 yıldır aynı koltukta oturan MHP'li yöneticiler oportünist ve militarist yönetim anlayışı ile milliyetçi ve ülkücüleri adeta kaderiyle oynamışlardır..
Affet bizi Başbuğum..
Emanetlerine sahip çıkamadık. MHP'yi ehil ellere teslim edemedik. Senin değerlerine sahip çıkmak ve senin adını yaşatmak için MHP'den ayrı düşmek zorunda kaldık. İYİ Parti adında yeni bir parti kurduk. Hiç şüpheniz olmasın ki, fikirlerini bu partide yaşatacak ve seni sonsuza kadar başbuğumuz bileceğiz.
Ruhun şad mekanın cennet olsun..
