CHP'nin İş Bankası hisseleri ve Ak Parti'nin beyhude çabası
Cumhuriyet Halk Partisi'nin, İş Bankası'ndaki hisseleri bilinçli bir şekilde kamuoyunu yanlış yönlendirmek için ortaya atılan bir söylemdir. Öncelikle şunu belirtelim; bu hisseler Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ün mirasına dayanmaktadır.
İş Bankası bizzat Atatürk'ün de sermayeye katılımıyla kuruldu. Atatürk ise tüm mal varlığını CHP'ye bazı şartlar dahilinde miras bıraktı. Bunun içinde Atatürk'ün mal varlığının CHP tarafından sevk ve idaresi yer almaktadır.
Aslında tenfiz memuru
Esas olarak CHP, Atatürk tarafından İş Bankası'ndaki hisselerinin nemalarının Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu tarafından yararlandırılmasını denetlemek üzere -tenfiz olarak- görevlendirildi.
Özetle, Cumhuriyet Halk Partisi'ne İş Bankası'ndan herhangi bir gelir gelmediği gibi, sorumluluğu da Atatürk'ün mirası ile sınırlıdır.
12 Eylül'de de
CHP'nin mallarına çeşitli yollarla el konulmaya çalışılmasının gündeme getirilmesi yeni konu değil. Maalesef 12 Eylül darbesinde de aynı konu gündeme gelmişti. Bu yıllarda mal varlığı elinden alınan CHP, yeniden açılışının ardından dava açtı.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi "Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu aleyhlerine açılan davaları birleştirdi." Sonra, toplanan delillere, Yargıtay ilamlarındaki kesinleşen hususlara ve bilirkişilerin oluşturduğu raporlara göre Atatürk'ün hisselerinin sermayedeki oranının yüzde 28,90 olarak muhafazasına karar verdi. Atatürk'ün vasiyeti öne alınıp, rüçhan haklarının CHP tarafından kullanılmasına kimsenin müdahale edemeyeceğini de kararına ekledi.
Dolayısıyla Atatürk'ün mirasına ve kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşın İş Bankası hisselerinin devrine ilişkin tartışmaların bugün hiçbir hukuki gerekçesi yok.
İçtihat ortada
Bu konu artık içtihat haline geldiğine göre, bozulması mümkün değildir. Erdoğan'ın yapmaya çalıştığı sadece CHP'nin gözünü korkutmaya matuftur.
Bu iş önce tahliye kararının verilmesi ve sonra tekrar tutuklanma olayına benzemez. Adliyeler ne kadar zapturapta alınmış olsa da sıra Atatürk'ün mirasına gelince asla işlemez.
Atatürk'ün mirasını yok edecek hâkim olduğunu tahmin dahi edemiyorum. İşe bu kadara götürmek hayal ötesidir...
***
Dalton Biraderler'in en küçüğü gibi
Tam bir saat 56 dakika süren basın toplantısı, yine bir iç dökmeye dönüştü. Fikrimi soracak olursanız önerim hep aynı. Bu konuşmayı Fatih Terim yapmış olsa alacağı cezadan sezonu kapatmıştı.
İstediği kadar "arkadaşlarla bir kısmını sansürledik" dese de Ali Koç gözünü karartmış halde. Turkuvaz Medya'yı hedef göstermesi ise en büyük yanlışıydı.
İhaleci kim?
Az daha da ağzından "devlet ihaleleri" için TFF Yönetim Kurulu'na giren ismi de kaçırıyordu. Son anda frenledi.
Nihat Özdemir'i de Fenerbahçe karşıtlarını itham edişi de bana Red Kit'i -Lucky Luke- anımsattı. Nedendir bilmem, buradaki Dalton Biraderler'in biri aklıma çakıldı; en küçük kardeş A-VAR-EL. Hani boyu uzun ama ayküsü düşük olanı.
Gelsin pazar
Tüm iki takım taraftarı gibi pazarı iple çekiyorum. Eğer Galatasaray, Kadıköy'den puan çıkarırsa Fenerbahçe bir daha iflah etmez.
Bir de hakem Halil Umut Meler. Oyunun kader ismi mutlaka o olacak. Allah yardım etsin.
***
Sarı Kanarya
İngiltere'de Norwich City'nin sembolü Kanaryadır. Güzel sesli bir hayvanın sembolünü göğüslerinde taşırlar. Peki Fenerbahçe'ye neden sarı kanarya denmektedir? Bu ne kuruluşta ne de armasında yer almıştır.
Bütün sporcu tercihlerine göre bu, gelmiş geçmiş en büyük kaleci Cihat Arman'ın giydiği kanarya sarısı kazağa aittir.
Bu işlendi
Orhan Ayhan'la programının ana teması Arman ve kazağı idi. Farklı konularla da bezenen yapım hoş bir belgesel oldu. Aslında TRT Spor'un yüz akı olan bu program artan taklitleri ve hızla çoğalan ödülleri ile bir numara.
Asırlık çınarlar
Uçan kaleci Cihat ele alındı. Yalnız bununla kalınmadı. Şükrü Ersoy, Turgay Şeren, Özcan Arkoç ve Varol Ürkmez de unutulmamıştı.
Fenerbahçe Müzesi'ndeki final muhteşemdi. Böylesi programların ödülleri de bol olmakta. Unutmadan bir konuyu daha ilave edeyim 105 yaşındaki Halit Kıvanç'ın ve 99'undaki Kör Galip'in hatırlanması da ayrıca büyüklüktü...
Dünyada değişiklik yapmakta başarılı olanlar, değişikliği kendilerinden başlatanlardır. George Bernard Shaw