CHP'de "saltanat" infiali!..
Hilafet öncesindeki padişahların torunları piyasada arz-ı endam edince ve de bir bölümü AKP yandaşlığında sınır tanımayınca, kamuoyunda büyük tepkiler oluşmuştu...
Peki ya AKP'deki eş-dost kayırmacılığına yönelik yıllardır dinmeyen tepkilere ne demeli?..
16 yıllık uygulamalarıyla, AKP ve lideri Erdoğan'ın eş-dost ve akrabadan siyasetçi yaratmasına yönelik tepkiler hem "padişah" tanımlamalarına hem de "saltanat" yakıştırmalarına yol açıp duruyor...
Şoföründen milletvekili, damadından bakan yapan Erdoğan saraydaki "saltanat"ıyla eleştirilirken ve çevresinde yandaş zenginler yaratmakla suçlanırken en büyük tepkiyi de CHP tabanı gösteriyor...
Çünkü Türkiye, siyaset tarihinde görülmemiş bir görgüsüzlükle yönetiliyor ve toplumun ezici bir çoğunluğu yoksulluk-sefalet, işsizlik-açlık çıkmazında bocalarken, AKP'nin kapısından girenler şaşırtıcı bir zenginliğin, daha doğrusu "saltanatçı" bir yaşamın ortasında sefa sürüyor...
Tüm bunlara tepki göstermenin haksız bir tarafı yok... En çok tepkiyi de şüphesiz saltanatı kaldırıp Cumhuriyeti kuran Atatürk'ün partisi CHP'nin göstermesi gerekiyor...
Doğruya doğru; CHP zaman zaman AKP saltanatının yolsuzluklarına, çıkar kavgalarına, karanlık ilişkilerine, yandaş kadrolaşmalarına, özelleştirme talanlarına ve toplumu esaret alan kutuplaşma siyasetine tepki gösteriyor...
Cumhuriyeti kuran partinin bunlara tepki göstermesinden doğal bir şey olamaz da; "muhalefet" denilen kurumun kendisi de eleştirdiği çıkmazların içerisinde bocalamaya başlarsa, işte o zaman ne demeli acaba?..
Yani asıl sorun şudur; CHP, padişahlık-saltanat ve yandaşçılıkla eleştirdiği AKP gibi davranmaya başlarsa toplumda ne kadar inandırıcı olabilir, muhalefeti ne kadar ayakta kalabilir ve de ne kadar umut olabilir?..
Kılıçdaroğlu görmüyor mu?..
Sosyal medya kaynıyor, infial büyük boyutlarda ve tepkiler çığ gibi ama CHP yönetimi umursamıyor...
Neredeyse her sosyal medya platformunda, her sayfada paylaşılan listeler, dosyalar, belgeler ve hatta fotoğraflar CHP gibi bir partide hiç olmaması gereken yandaşlaşmayı, eş-dost kayırmacılığını dışa vuruyor ki, bunları yapanların AKP'yi eleştirme hakkı da ortadan kalkıyor!..
En çarpıcı listeye CHP'nin eski milletvekili Şahin Mengü'nün sosyal medya hesabında rastladım... Binlerce CHP'li ana muhalefetteki akrabacılık furyasına sert yorumlar yapmış...
Gazetelere de yansıyan yüzlerce kişilik yandaşlaşma listesi CHP'nin en üstten en alta kadar parti yöneticileri ile milletvekillerinin, belediye başkanı ve meclis üyeliğine getirdiği akrabalarından oluşuyor...
Kimse kusura bakmasın; AKP'yi çıkarcılık ve yandaşlaşma ile suçlayan bir partide, binlerce il-ilçe yöneticisi afiş asmak, bildiri dağıtmak ve propaganda yapmak için kar-çamur, soğuk-sıcak demeden yıllardır sokaklarda CHP için çalışırken, partiyi yönetenler aşiretçi bir kafayla akrabalarına koltuk bahşedemezler...
İşte o Ataşehir değil mi ki; Battal İlgezdi belediye başkanı iken karısını önce milletvekili, sonra da parti yöneticisi yaptıran?..
O İlgezdi değil mi ki, yolsuzluktan görevden atılmışken CHP tarafından yeniden aday gösterilen?..
Sosyal medyadaki akraba listesi CHP gibi bir partide eşitliği ve hakkı-hukuku da ortadan kaldırdığı için utanç vericidir...
Battal İlgezdi'den Onursal Adıgüzel'e, bir zamanlar "CHP kapatılsın, dernek olsun" diye fetva veren Oğuz Kağan Salıcı'dan Aykut Erdoğdu'ya, Gökhan Zeybek'ten Erdoğan Toprak'a kadar onlarca milletvekili ve belediye başkanı, dostları-akrabaları, hatta şoförlerinden oluşan yüzlerce kişiyi meclis üyeliği ya da belediye başkanlığı ile ödüllendirmiş!..
Peki, CHP'de "saltanat" diye örnek gösterilen son rezalete ne demeli?.. İzmir- Balçova belediye başkanı M. Ali Çalkaya'nın adaylığı YSK tarafından reddedilince, ilçede sanki başka CHP'li yokmuş gibi, bu kez karısını aday göstermiş CHP yönetimi!.. Pes doğrusu!..
Kayırmacılığa istifa tepkisi...
CHP'de son 8 yıldır infiale yol açan Altıok yandaşlarının, yani gerçek CHP'lilerin tasfiyesine yönelik tepkiler bitmezken ve CHP'nin kurumsal kimliği ile ilişkisi olmayanlar üst yönetimlere getirilirken, ana muhalefetin şimdi de "akraba saltanatçılığı" ile gündeme gelmesi dehşet verici!...
Bizler; AKP ülkeyi sarstığı için CHP'yi eleştirmekten uzak duruyorken, akraba kadrolaşması öylesine tepki çekti ki, bunun karşısında susmak CHP'nin kurucu iradesine duyarsız kalmakla eşdeğer hale geliyor...
İşte bu yüzden CHP'de kimileri "1 Nisan sonrası hesaplaşmak" için susarken, kimileri akraba kadrolaşmasına ve tasfiyeye tepki göstererek istifa ediyor, bir bölümü de DSP'ye kaçıyor...
HDP'nin de son belediye meclisi listeleriyle iyice etkin olmaya başladığı CHP'de, Atatürkçülerin tasfiyesinden sonra bir de akraba kayırmacılığı pervasız hale gelirken, İYİ Parti, DSP, hatta MHP gibi partilere giden insanları eleştirmek pek haklı görülmüyor...
Evet; "Muharrem İnce'ye kurultay için imza verdi", "yönetimi eleştirdi" ya da çıkar kavgasına bulaşmadı diye belediye başkanlarının tasfiye edilmesi zaten infial yaratmışken, ötekileştirmeyle birlikte "akrabacılık" skandalı da ana muhalefette kendine yer buluyorsa, bundan en çok CHP zarar görecektir...
Merak ediyoruz; medyaya yansıyan "akraba" kadrolaşmasını ayıklayacağını söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu tabanda infiale yol açan listeleri görmedi mi ya da gördüyse neden sessiz kaldı acaba?..
Kimse kusura bakmasın; "CHP dernek olsun" diyen zihniyet ana muhalefeti ele geçirmek ve dönüştürmek isteyebilir ama "saltanat"ı kaldıran Atatürk'ün partisinde akraba saltanatçılığı kesinlikle yürüyemez...