CHP özelleşiyor...

Türkiye’nin “klasik sağ muhafazakar” seçmeni olarak adlandırdığımız kesimde ve hatta genel algı CHP’nin “devletçi” anlayışı üzerinedir. Doğrusu, CHP de yıllarca bu görünümünü ve genel algıyı değiştirmek için pek de uğraş verir görünmemiştir. CHP siyaset anlayışında, kuruluşundaki klasik çizgileri takip ederken ekonomi alanında da hep özelleştirmelere karşı sıkı devletçi politikaları ile belleklerimizde yer almıştır. Uzun yıllar CHP ve taraftarları “sermaye düşmanı” olarak nitelendirilmiş, sanki iş adamı ve yatırımcılarla aralarında büyük uçurumlar olduğu şeklinde toplumda genel bir algı oluşmuştur. CHP’nin “aralarında uçurumların” olduğu kesimler algısı, yalnızca iş adamları ile değil toplumun özellikle dindar dediğimiz değişik kesimleri ile de süre gelmiştir.
Lafı uzatmadan yerine getirelim...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine dün sabah Malatya’ya uçtuk. Gezi ilk olarak Bursa’da başlatılan iş adamları ile buluşma toplantısının devamı niteliğindeydi. Program oldukça yüklüydü. Malatya’ya havaalanından ilk ziyaretin yapılacağı Ticaret ve Sanayi Odası’na kadar bize tahsis edilen araçta Sakarya Milletvekili Engin Özkoç ile sohbet imkanı bulduk. Siyasette algının ne kadar önemli olduğu yaptığımız sohbette bir kez daha ortaya çıktı. Özkoç, kendi seçim bölgesinde yaptırdığı bir anketten bahsetti;
“Vatandaşa ’Seçimde hiç oy vermeyeceğiniz parti hangisidir’diye soruldu. Büyük oranda CHP çıktı. Nedenini de sormuştum. Verilen cevaplarda yoğunluğun ’din’üzerinde olduğunu gördüm. Demek ki ’din karşıtı söylemlere dikkat edeceğiz’ dedim ve ona göre bir strateji kurdum ve başarılı olduk.”
Bu örnek CHP’nin Türkiye gerçeklerini algılaması açısından çok önemli. Bunu Malatya’daki iş adamları temasları sırasında da gördük. Kemal Kılıçdaroğlu’nun iş adamları ile buluşması için gönderilen özel davetiyelerde “Genel başkanımız, sizi dinlemekten onur duyacaktır” ibaresi kullanılmış. Önemli ve de çok hassas bir nokta. Engin Özkoç’a sorduk; “İş adamları AKP baskısı yüzünden sizinle buluşup görüşmekten korkmuyorlar mı?” diye.. “Bursa’da yaptığımız ilk temaslarda biraz çekingenlikler hissettik. Bundan dolayı toplantılara iş adamları temsilcilerini gönderir diye düşünüyorduk. Öyle olmadı 400 civarında iş adamı bizzat geldi” cevabını aldık.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, partisinin sermaye çevreleri ve iş adamları ile ilişkilerine büyük çaba harcıyor. CHP bünyesinde, “İş dünyası değerlendirme platformu” kurulmuş. Bir ildeki veya bölgedeki iş adamları ile yapılacak temaslara önce Erdoğan Toprak başkanlığındaki heyetle gidiliyor. Görevli milletvekilleri devamlı iş adamlarını ziyaret ediyor ve gelen veriler platformda sürekli takip altında tutulup ilgili diğer milletvekillerine de aktarılıyor. Malatya’nın ardından diğer illerde de Kılıçdaroğlu’nun iş adamları ile görüşmelerinin devam edeceğini öğrendim.
Geziler biz gazeteciler için oldukça iyi bir arazi çalışmasıdır. Kılıçdaroğlu, Malatya’da iş adamları ile görüşürken, esnafın derdini dinlerken, fabrikalarda işçiler ile yemek yiyip çay içerken, yoldaki seyyar satıcının bile elini sıkıp hal hatır sorarken kendi kendime dedim ki; “Erdoğan niye hep CHP ve Kılıçdaroğlu’na yükleniyor da Bahçeli’ye sahip çıkıyor sorusunun bir cevabını daha gözlerimle gördüm.”
Bu arada Kılıçdaroğlu ve ekibinin yeni açılım çerçevesinde iş adamları ile sıcak diyaloglarını da görünce yazımın başlığı çıkmıştı; “CHP özelleşiyor” ...
Biraz da gezinin güncel haber boyutuna bakalım;
Kılıçdaroğlu, Malatya’da genelde dinledi. Konuşulanlara ve isteklere kısa yanıtlar vermeyi tercih etti.
Esnaf odaları ziyareti renkliydi; CHP lideri Kılıçdaroğlu, “siyasetçilerin sorunlarını dile getirmediğinden” yakınan Malatya esnafının sitemine, sitemle karşılık verdi. Kılıçdaroğlu, “Siz sorunlarınıza sahip çıkan değil, sizi bitiren partilere oy veriyorsunuz. Şimdi hep birlikte ağlıyorsunuz ’niye bu hale düştük’ diye, Timur’un fili gibi, bir fil yetmez ikinci fili verelim size...” dedi. Kılıçdaroğlu, Malatya’nın geçmişte CHP’nin “kalesi” olduğunu belirterek, askeri darbeler nedeniyle burayı kaybettiklerini, ancak “çalışarak” yeniden alacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun Malatya’da hassas bir uyarısı da oldu; “Siyasette düzgün insanlara ihtiyacımız var, dini siyasete alet etmeyenlere ihtiyacımız var. Cami avlusunda miting yapılır mı? Herkesin dini kendine. Din siyasete alet edilirse, çok tehlikeli bir süreci başlatmış oluruz, insanların inancıyla oynamış oluruz. İnsanların inançlarıyla kimlikleriyle oynamak kimin haddine..”
Malatya denince kayısıdan bahsetmemek mümkün mü?.. Kayısı bu sene kilosu 20 kuruştan üreticinin elinden çıkmış. O yüzden Malatyalı çok dertli. Bu sıkıntının dile getirildiği Malatya’da CHP’nin tek milletvekili var; Veli Ağbaba.. Ankara’dan sunulan pembe tabloların Malatya’daki gerçeklerle uyuşmadığını birinci ağızlardan dinledik. Duyduklarımızdan dolayı ağzımızın tadının kaçmasına, bizlere ikram edilen şekerpare tadındaki kayısılar bile engel olamadı.

Yazarın Diğer Yazıları