Seçimlerin öne alınacağı, CHP'de istifa edenlerden, Sarıgül ve İnce'nin parti kurma girişimlerinden anlaşılıyor. CHP eski milletvekilleri, Karayalçın ve Çetin'i ziyaret ederek, CHP'de bütünlük istediklerini de açıkladılar. Ama yaptıklarının parti dışından muhalifler algısı yaratacağının farkında değiller. Karayalçın ve Çetin partinin değerleridir. Bu değerleri de siyasi kliklere alet etmemek gerekir.
Parti içinde farklı düşünenlerimiz olabilir. Fakat bu düşünceyi parti yönetimine karşı bir hareket görüntüsü vermekten sakınmalıyız. Elbette kurultayda şartları yerine getiren herkesin aday olma, seçme ve seçilme hakkı vardır. Bu durum siyasetin gereği olduğu için de CHP kaynıyor diye algı yaratmaz.
Aslında CHP'den ayrılanları, parti kuranlar yada kuracaklar Türkiye'nin gerçek gündemine gölge düşürerek, toplumun geleceğini karartmış oluyorlar. Nasıl mı?
Türkiye'nin geleceği ipotek altındadır. Türkiye 2017'de insan hakları ve siyasi özgürlükler alanında, özgür olmayan ülkeler statüsüne geçti. Boğaziçi direnişi ve hapisteki gazeteciler artık dünya sorunu oldu.
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmıyor. Kadir Has Üniversitesi, Türkiye Eğilimleri Araştırması 2020'ye göre Türkiye'de yargıya güven yüzde 46,5'tir.
Ekonomide, işsizlik, enflasyon, cari açık, dış borç ve en önemlisi yoksulluğun tırmanması kritik eşiğe geldi. Ekonomide derin göçük oluştu.
Toplum bu kritik eşikten nasıl kurtulur? Hepimizin geleceği bu kritik eşikten atlamak olmalıdır. Bunun içinde, bu iktidar veya başka iktidar, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne geri dönünceye kadar muhalefetin tek ses olması gerekir. Siyaset yapmak isteyenler de bilmelidir ki, demokrasi ve hukuk olmadan, kimse siyaset yapamaz?
Buna rağmen, Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce ne yapmak istiyor?
Mustafa Sarıgül, Baykal karşısında genel başkan adayı oldu, kaybetti. CHP'den istifa ederek Demokratik Sol Parti'den yıllarca başkanlık yaptığı ilçe olan İstanbul Şişli'de belediye başkan adayı oldu, CHP adayı karşısında kaybetti. Demek ki seçmen Mustafa Sarıgül'e değil, CHP'ye oy veriyor.
Muharrem İnce'de 18 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilen 18. Cumhuriyet Halk Partisi Olağanüstü Kurultayı'nda Kemal Kılıçdaroğlu ile yarışmak için grup başkanvekilliği görevinden istifa etti. Genel Başkan adayı oldu. Kaybetti. 2018 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'nin cumhurbaşkanı adayı oldu. Yüzde 30.67 oy aldı. Kaybetti.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde benim oyum partiden fazla dedi, ama bu bir anlam ifade etmez. Zira diğer aday Erdoğan'ın karşısında olanlarda İnce'ye oy verdi.
Öte yandan partide birlik isteyen eski milletvekillerinin, herkesin kendi düşüncelerinde olmasını isteme hakları var mı?
Normal bir dönem olsa, bunların parti kurması veya fikir ayrılıkları fazla sorun olmaz, ama gün o gün değildir. Önce demokrasi, hukuk ve ekonomiyi kurtarmak gerekir.
Bu arkadaşlar, parti adına halka giderek, halkı bilinçlendirseler daha büyük hizmet yapmış olurlardı. Yapmıyorlar çünkü sorun kişisel odaklı, kendilerinin gündemde kalma ve makam sahibi olmalarını doğal hakları gibi görüyorlar.
Sonuç olarak; siyaset kimsenin kaderi olmamalı. Siyaset bir meslek olmamalı. Hak edenleri halk unutmaz. Kendilerine değil halka, parti tabanına güvenmelidirler.
