CHP İstanbul'u nasıl mı kazanır?..

Başta CHP olmak üzere tüm muhalefet İstanbul'u 1994 seçimlerinden itibaren kaybetti... Aslında siyasi açıdan o gün Türkiye de kaybedildi ama bunun farkına çok geç varıldı!..

Çünkü Türkiye o gün yalnızca ranta değil, İstanbul başta olmak üzere, ülke genelinde gericiliğe, ideolojik yıkımlara ve onarılmaz kentsel tahribatlara da teslim oldu...

İşte o tahribatlar kentin sosyo ekonomik yapısının yanısıra yoğun "göç"le demografik yapısını da sarstı ki, İstanbul'un neredeyse her ilçesinde gerici gettolar oluştu ve onlar Refah Partisi'nden sonra AKP'yi de sürekli ayakta tutmak için çırpındı... Sonuç ortadadır; sırtını İstanbul'a dayayarak 16 yıldır iktidarda kalan AKP...

Yalnızca ekonomideki etkisi ve giderek büyüyen nüfusu değil, kozmopolit yapısının getirdiği güç de İstanbul'u partiler için her zaman çekim merkezi yaptı... Ve aynı zamanda iktidara giden gücün en büyük kapısı oldu İstanbul...

Zaten Tayyip Erdoğan'ı sıradan bir partinin ilçe başkanıyken cumhurbaşkanı koltuğuna taşıyabilmesi de İstanbul'u başlı başına iktidara giden sıçrama tahtası konumunda tutarken, en önemli gerçek de bir kenarda durmaya devam ediyor;

İstanbul'u kazanan iktidara gider, İstanbul'u kaybeden iktidardan gider!..

İşte herkesin artık farkında olduğu bu gerçek Mart ayında yapılacak yerel seçimleri belki de son 60 yılın en yaşamsal mücadelesi haline getiriyor ki, iktidarla muhalefet arasındaki güç savaşının kalesi olmaya devam edecek İstanbul...

Dehşet verici bir çarpık yapılaşmaya kurban verilen, ormanları kesilen, doğası katledilen, dereleri kurutulan, yeşil alanları yağmalanan İstanbul artık eski haline gelmeyecek ama Türkiye, bağnaz-rantçı siyasetin hegemonyasından belki kurtulabilecek... İşte asıl mesele...

***

2.YAZI

İttifakı düşündüren tablo...

***

Evet; AKP-MHP ittifakı İstanbul seçimini muhalefet için daha da zorlu hale getirdi...

İstanbul'u zaten tek başına almakta zorluk çekmeyen AKP, yoksulluğu artıran sosyo-ekonomik sarsıntıların ardından işi garantiye almak için MHP ittifakına sarılarak seçime gidecek...

Unutulmasın ki; İstanbul'da 24 Haziran 2018 milletvekili seçiminde tüm muhalefetin toplamı, "Cumhur İttifakı"nın yüzde 51 oy oranına ulaşamıyor... İki partinin 2014 yerel seçimlerindeki oy oranı ise yüzde 52 civarındaydı...

Peki; İYİ Parti'nin Mart seçimlerinde CHP'ye destek vereceği düşünüldüğünde, tablo AKP açısından yeterli oranda risk teşkil edecek mi acaba?..

CHP, 24 Haziran'da İstanbul'da yüzde 26.4, İyi Parti ise yüzde 8 oy almıştı... Yani HDP'nin yüzde 12.7 oranındaki oyu kilit hale geliyor ama üç partinin yüzde 47'ye ulaşan toplamı bile "Cumhur İttifakı"nın yüzde 51'ini aşamıyor...

CHP ve İYİ Parti'nin olası ittifakına HDP'nin karışmasının dengeleri olumlu-olumsuz sarsabileceği gerçeği de ortadayken, geriye Saadet Partisi'nin yüzde 1.5 oyu kalıyor ki, bu oran "Millet İttifakı"na nasıl etki edebilir, o da tartışmalı bir konu...

***

3.YAZI

Muhalefetin riskli ilçeleri...

***

Gelelim son seçimlerde CHP'nin ilçelerde kaybettiği oylara...

Çünkü araştırma şirketlerinin medyaya yansıyan verileri de gösteriyor ki, CHP elindeki 14 belediyeden bazılarında erozyon sorunu yaşıyor...

En tartışmalı yer Ataşehir... 30 Mart 2014'te Ataşehir'i yüzde 49,7 oyla kazanan CHP, Battal İlgezdi'nin "yolsuzluk"tan görevden alınmasının ardından 24 Haziran'da yüzde 33,6'ya geriledi... Ataşehir'i 2014'te 8 bin oyla kaybeden AKP'nin buradaki oyu yüzde 36,9'a yükselmiş...

2014-2018 karşılaşmasında CHP'nin İstanbul'un diğer ilçelerinde de oy kaybettiği görülüyor...

Örneğin CHP; Avcılar'da yüzde 44'ten 33,4'e, Beylikdüzü'nde yüzde 50,8'den 33,4'e, Büyükçekmece'de 47,6'dan 32,9'a, Kartal'da 44,9'dan 32,1'e, Sarıyer'de 51,1'den 35,1'e gerilemiş...

İYİ Parti'nin ortalama yüzde 8 oy aldığı bu bölgelerde ne tuhaf ki AKP'nin oyları artmış...

24 Haziran 2018 seçimlerine bakıldığında, AKP'nin İstanbul'daki 25 ilçenin tamamında halen birinci parti olması ve ittifaka gereksinim duymaması da ana muhalefet ve ittifak ortaklarını teyakkuz halinde tutmaya yetiyor...

Peki; CHP seçimi nasıl kazanacak, İstanbul ve ardından Türkiye AKP'den nasıl kurtulacak?..

***

4.YAZI

Reçete; etkili proje, temiz aday...

***

Mart seçimleri madem "yaşamsal" ve madem AKP son ekonomik darboğazın ardından iyice sarsıldı, o halde zemin muhalefet için daha da uygun hale gelmişse, oy oranı en yüksek parti olan CHP seçimlerde nasıl bir strateji yürütmeli, kimlerle yürümeli?..

Fransa'daki ekonomik sarsıntının ardından, halkın iktidara nasıl geri adım attırdığından ders almalı CHP... Toplumun reflekslerini demokratik ortamda sandığa yönlendirmek için grup toplantısı propagandası ve Twitter muhalefetinden vazgeçmeli ana muhalefet?..

Yani; milleti sokağa dökmek değil, sokağa inmek, halkla kucaklaşmak, adım adım İstanbul'u dolaşmak, sorunları yerinde saptamak, "çare" üretmek, en önemlisi de "çözüm" reçetesini doğru ve "etkili bir propaganda" yöntemiyle halka anlatabilmeyi öğrenmeli CHP...

Ancak tüm kenti kucaklamak, kangrenleşmiş sorunlara karşı çözüm reçetesi oluşturmak da yetmeyecek ana muhalefetin zafer hedefi için...

Yolsuzluk, rüşvet, rant rezaletlerinin iyice ayyuka çıktığı bir dönemde, CHP yalnızca iyi projelerle-doğru vaatlerle değil, aynı zamanda düzgün, temiz, şaibesiz isimlerle de halkın karşına çıkmalı, seçenek olabilmeli...

"Benim hırsızım iyidir" siyasetinin her ideolojide ülkeyi çıkmaza götürdüğü, halkı sandıktan uzaklaştırdığı bir dönemde, yalnızca İstanbul'da değil, tüm Türkiye'de "temiz siyaset" ilkesini adayların pusulası yapmalı CHP...

Velhasıl; AKP politikaları karşısında kirlenmemiş isimlerle yarışa girmeli ve tabi ki İYİ Parti gibi ittifak ortaklarının tabanını da çekebilecek adaylarla alternatif olmalı ana muhalefet...

Defalarca vurguladık; yolsuzlukla, rantla anılan AKP'ye karşı İstanbul'dan verilecek etkili mesaj, temiz-dürüst adayların duruşu üzerinden yansıtılmalı...

CHP; Şişli, Beşiktaş, Ataşehir, Bakırköy gibi ilçelerde yolsuzluk, tehdit, kavga, kumar rezaletlerine karışmış şaibeli isimleri büyükşehir adayının yanına koyarsa, 1994'te "klor yolsuzluğu"ndan kaybettiği İstanbul'u ne yazık ki baştan kaybeder... Demedi demeyin...

Yazarın Diğer Yazıları