CHP, çarşaf, imam!

CHP’nin tesettürlü bayanların yakasına parti rozeti takması mı haberdir yoksa tesettürlü bayanların CHP çatısı altında siyaset yapmak için Deniz Baykal’ın önünde sıraya girmeleri mi?
Yahut CHP’nin bir câmi imamını belediye başkan adayı göstermesi mi yoksa bir imamın CHP’nin kendisine belediye başkan adayımız olur musun önerisini kabul etmesi mi haber değeri taşır?
Her ne kadar gazete ve televizyonlarda aksi tartışılıyor yani CHP gündeme getiriliyor olsa da, herhalde, tesettürlü bayanların CHP’de görev almak için sıraya girmeleri ve bir imamın CHP’den belediye başkan adaylığını kabul etmesi, sayın Baykal’ın tesettürlü bayanlara parti rozeti takması ve bir cami imamını belediye başkanı adayı yapmasından, haber değeri açısından, çok daha önemlidir.
Çünkü oyları bir türlü iktidar koltuğuna oturacak orana yaklaşamayan CHP’nin muhafazakâr seçmene yönelmekten başka alternatifi kalmamıştır. Yani CHP imama ve başörtülüye mecbur kalmıştır amma İmam ve başörtülünün CHP dışında siyaset yapabileceği pek çok seçeneği mevcuttur. Burada sorulması gereken asıl soru çarşaflıların, tesettürlülerin ve imamların niçin CHP’ye gittiğidir. Öyle ya, meselâ neden MHP’ye yahut Numan Kurtulmuş’un genel başkan olmasıyla bir rüzgâr yakalaması beklenen Saadet Partisi veya Süleyman Soylu gibi genç ve enerjik bir genel başkana sahip olan DP değil de, inadına CHP!
Bu sorunun en kestirme cevabı AKP’ye duyulan öfkedir.
CHP’de siyaset yapmak isteyen çarşaflı ve tesettürlüler ve CHP’den belediye başkan adaylığını kabul eden imamlar kim ne derse desin yeni partilerinde kendilerini muhafazakâr bir partide olduğu kadar rahat hissetmeyecekler; CHP’de “ev sahibi” değil de “misafir” oldukları duygusundan uzun süre kurtulamayacaklardır. “Ev sahibi” olmak varken niye “misafirlik” tercih edildi sorusunun cevabı ise “tercih sebeplerinde” yatmaktadır. Bu sebep de, söylediğimiz gibi, AKP’ye duyulan öfkedir. CHP’yi AKP’ye duyulan öfke dolayısıyla tercih eden seçmenlerin DP, MHP yahut SP gibi kendilerine ait olan “evleri” , yaklaşan seçimlerde “fay hattı üzerindedir” de ondan.
Evet, Demokrat Parti olsun Saadet Partisi yahut MHP olsun henüz hiç biri AKP’nin alternatifi olamamışlardır. Ortada AKP’ye alternatif bir muhafazakâr parti olsaydı herhalde, verdiği sözleri yerine getirmemesinden tutunuz da, bulaştığı yolsuzluklardan, PKK ile mücadelede yetersizliğinden ve kayıtsız şartsız ABD ve AB’ci oluşuna kadar pek çok sebeple AKP’den bıkan ve ona öfke duyan mütedeyyin insanlar bugün yakalarında CHP’nin değil o partinin rozetini taşıyor olurlardı.
İyi de, CHP AKP’ye alternatif mi?
Tabii ki değil.
Bunu CHP rozeti takan tesettürlüler ve CHP’den aday olan imamlar da biliyor. Amma en azından CHP mecliste ve Ana Muhalefet Partisi. AKP’nin canını en çok sıkan ve önümüzdeki yerel seçimlerde AKP’den sonra en fazla oyu alması muhtemel bir parti.
CHP için bundan sonra önemli olan parti üyesi yaptığı başörtülüleri ve belediye başkanı adayı yaptığı imamları, yıllardır oylarını CHP’ye veren Alevî kesimini uğrattığı sükûtu hayale uğratmamasıdır.
Tabii CHP’den beklentileri olan başörtülülerin ve CHP’de siyaset yapmayı tercih eden imamların da CHP’yi sükûtu hayale uğratmaması yani başörtülülerin üniversitelerde okuyabilmesi gibi, CHP’den yapmayacağı ve yapamayacağı bilinen isteklerde bulunmamaları gerekir.
Özetle, çarşaflı bayanlar ve imamların CHP’de oluşları ve CHP’nin çarşaflılar ve imamlarla yerel seçimlere giriyor olması, yazılıp söylenmese de, karşılıklı “şerhler” barındırmaktadır.
Genel seçimlerde ne olur diye soracak olursanız, o güne kadar köprülerin altından çok sular geçer, deriz.
Son söz:
Bu fotoğraf Türkiye için güzel bir fotoğraftır.

Yazarın Diğer Yazıları