CFR ve Türk Bilderbergleri'nin kirli çamaşırları
Dünyayı çok uluslu şirketler adına yöneten elitlerin oluşturduğu bir kuruluştur CFR. Türkçe’mize “Dış İlişkiler Konseyi” olarak çevrilmiştir. Batası Batı’nın birçok ülkesinde uzantıları olmakla birlikte, kökü ve gövdesi “Çirkin Amerikalı” nın toprağındadır. T ve B elitleri var bu CFR’nin bünyesinde. T ve B’nin, yani Bilderberg ve Trilateral’in üyeleri, dünyanın haracını yemekte, dünya çapında racon kesmektedirler. Bunların denetim ve güdümünde olmayan ülke kalmamış gibidir günümüz küresel dizgesinde.
Bu C, F, R, T ve B harflerinin derinliklerinde neler var neler. “Derin devlet”e kafayı takanlar asıl bunları okumalılar.
“Bütün yurttaşların gizlice denetlenip izlenmesi, en kişisel bilgilerin bile günceleştirilip dosyalanmasını” isteyen Zbigniev Brzezinski adında biri var hani. Bilderberg ve Trilateral’ın kurucularından ve de CFR üyesi. İşte onun akıldâneliğinde, 1973 petrol krizinden 6 ay sonra Japonya’da bir Bilderberg toplantısı yapılıyor. SSCB’nin yıkıldığı 1991’den sonra yürürlüğe konulabilen Yeni Dünya Düzeni’nin esasları belirleniyor bu toplantıda. İşte o esaslardan bugünümüzü okumamızı sağlayacak olan sekiz madde: 1- Ulusal orduları dağıtmak, uluslar arası polis gücü kurmak, 2-Ulusal istihbarat örgütlerini sivilleştirmek, 3-Dünya genelinde borsalaşmak, 4-Dünya genelinde vakıflaşmak, 5-Karşılıklı bağımlılığı yaymak, 6-Ülke bütçelerini dengeli bir biçimde açık verir halde tutmak, sürekli ve artan borçlar döngüsüne sokmak, 7-Dünya genelinde özelleştirme yapmak, 8-Uluslar arası ekonomik birliği kurmak.
Başımıza gelenler senaryosundan sekiz sahne işte bunlar. Deyin hele, hangisi oynanmadı Türkiyemiz’de? “Ordumuz duruyor” diyorsunuz, öyle mi? Evet duruyor ordumuz, orda öylece duruyor, eli kolu bağlı.
Ülkemizde araştırmacı-yazar denilince akla gelen 4-5 isimden biri olan değerli Erol Bilbilik’in Dama Yayınları arasından çıkan “Dış İlişkiler Konseyi CFR/Türk Bilderbergleri” adlı son kitabını okuduğunuzda; küresel sömürü dalaverelerinin içyüzünü öğrenebiliyorsunuz yeterli netlik ve ayrıntıda. Ta II. Dünya Savaşı sonrasında, “Dünyanın bütün ülkelerinde kamu ekonomisinin önünün kesilmesini, tüketim ekonomisinin teşvik edilmesini ve ABD çıkarlarına bekçilik edecek ABD kumandalı demokrasilerin geliştirilmesini” istemişler. ABD’nin tam bir “Klinik Vaka” olan eski başkanı Bush’un, 2002 tarihli stratejisi, bütün bunların devamı niteliğinde. Dünyadaki tüm ülkelerin NATO ve AB’ye üye ülkelerle işbirliği yapmasının şart olarak dayatılmasını, ABD yayılmacılığına direnen ülkelerin bertaraf edilmesini, Müslüman ülkelerde ılımlı İslâm’ı benimsemiş hükümetlerin işbaşına getirilmesini öngörmekte.
Türkiye’nin asıl düşmanının ABD ve AB olduğuna hâlâ inanmayan soğuk savaş kafalı muhteremler, bütün bunlara ne buyururlar acaba?
Erol Bilbilik, tüm Ulusalcı Türklerin kesinlikle okuması gereken bu eserinde, çoğu “hızır” diye takdim edilen “hınzır” ve “muzır” Türk Bilderberglerinin karanlık geçmişleri ve kirli sicillerini de açığa çıkarıyor.
Türk Milleti, milliyetçiliği kendisine en büyük engel olarak gören bu CFR çemberini bir huruç harekatı ile yarmazsa, biz asla iflah olmayız ve bir araya gelmez iki yakamız.