Gazetemizin yazarlarının gözaltına alınışına Türkiye'nin büyük bölümü tepki gösterirken Balgat dükaları ellerini ovuşturuyordu. MHP'nin Başkanlık Divanı üyelerinden bazılarının attığı twitler ne Türk Milliyetçiliğine, ne ülkücülüğüne ne de insanlığa sığar. Olaylara bakış açımda ufkumu açan "Kim haklı çıktı?" sorusudur. Bu satırların yazarını "FETÖ adına bir siyasi partiye sızma" ile itham ederek, gözaltına aldıranların bir kına yakmadığı kalmış.
Havuz medyası ile yandaşların manşetlerine bakınca kumpas davalarını hatırladım. Haysiyet cellatları "Darbe! Darbe!" diye böğürüyordu. Onuru için intihar eden Yarbay Ali Tatar'a "Hesap vermeden nereye? Mermiye kafa attı." diyen, bizlerin FETÖ'cülüğünden pek emin AKP'nin amiral gemisi havuz gazetesinin haberine taktım kafayı. Bakın ne diyor;
"Meral Akşener için çember daralıyor
FETÖ'nün siyasi partilere sızma soruşturması kapsamında dün bazı operasyonlar düzenleyen Ankara Emniyet Müdürlüğü, sabah saatlerinde MHP'de Meral Akşener'e yakın bazı isimleri gözaltına aldı. Gözaltına alınan isimler arasında en dikkat çekenleri Akşener'in en büyük destekçileri olarak tanınan Yeniçağ yazarları: Servet Avcı, Adnan İslamoğulları, Yavuz Selim Demirağ ve Kürşat Zorlu oldu. Evlerindeki bilgisayarlara el koyulan yazarların Başkent Spor Salonu'na götürüldükleri belirtildi. Gözaltı kararı verilen isimlerden Zorlu'nun Kazakistan'da olduğu belirtildi. Örgüt'ün siyasete müdahale etmek amacıyla MHP'ye kurultay operasyonu düzenlendiği ve Akşener'e yakın isimlerin süreçte aktif görev aldığı iddia ediliyor. Yeniçağ yazarlarının dışında MHP'yi örgüte teslim etmek için operasyona soyunan isimler arasında; Rubil Gökdemir, Eski Milletvekili Turan Yaldır ve Alper Aksoy da bulunuyor. Gözaltına alınan isimler kurultay sürecinde Akşener'in yanında aktif rol oynamıştı. FETÖ'nün MHP'ye sızma girişiminde rol oynayan isimlerin tespit edilerek adli işlem uygulanacağı bildirildi."
Lafa bak hizaya gel: "Örgütün siyasete müdahale etmek amacıyla MHP'ye kurultay operasyonu düzenlediği ve Akşener'e yakın isimlerin süreçte aktif rol aldığı iddia ediliyor." Vay be! Daha gözaltına yeni alınmış zanlıların ifadeleri bile alınmamışken mahir muhabirler soruşturmayı tamamlayıp iddianameyi savcıya kıyak olsun diye yazıvermişler bile. Bu gidişle bir kaç güne kalmaz hakimlerin yerine hükmü de açıklarlar mazallah..
Haberin altında imzası bulunan iki muhabirin ihtimal ki haberin menşeinden haberleri bile yok. Olsa en azından Google arama motoruna girip "Kim bunlar?" diye sorup haberciliğin 5N1K kuralının birini yerine getirmiş olurlardı. Cehalet ile açıklamanın, sehven diye sıyrılmanın bir anlamı yok. İki yıl önce "İmamların Öcü" adlı kitabı yayınlayan ve bugüne kadar 10 baskı ile 20 binden fazla satılan, korsan baskılarla beraber 100 bin okuyucu ile buluşan yazarın FETÖ'cü olmadığı gibi FETÖ avını aralıksız 10 yıldır sürdürdüğünü öğrenmiş olurlardı. Aynı mevkutenin bu ne ilk ne son haltı. Bir köşe yazarı bir kaç gün önce 4 CHP milletvekilinin Pensilvanya'ya gittiğini isimleri ile yazıp rezil oldu. At çamuru, izi kalsın öyle mi? Yağma yok! Bir dönemin bavulcusuna ödüller veren Gazeteciler Cemiyeti'nin rutin kınamaları ile geçiştirmeyiz bu vakayı. Bu tetikçilerin akibetinin de bundan öncekilerden farksız olacağı ortada... Unutmasınlar ki devran elbet dönecek bavulcu gibi hapse girecekler. Çocukları soy isimlerini değiştirecek, tetikçi babalarından utanç ile. Çemberin kimin için daraldığını bilmiyoruz. İspiyoncular, imzasız mektup yazan muhbirler, itibar infazına kalkışan haysiyet cellatları sıkı dursun. Cidden çember daralıyor. FETÖ'nün savcıları, hakimleri, gazeteci kimlikli tetikçileri, üniforma altına gizlenmiş polis ve askerleri nasıl da gizlice yurt dışına kaçtıysa bunlar da kaçacak. Tavan arasına gizlenecekler. Bahçe duvarından kaçarken düşecekler. Çember daralıyor alçaklar sakın kaçmayın!
