Cemaat Gül’ü koparır mı?..
Gündem oyuncağı haline getirilen Anayasamızın “Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması” ile ilgili 89’uncu maddesi diyor ki;
“Cumhurbaşkanı, Türkiye
Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar.
Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir. Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.”
Gayet açık ve net Anayasa..
Bugüne kadar ne oldu?..
AKP gönderdi Köşk onayladı.
Çok garibime gidiyor doğrusu bu dershanelerin kapatılması kavgası. Kanlı bıçaklı oldular birbirlerine en galiz hakaretlerle saldırıyorlar.
Fakaat!.. Bu işte de bir bit yeniği var gibi geliyor bana.
Cemaate göbeğinden bağlı olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ne dedi?
“Önce dershaneleri doğuran sebepler kaldırılmalı” ..
“Havet” dedi Gül. Yine aynı klasik siyaset üslubu ile hareket etti.
Karpuz gibi ikiye bölünen yandaş medya da tuttuğu tarafa göre aldı yorumladı bu sözleri. İşin gerçeğini ben size lafın başında söyleyeyim;
Abdullah Gül, Çankaya Köşkü’nde oturduğu sürece Tayyip Erdoğan dershanelerin kapatılması ile ilgili kanunu Meclis’ten geçirip Çankaya Köşkü’ne gönder(e)mez.
Niye?
Partisindeki patlak ayna gibi ortaya çıkar da ondan. Gül, bu kanunu onayla(ya)maz da ondan..
Görün bakın!.. Pazartesi günü Bakanlar Kurulu gündemine gelmesi beklendiği ifade edilen(!)
kanun tasarısının başına neler geleceğini..
Yok dönüşüm süreci.. Yok Meclisteki bütçe maratonu.. Yok mahalli seçimler.. Vırt zırt bahanelere doyuracaklar sizleri..
Hatırlar mısınız?.. 4+4+4’ü nasıl geçirdiklerini Meclis’ten?..
Komisyon odalarını basmışlardı. Muhalefet milletvekillerinin gırtlaklarına sarılıp, söz hakkı vermemişlerdi. Daha da direnen mebusları bir güzel pataklayıp, alem kullem edip geçirmişlerdi kanunu.
Bu kadar fırtınalar koparmaya gerek var mı şimdi?..
Ellerini kollarını bağlayan da yok. Meclis’teki sayısal üstünlük hâlâ AKP’de.. Muhalefetten de kısmi destek var..
Haydi, getirin geçirin kanunu -o kadar çok hayati önem taşıyor madem- aynı 4+4+4’teki gibi..
İşin diğer bir traji-komik yanı da AKP’nin parti programının eğitim ile ilgili bölümündeki şu ifade;
“Eğitim sistemi ideolojik kavgaların arenası haline getirilmiştir.”
Eğitim sistemini, arapsaçına çevirdikleri yetmiyormuş gibi cemaat-siyaset kavgası, rant savaşları, saltanat kavgalarının arenası haline getirdiler.
Yaz-boz tahtasına çevirip ucube haline getirdikleri eğitim sistemimizde dershanelerin kapatılmasının imkansız olduğunu Eğitim Bakanı dahil Recep Erdoğan da bilmiyor mu?..
Biliyorlar... Biliyorlar...
Zaten Eğitim Bakanı Nabi Avcı da Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada demiş;
“Ara yol bulunur”..
Gelinen bu noktadan sonra asıl merak ettiğim;
Ara yolun nasıl bulunacağı.
Saltanat kavgasında, dershaneler gibi büyük rant kapısından vazgeçmemek için cemaat Abdullah Gül’ün kellesini verir mi
vermez mi?..
Abdullah Gül’e uluslararası bir koltuk bulunur mu bulunmaz mı?
Abdullah Gül, NATO’ya veya Birleşmiş Milletler’e Genel Sekreter olur mu olmaz mı?..
Bu soruların cevabını alabilmek için cemaatin hizmet aşkı(!) ile nasıl bir manevra yapacağını beklemek lazım.
Bir de bakarsınız; Abdullah Gül Türkiye’deki hizmet aşkının kesintiye uğramaması için BM’ye Genel Sekreter oluvermiş!..
Bu arada bir kenara not düşmek için son günlerde halkla ilişkiler çalışmalarına büyük gaz veren först leydinin faaliyetlerine dikkat kesilelim. Abdullah Gül, yurt gezilerine son hız devam ederken, Recep Erdoğan torununa Ali ismini vermesinin ardından cemevi ziyareti yaparken, först leydi de yandaş gazetecileri ile birlikte geziler düzenleyip sıcak(!) demeçler veriyor, okyanus ötesi gazetelerle söyleşiler yapıyor, “siyasete karışmam” deyip gençlik ve aileler üzerinden ince mesajlar veriyor.
Hep birlikte bir daha tekrarlayalım;
Hayırlara vesile olur İnşallah!..