Çekirgenin son sıçrayışı
Galatasaray ünlü sözün yeni kahramanı oldu. "Çekirge bir sıçrar iki sıçrar, üçüncüde avuca düşer." Sarı kırmızılılar uzun süredir tatsız tuzsuz futbolunu kazanarak geçiştiriyordu. Galatasaray'ın ligde belalısı olan Kasımpaşa çelmeyi takarak 6 puanlık farkı 4'e düşürdü. Öte yandan Cimbom'a her sezon mutlaka bir puan kaybı yaşatan Kasımpaşa'nın Fenerbahçe ile oynadığı son 12 maçı üst üste kaybetmesi de ilginç bir istatistik olarak göze çarpıyor.
Fenerbahçe'nin nefesini ensesinde hisseden sarı kırmızılılarda moraller bozuk. Osimhen'in aldığı maçı Okan Buruk verdi. Uzun lafın kısası... Okan Buruk'un bazı maçlarda yaptığı fantaziye varan değişiklikler bu kez elinde patladı. Kariyerindeki 225 maçta sadece iki kez sol bek oynamış olan Cuesta'yı oyunun son anlarında savunma hattı gayet iyi oynarken oyuna attı. Bu çok riskli bir değişiklikti. Birincisi Cuesta transferi kocaman bir soru işareti ve oynadığı maçlarda beklenen performansı sergileyemedi. Avrupa'da Lemina'nın yerine adı yazıldı ama dişe dokunur bir şey yapamadı. İkincisi böyle kritik bir maçta rakibini tanımayan Türkiye'ye yeni gelmiş bir oyuncuyu son dakikalarda neden oyuna alırsın?
Yaptırdığı penaltı epey amatörce. Muslera'nın karşıladığı rakibi çekerek indirmek pek akla yatkın değil. Cuesta maalesef Galatasaray'ın transfer başarısızlıkları listesine adını yazdıracak gibi görünüyor. Üstelik 8 milyon Euro bir bedelle. Okan Buruk'un maç anında gereksiz oynamaları iki puanın buharlaşıp uçmasına neden oldu. Osimhen gibi kurtarıcı bir oyuncunuz olmasaydı ne olurdu? Galatasaray'ın Kasımpaşa maçını üç puanla kapatması mümkündü. Ama sarı kırmızılılara maçı kazandırması gereken Buruk bir yabancı gibi maçı elinden aldı.
Son dönemlerdeki düşüş herkesin gözü önünde oluyor. Avrupa macerasının farklı AZ Alkmaar yenilgisiyle bitmesi... Ziraat Türkiye Kupası'nda kart kuralıyla çeyrek finale kalma... Ve Ligde oynanan ne olduğu belli olmayan futbol!.. Şampiyonluk yarışında son 11 maça girerken... Bu düşüş hayra alamet değil. Yönetim, teknik kadro, oyuncular üzerlerine dökülen ölü toprağını atmazlarsa 5. yıldızı rüyalarında görebilirler.
Futbol asla laubali bir oyun değil. Ciddiyet gidince bir domino taşı gibi yıkılabilir. Üstelik arkadan gelen bir Fenerbahçe varken... Okan Buruk'un bazı zamanlar ukalalık çizgisine varan açıklamaları maalesef Galatasaray oyununun içini doldurmuyor. Davinson ve Osimhen performansları takımı ayakta tutuyor. Bu iki ismin olağanüstü oyunları olmasa ilk beşe girmek bile zor olabilirdi. Umut vermeyen, üretken olmayan bir Galatasaray var sahada. Okan Buruk teknik anlamda olumlu yönde takıma bir dokunuş yapmıyor. Hatta tam tersi Cuesta'yı oyuna almasa belki faydası daha büyük olurdu.
Galatasaray taraftarı diken üstünde. Eğer 8 puan farktan şampiyonluğun verilmesi yaşanırsa olacakları düşünmek kötü. Ancak üçüncü sezonunda takımı bu kadar tanıyan bir teknik adamın bir o kadar da takıma yabancı olması kabul edilemez. Okan Buruk sanki misafirliğe gelmiş birinin tedirginliğiyle direksiyonda. Ama o direksiyon çok fena sallanıyor. En ufak bir hatada aracın (yani takımın) şarampole yuvarlanması yaşanabilir. Acemilik, gerginlik ve motivasyon kaybı Galatasaray camiasında hakim. Bu durumun düzeltilmesi elzem. Son virajda bu dağınık görüntü taraftarın desteğiyle bile toparlanması zor görünüyor. Kulübün kendi içindeki dinamikleriyle ilgili bir olay. Başkan olarak Dursun Özbek camiayı bir araya getirme konusunda biraz daha beklerse her şey için geç olacak.
Belki de Fenerbahçe'nin makus talihiyle son haftalara kadar getirip Galatasaray'a kaybettiği şampiyonluklar bu sezon el değiştirir. Ne dersiniz?
Bir hakem bilmecesi
Çekirgenin son sıçrayışı
Bir "Maymun" meselesi
Galatasaray Avrupa'da 'Buruk' (Gülerek)
Adana Demirspor değil Türk futbolu sahadan çekildi
Ara transfer gazı!
Ezeli rekabet ebedi düşmanlık!
MUSLERA’YA ISLIK SESLERİ
Mourinho ve Türk futbolu: Vezir eder derken rezil ediyor…









