Çavuşoğlu'nun basiretsizliği ve KKTC için kaçan büyük fırsat
Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu bu yılın Ocak ayında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM)Başkanlığı’na seçildi. AKPM 47 üye devletten 800 milyon insanı temsil etmesi nedeniyle önemlidir. Türkiye’nin bölgemizdeki çeşitli sorunlarla boğuştuğu bir dönemde AKPM Başkanlığını bir Türkün yürütmesi çıkarımızadır. Özellikle Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla yürütülen müzakereler bağlamında kritik bir süreçten geçtiğimiz bugünlerde AKPM’nin başında bir Türkün olması Milli Davamıza katkısı açısından da önem arzetmektedir. Ne var ki AKPM Başkanı Çavuşoğlu Kıbrıs Türkleri için hayal kırıklığı yaratmıştır...
Avrupa Konseyi Parlamento Başkanları Konferansı, 11-12 Haziran tarihleri arasında Güney Kıbrıs’ın Limasol kentinde 300 civarında üst düzey delegenin katılımı ile gerçekleşti. Avrupa ülkelerinden 50 meclis başkan ve başkan yardımcısının katıldığı toplantıya TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin katılmayı reddetti ve Güney Kıbrıs’a gitmedi. Bilindiği üzereTürkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni adanın tek egemen devleti olarak tanımamakta; ve sadece güneyin egemenliğini kontrol ettiği için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ya da sadece Kıbrıs Rum Kesimi olarak tanınmaktadır. Ne var ki 1974’ten beri Türkiye hükümetleri tarafından tanınmayan Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bakış açısı, AKP iktidarı döneminde yeni bir safhaya girmiştir. Ek Protokol ile AKP İktidarı Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini normalleştirme, hava ve deniz limanlarını açma taahhüdü vermiştir. AKP iktidarının Ek Protokol’de “Kıbrıs Cumhuriyeti” adıyla ifade edilen Güney Kıbrıs’ı tanıdığı anlamına gelmeyeceğine yönelik deklarasyonu AB tarafından kabul görmemiştir. AB her fırsatta ek protokolün gereklerinin yerine getirilmesi çağrısı yapmaktadır. AB bu nedenle taahhütler yerine getirilene kadar tam üyelik müzakerelerinin bazı başlıklarını dondurmuştur. AKP’nin Kıbrıs siyaseti maalesef Milli Davamıza zarar vermiş ve vermektedir.
AKP’nin kurucularından, Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyarak Güney Kıbrıs’a Larnaka havaalanından gitmesi kabul edilemez büyük bir skandaldır. Çavuşoğlu’nun AKPM Başkanı olarak böyle bir toplantıya katılması zorunluluk arz ediyor ise yapacağı şey Kıbrıs’a Türkiye’nin tanıdığı, KKTC Ercan Hava alanından giriş yapmak ve oradan toplantının yapılacağı Limasol’a geçmekti. Böyle bir durumda Rum Yönetimi AKPM Başkanının kuzeyden güneye geçişine izin vermeyecek ve toplantıya katılımını engelleyecekti. Bütün dünya Rum tarafının ve adada yaşananların gerçek yüzünü bir kez daha görme fırsatı bulacaktı. Rumun tahammülsüzlüğünün boyutları bir kez daha ortaya çıkacaktı. Ambargo ve izolasyonlar altında ezilen, aşağılanan, horlanan, insanlık dışı, çağ dışı muamelelere maruz bırakılan Kıbrıs Türkünün trajedisi bir kez daha en üst düzeyde gözler önüne serilecekti. Ama olmadı.Çavuşoğlu basiretsizlik gösterdi. AKPM Başkanlığına önce kendi ülkesine hizmet vermek için, kendi ülkesinin çıkarlarını gözetmek için getirildiğini es geçti.
Çavuşoğlu AKPM Başkanı olarak objektif, veya tarafsız davranmak zorunda olduğu gibi bir savunmaya sakın yeltenmesin. Çavuşoğlu AKPM Başkanı olarak Ermenistan’ın başkenti Erivan’a yaptığı ziyarette Ermeni iddialarını yansıtan Tsitsernakaberd anıtını ziyaret etmeyerek sergilediği doğru duruşu Kıbrıs’ta gösterememiştir. Hatırlanacağı üzere Ermeni gazetecilerin anıtı neden ziyaret etmek istemediğine ilişkin soruları üzerine Çavuşoğlu, haklı olarak, AKPM tüzüğünde Başkanın şu ya da bu yeri ziyaret etmesi gerektiğini şart olarak gösteren her hangi bir maddenin bulunmadığına işaret etmişti. Çavuşoğlu, Türkiye’nin tanıdığı Ercan Havaalanından adaya giriş yapsa KKTC Meclis Başkanı tarafından karşılansa ve oradan güneye geçse fena mı olurdu? Türkiye’nin Milli duruşunu Erivan’da gösterdiği gibi Kıbrıs’ta da gösterse fena mı olurdu? Türk düşmanı-fanatik Rum Yönetimi dışında bunu kim sorgulayabilirdi? Bu tür davranışlar AKP’nin Kıbrıs Milli davamızdaki zafiyetlerini göstermiyor mu? Büyük Türk Milleti bu basiretsizliğin hesabını sormalıdır?.