Çarşaf listeyi iyi anlamak gerekir
Bir köşe yazarı dünkü yazısı için “Baykal’ın başarısız bölme girişimleri” başlığını atmıştı. Bu başlıktan Baykal, CHP tarihinde partiyi bölmek için çalışmış ve fakat başarısız olmuş anlamı çıkar.
Böyle bir girişimi Baykal’a yakıştırmak için, çok zorlanmış olmak veya ağır bir baskı altında olmak gerekir. Çünkü Allah da, kul da biliyor ki, Baykal çarşaf liste istemekle blok liste dışında kalanların ortaya çıkması muhtemel aşırı tepkilerini önlemek istiyor.
Bu nedenle ortaya çıkma ihtimali az da olsa bir bölünme riskini ortadan kaldırmak istiyor.
Yine aynı yazıda “Baykal’ın partiyi 4 defa bölme girişimi” diye bir cümle geçiyor. Bu söz de insaf sınırlarını çok zorluyor. Zira parti içinde demokratik rekabetle, partiyi bölme girişimi biri birine karıştırılıyor. Bugün de Çarşaf- Blok liste tartışmasını aynı şekilde yanlış algılayanlar var. Kaldı ki Baykal, CHP’yi 2. defa kurmuş, oy oranını %4’ler düzeyinden son Belediye Başkanlığı seçimlerinde % 28’lere çıkarmıştır.
Öte yandan geçmiş yıllarda blok liste, bugün ise çarşaf liste şeklindeki tartışmalarda da dikkat edilmesi gereken husus 22 Mayıs’dan sonra parti tüzüğünün değişmiş olmasıdır. Yeni tüzük Genel Başkanın MYK’yı seçmesine imkan veriyor. Blok liste olursa Genel Başkan kendi seçtiği blok listede yer alanları yine kendisi MYK’ya seçecektir. Oysaki çarşaf listeyle Genel Başkanın bu uygulamasına sınır getirilmiş oluyor. MYK’ya örgütün seçtiği parti meclisi üyeleri arasından seçiyor.
Kaldı ki, bugünkü siyasi konjonktür CHP için çarşaf listeyi zorunlu kılıyor.
CHP tek parti döneminde devletin kuruluşunu sağladı. Beşeri ve fiziki altyapıyı kurdu. 1946’da demokrasiye geçişi sağladı. Bugüne kadar demokrasi kesintiler yaşadı. Parti içi demokrasi uygulanmadı. Yani halen demokrasi bir çocukluk ve bir geçiş dönemi yaşıyor. Bugün CHP’nin misyonu bu geçiş dönemini sonlandırmak ve güdümsüz bir demokrasiyi sağlamak olmalıdır. Bunun için de hiç şüphe yok ki önce kendisi demokratik olmalı ve parti içi demokrasiyi getirmelidir.
Ayrıca Genel Başkan Kılıçdaroğlu önümüzdeki seçimlerde milletvekili adaylarının partiye kayıtlı üyeler tarafından ön seçim yoluyla belirleneceğini açıkladı. Bu yöntem demokrasi için olumlu bir açılımdır. Ne var ki ön seçim isteyen bir genel başkan, çarşaf listenin de paralel bir gereklilik olduğunu bilmelidir.
Demokrasi bir bütündür. Demokrasiyi bölerek uygulamak yahut işine geldiği zaman, işine geldiği şekilde uygulamak demokrasinin yerleşmesine zarar verir.
Yine Kemal Kılıçdaroğlu bir konuşmasında bu kurultayda blok, önümüzdeki olağan kurultayda çarşaf liste uygulamak eğiliminde olduğunu açıklamıştı.
Böyle bir uygulamanın anlamı, parti içinde örgüt oluşumunu “benim istediğim demokrasi, benim demokrasime” göre oluşturayım anlamına gelir. Bu yol bir genel başkan için ve parti için bir dikta tuzağı olur.
Kaldı ki bugün blok liste yapılırsa parti meclisi ile örgüt arasında kan uyuşmazlığı çıkabilir.
Çarşaf ve blok liste tartışmaları partiye zarar vermez. Tersine partinin açık bir parti olduğunu gösterir. Kamuoyu tarafından daha kolay takip edilmesini sağlar.