Cari açığın yükünü çocuklarımız çekecek
Mart ayında cari açık; aylık 5 milyar 554 milyon dolar, dış ticaret açığı da 6 milyar 342 milyon dolar oldu.
Öteden beri Türkiye''nin yumuşak karnı döviz sorunudur. Döviz sorununu yaratan da cari açıktır. Çünkü bizde cari açık dış borca yansıyor.
Cari açık iki türlü finanse edilir… Birisi doğrudan yabancı yatırım sermayesi, diğeri de dış borçlanmadır.
Aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi Türkiye''ye doğrudan yatırım sermayesi gelmiyor. Yalnızca vatandaşlık amacıyla yabancıların gayrimenkul alımı için yılda yaklaşık 5 milyar dolar giriyor.
Türkiye''nin 2022 toplam cari açığının 60 milyar dolar olacağına bakarsak, 5 milyar dolarlık gayrimenkul satışının bir önemi olmuyor.
Bu nedenledir ki, Türkiye''nin dış borç stoku sürekli artıyor ve GSYH''nın yüzde 60''ına yükseldi.
Daha da önemlisi Türkiye, dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkesidir. Bunun nedeni ülke riskinin yüksek olmasıdır. Türkiye''nin beş yıllık tahvillerinde sigorta risk primi 700 baz puanına yükseldi. Demek ki kamu veya özel sektör olarak biz en az yüzde 9 faizle dış borç alabileceğiz.
Öte yandan; cari açık kaynak ve servet kaybı demektir. 2003 yılından Mart 2022 sonuna kadar geçen 19 sene 3 aylık sürede Türkiye 644,1 milyar dolar cari açık verdi. Bu kadar kayıp veren hiçbir ekonomide ekonomi istikrar tutmaz. Nerdeyse bu rakam Türkiye''nin bir yıllık GSYH''sına eşittir.
Yine; cari açık, potansiyel büyümeyi negatif etkiler. Türkiye son 5 yıldır, 2021 hariç durgunluk yaşıyor. 2022''de de Dünya Bankası''nın Türkiye için büyüme tahmini yüzde 1,4''tür. Cari açık da 60 milyar dolar olursa, cari açık/GSYH oranı yüzde eksi 6,5 olur.
AKP''nin ilk dönemlerinde büyüme varsa, cari açık kabul edilebilir şeklinde yorumlar vardı. Başkanlık sisteminden önce, Türkiye dünya ortalaması kadar büyüdü. Ancak Çin daha da yüksek oranda büyüdü ve fakat cari fazla vererek büyüdü. Yani cari açıkla büyümek kader değil. Cari açıklar, üretimin dışa bağımlı olması ve AKP iktidarının Çin macerası nedeni ile arttı.
Dış ticaret açığımızın yüzde 60''ını Çine karşı veriyoruz. Yine de Hükümet Çin''le olan dış ticaretimize düzen getirmiyor.
2003 ile 2018 arasında, yüksek büyüme yıllarında cari açık da arttı. 2018 ve sonrasında büyüme ve cari açık arasında ilişki zayıfladı.
2020''de büyüme düşük kaldı, cari açık düşmedi. 2021 senesinde büyüme yüksek oldu ve fakat cari açık tersine azaldı. 2022''de büyüme düşecek ve fakat cari açık artıyor. (Aşağıdaki grafik.)
Pandemi ve başkanlık sistemi, denenmiş iktisadi kuralları bozdu. Dengelerin bozulmasında, hükümetin yanlış faiz politikası, piyasalarla kavgası ve bağımsı kurumlara müdahalesi etkili oldu.
Kaldı ki aslında cari açıkla büyüme ile çocuklarımıza kötü miras bırakmış oluyoruz… Çünkü;
* Cari açıkla büyüme ülkelerin potansiyel büyüme imkânlarını bugünden kullanması demektir. Yani çocuklarımızın refahını sınırlamış oluyoruz.
* Yine bugünkü açığın dış borçla finansmanı, bugünü kurtarmak için çocuklarımıza borç bırakmak demektir.
Toplum olarak bugünü kurtarmak için veya küçük popülist çıkarlara kanarak geleceğimizi ipotek altına sokmayalım.