Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Çankaya hesapları...

Recep Tayyip Erdoğan’ın yıldızını parlatmak için onlarca kitap yazıldı. Çoğunluğu birbirini tekzip edercesine çelişkilerle dolu olunca da Silivri’de beşinçi yılına giren Ergun Poyraz’a gün doğuyor. Başbakan ile ilgili bu gidişle 8-10 kitap daha yazar. Her birini tebessümle okuyorum. Ancak Poyraz bile artık Erdoğan’ın “Kadir Gecesi” doğduğunu kabullenmeli. “Anası Kadir Gecesi doğurmuş” özdeyişi Anadolumuza aittir. Şimdi birileri sazan gibi atlayıp Erdoğan’ın Kadir Gecesinde doğduğunu falan da iddia edebilir. Sözü uzatmadan “şanslı” olduğunu kestirip atarak “Çankaya Hesapları” na geçelim.
Halen muammalığı süren Erdoğan ameliyatından hemen önce Çankaya Köşkünde haftalık rutin toplantıya gittiğini herkes biliyor. Adı üzerinde rutin olduğu için orada nelerin konuşulduğunu çoğunluk merak etmedi. Tamamen tesadüf eseri hastahanede bir köşk görevlisinden aldığım bilgiler ilginç. Gül-Erdoğan ikilisinin bu görüşme sonundaki temennisi “Hayırlısı olsun” olarak neticelenmiş. Erdoğan, Gül’e ameliyat olacağını, dolayısı ile parti ve hükümet işlerine eskisi gibi koşturamayacağını uygun lisan ile anlattıktan sonra: “Abdullah Bey, sağlık durumu hesapta yoktu. Dolayısı ile sizden emaneti almak istiyorum. Çankaya’da sağlık problemim olmayacak” dedikten sonra Gül, beklenmedik bu durum karşısında isteksiz de olsa “Hayırlısı olsun” sözlerini sarfetmiş. Ancak, Başbakan çıkar çıkmaz danışmanlarını çağırıp durumu anlatmış.
Malumunuz o esnada görev süresi 5 mi 7 mi net değildi. Gül, durum değerlendirmesi yaptıktan sonra danışmanlarına “ben de adayım, hazırlıklarını yapın” talimatını vermiş. Değişen yasaya göre Cumhurbaşkanı halk oylamasıyla seçileceği için danışmanları Cuma gününden başlayan haftasonu gezi programlarını başlattı. Yeniçağ’da bu konu ile ilgili haberi okuyanlar “Seçim gezisi” gibi yorumunu çoktan yapmıştı. Abdullah Gül, Cuma namazını vatandaşlarla beraber kılıp, açılış ve incelemeler bahanesi ile tura çıktı bile. Erdoğan’da işin farkında kendi sağlığı elvermediği için bakanlarını, milletvekillerini ilçe kongrelerine göndererek seçim için parti teşkilatını diri tutma telaşında. Bülent Arınç’ın Diyarbakır gezisi benzeri koşuşturmaları ise rüyalarını süsleyen Başbakanlık koltuğu olduğunun da altını çizelim.
Başkentte siyasi kulisleri takip eden 8-10 ayrı kaynaktan teyid ettiğime göre, Anayasa maddeleri arasında yer almamasına rağmen Cumhurbaşkanlığı görev süresinin 7 yıl olduğuna dair yasa meğerse anayasa mahkemesinden geri döneceği bilinerek yapılmış. Söz konusu maddeyi veto edeceği beklenen Gül’ün ise parti ve Erdoğan ile ters düşmemek adına kabul ettiği, aslında kabul edilmeyeceğini çok iyi bildiği de iddialar arasında. Kucağındaki ateş topunu Anayasa Mahkemesine atıp, bir taraftan koltuk hırsı olmadığını kanıtlamaya çalışan Gül, diğer taraftan seçmene mesaj vermiş oluyor. Ankara’da yeni Anayasa Mahkemesi üyelerini atayan Gül’ün buradaki etkinliğini bilmeyen yoktur. Gül’ün sözü şimdileri olağanüstü kongreler telaşında olan CHP’de... “Hatta CHP içerisinde bu yasa Anayasa Mahkemesine götürülmezse, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu anlaştı demektir” yorumları bile yapılıyor. Ancak ta başında imzaları toplayarak iptal davası açacağını ilan eden CHP’nin bundan kaçınması siyasi intihar anlamına geleceği için sürenin son gününe kadar beklemekte fayda var.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı açıklandığında Başbakan Erdoğan “Bu anayasa mahkemesi hep aynı şeyi yapar. Partimizi kapatmak için bile az uğraşmadı. Netice de hukuka saygılıyız” mealinde bir açıklama yaparak erken Çankaya yolculuğu için hazırlıklara başlayacak.
AKP’nin tüzüğünde “üç kere üst üste seçilen bir daha aday olamaz” maddesinden rahatsız olanlar “Patron Çankaya’ya çıkıp kurtuluyor. Ya biz ne olacağız?” telaşı içindeler. Erdoğan’ın tüm ısrarlara rağmen değiştirmediği madde canlarını yakacağı için Erdoğan sonrası hesapları yapıyorlar. Plana göre Gül, Erdoğan’dan önce “aday olduğunu” açıklayınca bazı milletvekilleri Gül’e destek verecek. Elindeki gücü kimseyle paylaşmak istemeyen Erdoğan ise öfke ile “Biz böyle konuşmamıştık. Adaylık benim de hakkım” diyerek meydan okuyacak.
Yukarıda sıraladığım plan uygulamaya konduğunda anasıyla, yavrusuyla muhalefet ne mi yapacak? İktidar olabilmek için projeler hazırlayıp, partilerine yeni seçmenler kazandırmak yerine parti için hesaplaşmalara dalanların tek umudu Erdoğan’ın köşke çıkmasıyla AKP’nin çatlayacağı beklentisidir. Bu yüzden Cumhurbaşkanı adaylığı için iddialı isim çıkarmayıp seçime de asılmayacaklar.
Abdullah Gül’ün siyasete geri dönmeyeceği sinyalini alanlar Erdoğan sonrası AKP’yi birarada tutacak karizmanın olmadığında birleşiyorlar. Bülent Arınç bu işe hevesli olsa da üzerinin çizildiğini söylemeyen yok. Bütün bu ihtimallere rağmen siyasette tecrübeli isimler “AKP’yi birarada tutan çıkar ilişkisidir. Menfaatin bulunduğu yerde dağılma kolay olmaz” yorumunu yapıyorlar.
Kulis haberlerini sıcağı sıcağına aktarmaya devam edeceğiz...

Yazarın Diğer Yazıları