Çalınmış yıllar!
Elimizde düzgün çıkarılmış bilanço olmadığı için muhasebesini yapmadan kolayca harcıyoruz yılları. Umut ve güzellikler temennilerimize rağmen gelen her yıl geçen seneler gün be gün aratıyor. Gün itibarı ile geride bıraktığımız 2015'i yaşarken 2014'ü ve öncesini aradığımız gibi korkarım 2016'da da 2015'in acı dolu günlerini arayacağız. Hem de bir kaçını değil 10-15 yıl öncesine özlem duyacağımız aşikâr. Kim bilir tarihin karanlık labirentleri arasında "Yitik Yıllar" olarak arayacağımız her biri 365 gün 6 saat sürmüş 5 bin küsur gün için "hükümsüzdür" kaydının düşülmesini talep edeceğiz. Diğer taraftan "Çalınmış Yıllar" yüzünden umutlarını, istikballerini yitiren yüz binlerce gencin "ahı" yankılanacak arş-ı alaya...
Her haliyle "organize çete" olduğu kanıtlandığı halde Askeri Okullar Sınavları, KPSS, Kurmay Akademisi Sınavları, ÖYS, ALS buz dağının görünen kısmı. Bu ülkede son 13-14 yıl yapılan tüm sınavların yok hükmünde sayılarak, soruları çalanlar, dağıtanlar, hak etmediği halde bu sınavlarda en fazla puan alarak işe girenler, terfi edenler birer birer tespit edilip, kamuoyuna ilan edilmediği sürece kaybolan yılların geri getirilemeyeceği gibi vicdanlar kanamaya devam edecektir.
"Soruşturuluyormuş" gibi yapıldığına en başından beri inanmadığımı defalarca yazdım. Alın size son bomba! Kısa adı TUS olan Tıpta Uzmanlık Sınavları... Çalınan sınav sorularının peşinde olduğunu iddia eden AKP hükümeti aslında nelerin olup bittiğini bal gibi biliyor. Zira hırsızlık çetesine yıllarca göz yumdular. Ne de olsa oğulları, kızları, gelinleri, damatları, torunları o sorular yüzü suyu hürmetine iyi puan alıp sözde "torpilsiz" sözde "hak ederek" okullara, işlere, makamlara yerleştiler. Tıp camiası farklıdır. TUS'u mercek altına alanlar neredeyse 50 yıldır hangi fakültenin öğrencilerinin hangi derecelere girdiğini iyi bilir. O halde başta 2014 TUS'unu inceleyin. Son yıllardaki TUS'u mercek altına alın. Hangi üniversitelerin birden bire öne çıktığını belki anlarsınız. Bu yazdıklarımın adına "suç duyurusu" mu denir yoksa "durum tespiti" mi bilmem. Bu ülkede Zekeriya Öz ve benzeri çakmalar yerine gerçekten, Mustafa Kemal'in "Cumhuriyet Savcıları" var. Titiz bir çalışma ile bütün bu sınav hırsızlıklarının faillerini tek tek tespit ederek, yargı önüne çıkarabilecek yürekli savcılar, kaybolan yılları geri getiremeseler bile vicdanları rahatlatabilirler. 2016 yılından öncelikli beklentim bu...
Gelelim AKP ile CHP arasındaki "yeni anayasa tiyatrosu"na... Maşallahı var medyanın. Daha şimdiden zafer naraları atıp "12 Eylül anayasasının sona erdirileceğini" ilan etmiş. 7 Haziran sonrası sözde koalisyon görüşmeleri de böyle başlamış ve 37 gün sürmüştü. Bakıyoruz da CHP yine tuzağa düşmüş. Birkaç ay sonra AKP propaganda bombardımanı başlatıp "Mutabakatı Ce ha pe zihniyeti bozdu" şikayeti ile referandum ilan edecek haberiniz olsun!..
Cevap ve düzeltme
Gazetenizin 29.12.2015 tarihli baskısında, "Hacettepe Rektörlüğü" başlıklı yazıda ve yine gazeteye ait web sitesinin "https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ hacettepe-rektorlugu-36729yy.htm" linkinde aynı başlıkla yer alan yazıda; sayın yazar Yavuz Selim Demirağ'ın hiçbir kötü niyeti olmaksızın tamamen yanlış bilgilendirmeye dayalı olarak şahsıma yönelik ifadeleri hakkında cevap hakkımı kullanmak istiyorum. Yazıda şahsımla ilgili olarak "Hacettepe Rektörlüğü için birinci sırada olan Prof. Dr. Haluk Özen'in paralelci olduğuna dair ciddi iddialar var. Cemaatin çeşitli kuruluşlarında gösterdiği faaliyetlerle ilgili istihbarat raporları sanırım Erdoğan'ın da önüne konmuştur" denmektedir. Bu ifade tamamen ve kesinlikle gerçek dışıdır. Hacettepe Üniversitesi'nin tüm idari ve akademik personeli de bu konuda beni doğrulayacaktır. Bu dönemde bu tür haberlerin, atama sürecinde olumsuz algı yaratmaya yönelik olup şahsıma zarar verme amacıyla ortaya atıldığını düşünmekteyim. Bu düzeltmeyi ivedilikle yayınlamanızı rica eder saygılarımı sunarım.
Prof. Dr. Haluk Özen
Hacettepe Üniversitesi Rektör Adayı