Cahil cesareti diktatör yaratır
ABD Cornell Üniversitesi''nden iki akademisyen, Justin Kruger ve David Dunning 1999 yılında bir teori ortaya attılar: "Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır. Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.'''' Bu teoriye Dunning-Kruger sendromu deniliyor.
Dunning-Kruger sendromunun belirtileri;
* Bilgisiz kişilerin aşırı özgüvenli olması,
* Niteliksiz kişilerin kendilerinin niteliksiz olduklarının farkında olmamaları,
* Niteliksiz kişilerin kendi niteliklerini abartmaları ,
* Niteliksiz kişilerin kimin gerçekten nitelikli olduğunu görememeleri,
* Her zaman bilgiyi ve eğitimi hor görmeleri,
* Yaptıkları işi sürekli gürültülü olarak yapmaları,
* İş ortamında bütün işleri yapmak istemeleri (Her yetkiyi kendinde toplam eğilimi),
* Her duruma karşı tecrübeli olduğunu düşünmeleri; şeklinde sayılıyor.
20. asır diktatörler çağıdır. 20. yüzyılda neredeyse iki ülkeden birisi dikta rejimi ile yönetildi. Tarihî gerçekler aynı zamanda diktatörlüğün sanıldığından daha kolay olduğunu da gösteriyor. İnsan istismarını vicdanına yedirebilenlerin diktatörlük yolunda kolay ilerlediklerini anlıyoruz. Diktatörlerin çoğunun beyin kimyası farklı çalışıyor olabilir ve fakat bunları iktidar getirenler de yine halktır. Söz gelimi Hitler''i Alman halkı seçti. Demek ki halkta da zaman zaman akıl tutulması oluyor.
20. asra en fazla damgasını vuran ve insanlığa en büyük zararı veren 3 cahil diktatör olmuştur. Faşist Hitler ve Mussolini, Komünist Stalin.
Bu diktatörler genel olarak eğitimini yarı bırakmış ve yaşadıkları geçmişleri ile adeta insanlığa düşman olmuş ve büyük zarar vermişlerdir.
Hitler Avusturyalıdır. 1925-1932 vatandaşsız bir statüdedir. Lisede sınıf tekrarı yaptı. Maddi sorunlar nedeniyle okuluna devam etmedi. 1907''de Viyana Güzel Sanatlar Akademisi''ne kabul edilmedi. 1909''da evsizler yurduna yerleşti. Diktatörlüğünde 6 milyon Yahudi katletti. Savaş nedeniyle 11.5 milyon insanın ölümüne neden oldu.
Mussolini, ilk ve orta okulda, disiplinsizlik ve saldırganlık gerekçesi ile 2 defa okuldan atıldı. 8 yaşında annesinin gittiği kilisede insanlara taş attığı için, kiliseden kovuldu. Yatılı okulda arkadaşını yaraladı. Öğretmenine mürekkep hokkası fırlattı. 11 yaşında okuldan atıldı. Sonradan mezun oldu. Askerlikten kaçmak için İsviçre''ye gitti. Orada yakalandı ve bir gece hapiste kaldıktan sonra sınır dışı edildi.
Stalin, 7 yaşında çiçek hastalığı geçirdi, yüzünde izleri kaldı. 12 yaşında araba kazası geçirdi sol kolu yaralandı ve ölünceye kadar sakat kaldı. Ortodoks rahip okuluna gitti ve huzursuzluk çıkardığı için kovuldu.
1991''de Sovyetler Birliği''nin dağılmasından önce, Stalin rejimi altında öldürülen insan sayısını hesaplayan araştırmacılara göre; 799.455 kişinin infaz kararını Stalin vermiştir. Yaklaşık 1.7 milyon kişi Gulag''da, 390.000 kişi ise zorunlu göç sırasında öldü. Bu kategorilerde Stalin''in neden olduğu toplam 2.9 milyon resmî kurban var.
Saddam Hüseyin de eğitimde başarısız biridir. 1956''da dayısı tarafından askerî akademiye girmesi için teşvik edildi, ancak akademi giriş sınavlarında başarısız oldu. 2 milyon insanın ölümüne neden oldu.
Tiranların ve diktatörlerin büyük bir kısmının dramatik şekilde çöküşleri ve yok oluşları aynı zamanda normal bir insanın neden diktatörlük istediğini de sorgulamak gereğini ortaya çıkarmıştır.
Artur Conte, Diktatörler Yüzyılı kitabında, "çocukluğunda travma geçirenler, psikolojik sorunu olanlar Tiranlığa kadar ulaşınca birikmiş komplekslerini insanlıktan çıkarıyorlar" diyor.
Yine Conte''a göre; Tiran bir demagogdur. Özgüven sorunu yaşar. Korkaktır ve korkusunu bastırmak için korku imparatorluğu yaratır. Seçilse bile kendini korumak için sonunda diktaya gitmek zorundadır.
Özetle, cahil diktatörler kan üstünde diktatör olarak kalmışlardır. Ne var ki, hepsinin de sonu aynı kan üstünde son bulmuştur. Eğer bunlarda cahil cesareti olmasaydı, daha dengeli olurlardı ne insanlığa bu kadar zarar vermiş olurlardı, ne de kendilerini yok etmiş olurlardı.