Büyüme var, istikrar yok...
Sanayi Üretim Endeksi, ekonomideki canlanmanın ve büyüme oranının önemli bir göstergesidir. Sanayi Üretim Endeksi bu Mart ayında yüzde 21.1 oranında arttı. Geçen sene Mart ayında ise yüzde 20.9’a düşmüştü.
Bu sene ilk çeyrekte ortaya çıkan ekonomik göstergeler, büyümenin olacağını ve fakat büyümeden daha önemli olan ekonomik istikrarın henüz sağlanamadığını gösteriyor.
1) Sanayide ilk çeyrek büyüme, geçen seneki ilk çeyrek küçülmeyi telafi edemedi. Mart 2010 sanayi üretim endeksi 116.2 oldu. 2008 Mart ayında bu endeks 121.2 idi. Yani Sanayi Üretimi henüz 2008 seviyesine ulaşamadı.
SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ (2005=100)
AYLAR 2008 2009 2010
OCAK 112.6 .88.5 ..99.2
ŞUBAT 111.1 .84.8 ..99.9
MART 121.2 .95.9 116.0
2) Merkez Bankası, IMF tanımı çerçevesinde ve on dokuz ülkeye göre (Belçika, Almanya, İspanya, Fransa, İsviçre, Hollanda, İtalya, İngiltere, ABD, Japonya, İsveç, Avusturya, Kanada, Kore, Tayvan, İran, Brezilya, Çin, Yunanistan) reel kur endeksini hesaplamaktadır. Bu endeksi 2002 yılı Haziran ayını yüz kabul ederek yeniden hesaplarsak, TÜFE bazlı reel kur endeksi Nisan 2010’da 158 çıkmaktadır. Yani bu şartlarda TL aşırı değer kazanmıştır. Örneğin şimdi bir doların 2.4 lira olması gerekir. Aksi halde Türkiye devamlı dışa bağımlı, ithalata bağımlı büyüyecek ve cari açık verecektir.
Mamafih, bu sene ilk çeyrekte cari açığımız 9.9 milyar dolara çıkmıştır. Bütçe açığı, iç istikrarı bozar ve fakat dışarıya kaynak çıkışı olmaz. Oysaki cari açık, ülke kaynaklarının yurt dışına çıkışı demektir ve ayrıca finansmanı için de ülke faiz ödemektedir.
3) 2010 ilk çeyrekte, doğrudan yabancı sermaye girişi de azaldı. 2009 ilk çeyrekte giren doğrudan yabancı sermaye 1.964 milyon dolar iken, 2010 yılı ilk çeyreğinde 852 milyon dolara geriledi.
İstikrarlı büyüme için sıfırdan yatırım yapacak yabancı sermaye girişi önemlidir. Sıcak para girişi ekonomide kırılganlığı artırıyor. Kur üzerinde baskı yaratıyor. IMF bile artık sıcak paranın kontrol edilmesini istiyor...
Yapılması gereken sıcak paranın kontrol altında tutulması, buna karşılık sıfırdan yatırım yapacak yabancı sermayeye daha fazla teşvik verilmesidir.
4) Hükümet borç yükünü düşürdüm diyor... Ancak ilk çeyrekte kamu dış borcu 6 milyar lira, hazine iç borcu ise 12.3 milyar lira arttı. Yani 3 ayda AKP hükümeti 18.3 milyar lira net borç aldı.
5) Merkezi Bütçe açığı da ilk çeyrekte 16 milyar lira oldu.
6) IMKB, dünya borsaları içinde en kırılgan borsadır. Bir günde yüzde 7 düşen ve aynı oranda artan bir sermaye piyasası, ekonomik istikrara izin vermez.
Yapılması gereken, iktisat politikalarını, ulusal çıkarlarımız doğrulusunda yeniden yapılandırmaktır. Her şeyden önce gerçekçi kur’a geçerek Türkiye’nin kan kaybını önlemek zorundayız.