Büyükanıt: Gölge etmesinler!...
Basın mensuplarının dört gözle beklediği Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı “Stratejik Araştırma Merkezi” (SAREM)’in toplantısı her yıl olduğu gibi büyük bir ilgi gördü. Harp Akademileri toplantı salonunda 52 ülkeden 114 uzman katılırken, Türkiye içinden çeşitli üniversite öğretim görevlileri, dışişleri uzmanları, emekli generaller, kurmay subaylar ve gazetecilerin yanında, seçkin konuklar vardı.
Toplantı öncesi haber avına çıkan basın mensupları gergin ortamda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan sert bir konuşma bekliyordu. Nitekim Büyükanıt’ın konuşmasından hemen sonra kendi aralarındaki fısıltılardan beklediklerini bulamadıklarını duydum. AKP’nin kapatılma davası süreci, Anayasa Mahkemesi’nin türban ile ilgili kararını açıklayacağı günün beklentilerini boşa çıkaran Büyükanıt, basın mensuplarının büyük bir bölümünü hayal kırıklığına uğratırken, satır aralarında verdiği ince mesajlarla sadece komutan değil “Devlet adamı” olduğunu yeniden kanıtladı.
Gelelim Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün dünyaya verdiği mesajlara...
Sempozyumun arasında bahçede sigara molası veren Büyükanıt, dün geceyi konuşma metnini çalışarak geçirdiğini ifade ederken, dersini iyi çalıştığını ve gazetecilerin ani sorularına hazırlıklı olduğunu da gösterdi.
Konuşmasına Huntington’ın “Medeniyetler Çatışması” adlı eserinden örnekler vererek başlayan Büyükanıt, etnik ve mezhep ayrılıklarının bölünmelere yol açacak coğrafyanın da Ortadoğu olduğunu vurguladı. “Türkiye’nin tüm tehditlerin ortasındaki kesişme noktası” olduğunu belirtirken, “Tehdit olgusu hep manipule edilmiştir” sözlerini ekleyerek “Bölünme sendromu”sözlerinin sahiplerine de gönderme yapmış oldu.
Konuşmasının büyük bir bölümünü Irak’a ayıran Büyükanıt’ın “İnsanların birbirlerini katlettikleri coğrafyada yeniden bir araya gelmeleri mümkün değildir” sözlerinin ardından Kerkük’e vurgu yapması, bu sütunlardan defalarca yazdığım gibi önümüzdeki günlerin asıl gündem maddesinin Kerkük olacağının işaretiydi.
Kerkük’te resmi binalar, nüfus ve tapu dairelerinin nasıl yağma edildiğini 52 ülkeden gelen katılımcılara yeniden hatırlatan Büyükanıt; “Türkiye için en önemli konudur” sözleriyle Irak’ın kuzeyindeki yapılanma ve işgal güçlerine gerekli mesajı iletmiş oldu.
Ortadoğu bölgesindeki barış ve istikrarın tesisi konusunda “Açıkça iyimser değiliz” diyen Büyükanıt, Irak’taki istikrarsızlığın Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye soktuğunun da altını çizdi. Gerçek anlamda harita okuyabilen kurmay gözüyle önce Ortadoğu, daha sonra da dünya turu atan Yaşar Paşa, her zaman olduğu gibi konuşmasında teröre vurgu yaptı. Diplomatik lisan ile ülke ismi vermemesine rağmen işaretlerden Avrupa ülkeleri ve ABD’ye seslenerek “Lafa gelince terörü şikayet ediyor. Çözüm yollarından işbirliğinden söz ediyorlar. Gölge etmesinler başka ihsan istemiyoruz” dedi.
Kapalı alanlardaki sigara içme yasağına uyan Büyükanıt gazetecilerin, “Konuşmanızda Osmanlı vurgusu vardı. Üstelik neo Osmanlı projesinin konuşulduğu dönemde. Bunu açar mısınız ?” sorusuna “Evet, Osmanlı devletine vurgu yaptım. Çünkü yüzlerce yıllık hakimiyetimizde etnik ve mezhep ayrımcılığı olmamıştır” diye cevap verdi.
“Türkiye’de devletin başına bazı sıfatlar ekliyorlar. Buna Anayasal organlar fırsat vermeyecek” sözlerinden kastının “Ilımlı İslam” söylemi olduğunu belirten Büyükanıt, bu tanımdan rahatsız olduklarını ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’i de uyardığını “Ilımlı İslam deme” dediğini söyledi.
Sonuç olarak SAREM toplantısından malum basın aradığını bulamasa da küresel güçlerle beraber bütün dünyaya Türk’ün mesajı iletilmiş oldu.