Tartışmalardan fenalık gelse de, yine de izliyorum. Ancak eskisi gibi oradan oraya geçmiyorum. Aman bir şey kaçırmayayım diye tekrar yayınları beklemiyorum.
Seçim günü yaklaştıkça katılımcılar da sabitlendi. Beni sinir edenleri sayıp, reklamlarını yapmak istemediğim Güdümlülerdeki panik iyice arttı. Koro oluşturdular. Büyük şefin yönetiminde "anketlere inanmıyoruz"u tekrarlayıp duruyorlar.
Peki bu neden? Anketler de iktidar cephesindeki yangını sızdırır hâle geldiler.
Böylece "anketleri bırak, meydanlara bak" lafları öne çıktı. Ben de bunun doğruluğunu araştırmaya başladım. Önceki gün, ana caddedeki kadınlar dikkatimi çekti. 45-50'lik bir gruptu.
Gazeteleri alıp dönerken tanıdık birini fark ettim. Yanına sokuldum ve sordum; "Hayrola?" O da fısıldayarak cevaplandırdı. "Başakşehir'deki mitinge gidiyoruz." Parmaklarımla para işareti yaptım. Bu kez kafasıyla onayladı. Elindeki torbaları gösterdim. "Kumanya ve bazı eşantiyonlar var" dedi. Tam o anda üstünde Ak Parti yazan ve Erdoğan posterleri bulunan çift katlı otobüs geldi. Ortadaki kapı açıldı ve herkes doluştu. Aralarında tek erkek yoktu.
Tuhafıma giden, mitingin başlamasına uzun saatler vardı. Bu kadar süre beklemeye ne kadar para verildiğini gerçekten merak ediyorum.
Karamollaoğlu'na dikkat
KRT'yi en uzun süre izlediğim akşam bizim başkan Hasan Akgün'ün konuk olduğu zamandı. Bu defa tamamen tesadüf olarak takıldım. Temel Karamollaoğlu vardı. Programın moderatörü Savaş Kerimoğlu idi. "Dörtlü çete misiniz?" dediği an beğendim. Saadet Partisi Genel Başkanı'nın buna cevabı "kahkaha atmak" oldu. Belli ki Erdoğan'ın yüklenmesinden mutlu. Çünkü yakın döneme kadar kendilerini muhatap almamaktan şikâyetçi idi. Tıpkı Meral Akşener gibi. Demek ki Erdoğan'ın "Anketlere önem vermem. Meydanlara bakarım" şeklindeki dönüşüne ikna olanlardan değil. Karamollaoğlu bu değişikliği "hırçınlıkları, kaybettiklerini anlamalarından" şeklinde yorumladı.
SP Başkanı gerçekten ağır suçlamalarda bulundu:
"16 yıldır iktidardalar. Bunca sene sonra ortada görünen yolsuzluk, rüşvet ve israf. Bu kadar süredir beceremediklerini tekrar ısıtıp seçim vaadi diye sunuyorlar. Muhaliflerini, hep iftiralarla susturmak peşindeler."
Sülün Osman reklamları
Savaş Kerimoğlu "yasaklanan SP reklamları"nı da hatırlatınca ilginç cevaplar aldı.
Genç nesil hatırlamaz Bu yüzden, Sülün Osman'la tanışmış bir insan olarak bilgi vereyim. Taksim Meydanı'ndaki saati bile satmayı başarmıştı. Onu kampanyada kullanmak kimin fikri idiyse tebrik ediyorum. Yaratılan Sülün tipi müthiş. Hele içdonuyla kaçış sahneleri var ki olağanüstü. Maalesef bu görüntülerin televizyonda yayını engellendi. Sadece bir süreliğine sinemalarda gösterilebildi. Bana göre yasaklanmadaki ana neden "Kendine dev bir varlık fonu kurmuştu" esprisi.
Yasaklar hiçbir zaman çözüm değil. Sosyal medyaya yansımasıyla 12 milyon kişinin izlemesi gerçekleşti. Peki alınganlık gösterenlerin sebebi sizce ne olabilir?
Tarafsız bakanlar
Karamollaoğlu "Keşke parmak boyama geri gelse" diye de konuştu. Hatta "Tarafsız üç bakan uygulaması devam ettirilmeli" diyerek isteğini belirtti. "Böylece şaibe söylentileri önlenmiş olurdu" diye kafasındakileri ortaya koydu.
SP Lideri, şahsına uygulanan ekran ambargosunu da ekledi. Birtakım ellerin bununla ilgili talimatlar verdiğini öne sürdü. "Beni televizyona çıkaran kimi yöneticilerin görevden alındığını biliyorsunuz" demeyi de unutmadı.
Gerçekten hiçbir haber kanalı Karamollaoğlu'nu çağırmıyor. Başkanın son bölümde söyledikleri çok daha iddialı idi:
"Vatandaş artık akıllandı. Eminin bunlara ders verecek. Biz de 1389 noktada aday gösteren parti olarak büyük patlama yapacağız."
Yeni parti meselesi
Program moderatörü Kerimoğlu'nun Abdullah Gül ve arkadaşlarının hazırlıklarını sorması üzerine aldığı cevap "acabaları" giderecek nitelikteydi:
"Bu arkadaşlarımıza kapımız açık. Ben de hiçbir zaman başkanlık iddiası olan biri değilim."
Bu açıklama "gelişmelerin gerçek ifadesi"ydi. Saadet Partisi çatısı altında buluşma teklifiydi. Demek ki, 31 Mart sonrası bir şeylerin olması kesin. Tek tartışılan konu başlangıç yeri konusunda. Hepsi o kadar...
GÜNÜN SÖZÜ
Sallustius diyor ki...
Zenginliğin ve güzelliğin kazandırdığı ün geçici ve kırılgandır; erdem ise ünün ta kendisidir ve ebedidir.
