Büyük Önderin de soyadını kaldırın!..

Türklüğe,T.C.’ye ihanet edenlere, Türk’ün adını başta Anayasa olmak üzere her yerden kazımaya çalışanlara ve bunun için gemi azıya alanlara benim de bir katkım olsun!..
Beyler!..
Öyle tabelalarla falan ne uğraşıyorsunuz?
Taktik ve stratejik hatalar yapıyorsunuz!..
İşe, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ile başlayın.
“Zaten, onunla devamlı uğraşıyoruz” diyeceksiniz.
Yanlış noktadasınız!..
Geliverin Meclis’e.Yazıverin iki satırlık kanun teklifini. AKP ve BDP grup başkanlıklarındaki emre hazır matbu mebus imzalarını ekleyiverin altına. Kaldırın ATATÜRK soyadını. Olsun bitsin!..
Cehaletinizin sınırsızlığını çok yakından bildiğim için; küçük bir kıyak(!) daha yapayım. Zahmet edip, arşivlerde zaman kaybetmeyin.. Başbuğ Mustafa Kemal’e ATATÜRK soyadı 24 Kasım 1934’te TBMM’den çıkarılan bir kanunla verilmişti.
Kanun no: 2587
Kabul tarihi: 24.11.1934
Yayımlandığı Resmi Gazete tarih: 27.11.1934
Aynı zamanda 2622 sayılı kanunla Atatürk soyadının başkası tarafından alınmaması da kanunlaştırılmıştı.
Verin kanun teklifinizi Meclis Başkanlığı’na. Komisyondan, genel kuruldan şipşak geçirin.
Yeni Osmanlısınız siz!..
Aslansınız... Kaplansınız. Muhteşemsiniz!..
İmparatorluk refleksi ile hareket edin!..
Kaldırın ATATÜRK soyadını..
Obama amcanız ile Elizabeth yengeniz size elma şekeri yalatacak...

 

Altın günü yapın!..

 

PKK’nın Kandil’deki elebaşı Murat Karayılan haini “neden bizden de bir heyet İmralı’ya gitmesin ki” diye sual buyurmuş!.. Ve de eklemiş:
 “Öcalan’ın yanına gitmek için heyet Adalet Bakanlığı’na başvuruyor, Bakanlık ise Başbakanlığa gidiyor. Oradan izin çıkarsa heyet Öcalan’ın yanına gidiyor. Ardından bize geliyor. Biz ise gelen mesajlar üzerine fikirlerimizi belirtmek istediğimiz zaman, heyet tekrardan Adalet Bakanlığı’na başvuruyor ve o da yine Başbakanlığa gidiyor. Bu da sürecin çok yavaş işlemesine neden oluyor. Çözüm sürecinde Güney Afrika örneği gibi bir tarz olmalı. Öcalan tecrit altında olduğu sürece, sağlıklı iletişim gelişmiyor. Mandela örneği gibi olursa hızlı karar alınabilir. Daha hızlı olunmalı. Hızlı karar alabilmemiz açısından ihtiyaç olursa neden bizden de bir grup İmralı’ya gitmesin ki?..”
 “Valideniz hanımefendilerin de bir arzu ve emirleri var mı?” diye sormayacağım!..
Nasıl olsa emirlerinde her dediklerine “Hay haay.. Baş üstüne efendim” diyip anında yerine getiren bir iktidar var.
Olur mu öyle?!..
Artık bu evcilik oyununu, karşılık oturma ve buluşma günlerini daha neşeli ve de eğlenceli hale getirin.
Her hafta birinizin evinde altın günü yapın.
Tayyip Erdoğan da pastalar börekler yapsın size.
Yok, ille de İmralı’ya mı gitmek istiyorsunuz?
O zaman!..
“Ananınızı da alın gidin...” (Sayın savcılara önemli not: Bu söz bana değil bizatihi T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a aittir.)

 

Cevdet Yılmaz kalkındıracak!..

 

Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin yazmış; “Beşinci ve altıncı yargı paketlerinin yolda olduğu sinyali Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan geldi” diye..
Dünyadaki İtalyan Girişimciler Konfederasyonu’nun İstanbul’da düzenlenen diyalog toplantısına katılan Babacan, Türkiye ekonomisinin önümüzdeki beş yıl içinde karşı karşıya kalabileceği risklerle ilgili bir soru üzerine, en büyük sorunun ekonominin yasal temelleri olduğunu ve hükümetin çerçevesini hazırlamaya başladığı “beşinci ve altıncı yargı reformu paketleriyle” bu sorunun üstesinden gelineceğini belirtmiş.
Murat Yetkin’in de sorularını yanıtlayan Babacan, paketlerle ilgili detay vermekten kaçınarak, Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan bir şey söylemenin “uygunsuz” olacağını ifade etmiş.
Reform paketlerinin sadece ekonominin yasal temelleriyle ilgili olmayacağını, ekonomi başlıkları da içereceğini kaydeden Babacan, yeni paketlerin açıklanma tarihinin henüz belirlenmediğini de sözlerine eklerken, “siyasi atmosfer olgunlaştığında” paketlerin TBMM gündemine getirileceğini bildirmiş.
“Öncü” habere katkıda bulunalım...
“Açılım süreci” beyin takımında öne çıkmayan hep perde arkasında kalmayı tercih eden bir isim var; Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz.
“Muhteşem”, Cevdet Yılmaz’a “çekilme süreci sonrasında sosyal ve ekonomik yapılanmayı” örgütleme görevi verdi. AKP kulislerinden edindiğim bilgilere göre, Cevdet Yılmaz’ın projeleri hazır. AKP’liler, “PKK çekildikten sonra Cevdet Yılmaz onarım işlerini halledecek” diyor.
Ali Babacan şimdiden işaret fişeğini attı. Emin olun!.. Cevdet Yılmaz’ın paketleri ortaya çıkınca, sözde Kürdistan’a hizmet edenlerle, Akkürtlere çok güzellikler yapılacak!..
Adı da; “Sosyal onarım” olacak..

Yazarın Diğer Yazıları