Bütün yollar Kandil’e çıkıyor!
Türkiye ya terörle idare edecek ya da Kandil’e müdahale edecektir. Bunun üçüncü bir yolu yoktur. Türkiye bir ve bütün olarak kalacaksa Kandil’deki teröristler olmayacak demektir. Türkiye’nin güvenliği doğrudan doğruya Kandil’deki PKK varlığıyla bağlantılı hale gelmiştir. Kandil ve bitişiğindeki dağ silsileleri ve vadiler arasına yerleşmiş yüzlerce terör yuvalarının (kamplar) tümüyle imha edilmesi şarttır. Teröristlerin üslendiği, sığındığı, teçhiz edildiği ve beslendiği mekânların yok edilmesi PKK’nın kolunu koparır, belini kılar.
Mümkün müdür? Tabii ki mümkündür. Yeter ki uluslararası dengeler iyi gözetilsin ve siyasi irade karar versin.
Barzani ve ABD faktörü!
Böyle bir müdahale sırasında iki hususa dikkat etmek gerekir: Birincisi ABD’nin tutumu diğeri de ABD’nin koruyup kolladığı Barzani’nin durumudur. TSK, Kandil’e müdahale ettiğinde -zorunlu olarak edecektir- kampların birer birer düşmesinin ardından PKK’lı caniler Barzani’nin bölgesine sığınacaklardır. Bu durumda TSK, Barzani’nin yönetiminde bulunan bölgeye de girmek zorunda kalacaktır. O zaman Barzani zor durumda kalabilecektir.
TSK’nın müdahalesine karşı çıkacak olan en önemli aktör ABD olacaktır. ABD, her zaman olduğu gibi TSK’nın teröristlere müdahalesinin çok sınırlı olmasına onay verecek ancak Türkiye’nin terörü Kandil’den süpürmesine razı olmayacaktır. TSK, ABD’ye rağmen müdahale ederse ABD, TSK’nın müdahale sonrasında hemen bölgeden çekilmesini isteyecektir. ABD’nin Türkiye’yle ne çatışma ne de Türkiye’yi gözden çıkarma gibi bir lüksü yoktur. İsrail ve ABD ile son restleşmelere rağmen Türkiye’nin bölgedeki konumu her iki ülkeyi de dikkatli olmaya zorlayacaktır. ABD, Türkiye’nin teröre karşı yürüteceği bu en meşru ve yasal müdahalesine saygılı olmak zorunda kalacaktır. ABD aksi bir tavır içinde dahi olsa Türkiye, güvenliği ve bütünlüğü için gerekirse bütün riskleri üstlenmelidir.
Devlet Bahçeli’nin önerileri!
Yapılması gerekenleri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Başbakan Erdoğan’a yönelik olarak yaptığı somut önerilerde bulmak mümkündür. Bahçeli’nin önerileri şunlar:
* PKK terörü ve etnik bölücülük özel gündemiyle yapılacak toplantıda terörle mücadele için kapsamlı önlemler karara bağlanmalı ve PKK açılımı zırvasından vazgeçildiği ilan edilmelidir.
* Bu kapsamda terörün iç kaynakları ve unsurlarına karşı gerekli tedbirlerin alınabilmesi için Anayasanın 120. maddesine göre bölgede Olağanüstü Hal ilan edilmelidir.
* Kuzey Irak’a karşı siyasi, ekonomik ve askeri tüm imkânlar kullanılarak etkili bir caydırıcılık stratejisi uygulamaya konulmalıdır.
* Terör saldırılarının kaynaklandığı bu bölgeye geniş çaplı bir kara harekatı yapılmalı ve teröristlerin geçiş yollarını emniyete almak üzere Kuzey Irak’ta askeri ihtiyaçları karşılayacak geçici güvenlik kuşağı oluşturulması için gerekli hazırlıklara süratle başlanmalıdır.
* Kandil dağındaki terör elebaşlarına ve altyapısına karşı etkili bir askeri harekat icra edilmelidir. Kandil terör karargahı olmaktan kalıcı bir şekilde çıkarılmalıdır.
* Terör örgütünü İmralı’dan serbestçe yöneten terörist başının yakınları ve avukatları ile irtibatı ve dış dünyayla temas kanalları bütünüyle kesilmelidir.
Terörle mücadelede de bütün yollar Kandil’e çıkıyor. Demek ki aklın yolu birmiş. Çankaya’da toplanıp, dağılmakla ya da “terör örgütü amacına ulaşamayacak” türünden temennilerle terörün önlenmesi mümkün değil. Terörü kaynağında boğmak gerekir. TSK, bunu yapacak yeteneğe sahiptir. Yeter ki sivil, siyasi irade inisiyatif alsın ve kendi ordusunun arkasında dursun!