Bunun adı parti devleti
CHP Eskişehir Milletvekili ve meslektaşım Utku Çakırözer ile Anayasa değişikliği konusu ve referandum çalışmalarını konuştum. "Bu anayasa partili Cumhurbaşkanına tek adam olması için her yetkiyi veriyor. Ayrıca Hayır diyenler her türlü engelleme ve baskıyla karşı karşıya kalıyor'' dedi.
Çakırözer ''17 Nisan sabahında biz aynı masanın kenarında oturacağız millet olarak buna zorunluyuz. Biz geleceğimizi, sağlam bir ülkeyi evlatlarımıza bırakmak istiyorsak o masanın etrafında kardeşçe oturmak zorundayız" diyerek sorularımı şöyle yanıtladı:
-Referandum çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Utku Çakırözer: Şunu fark ettim halkımızın büyük bir kısmı bu anayasanın ne getirdiğine dair yeterli bilgiye sahip değil. Biz de bu yüzden milletvekilleri parti örgütümüz genel başkanımız dâhil Türkiye'nin 81 ilinde gezilmedik yer bırakmayacak şekilde karış karış dolaşıyoruz ve bu değişikliğin ne getirdiğini anlatıyoruz. Şu anda anayasal demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin bu paket geçerse neye döneceği nasıl örneklere döneceğini anlatıyoruz. Adımızın Cumhuriyet kalıp da nasıl bir tek adam rejimine döneceğini anlatıyoruz. Sizler de biliyorsunuz ki etrafımızda adı Cumhuriyet olan ama tek adam yönetimiyle yönetilip felakete sürüklenen ülkeler var.
-Anayasa değişikliği Türkiye'de neleri değiştirir?
Çakırözer: Bu paketin en önemli ayağı Türkiye'nin 80 milyon vatandaşının başkanı diye seçilen kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak ve bu parti genel başkanı olarak devletin bütün kademelerine atamalar yapacak ve bunun yanı sıra kendi partisine de atamalar yapacak. Partisinin bütün vekillerini belirleyecek Meclis'in Başkanını, başkan vekillerini belirleyecek. Kısacası devlete ve millete dair ne varsa bir kişi belirleyecek ve o parti genel başkanı olacak. Bunun adı parti devletidir, kişi devletidir. Bu yüzden tek adam sistemine 'Hayır' diyoruz. Bunu da Tayyip Erdoğan'ın adına demiyoruz. Kim seçilirse seçilsin Kemal Kılıçdaroğlu, Binali Yıldırım hiç fark etmez biz bu yüzden 'Hayır' diyoruz. Evet verilirse devlet onun devleti oluyor bir kişiye bu kadar yetki verilmez. Sadece Sayın Erdoğan'a değil Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Yıldırım, Sayın Bahçeli hatta ve hatta Yüce Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bile olsa tek adamlığa karşıyız bu yüzden 'Hayır' diyoruz.
-Referandum çalışmaları eşit şartlarda yapılıyor mu?
Çakırözer: Olağanüstü Hal durumunda referanduma gitmek sakıncalıdır. 150'den fazla sayıda gazeteci şu anda cezaevinde tutukludur. Bunların iddianameleri bile yok. Sakıncalı bir durum. Demokratik özgür kampanya ortamı yaşanmıyor. Evetçiler çok rahat ama Hayırcılara her türlü engeller çıkartılıyor. Toplantı yapmak istiyoruz elektrikler kesiliyor, salon vermiyorlar, valilikler yasaklıyor. Hayır, kampanyası yapmaya çalışan kişiler gözaltına alınıyor. Evet kampanyası yapmak sınırsız ve çok rahat herkes konuşabilir bürokrasi valiler vatandaşlar ama Hayır diyenler her türlü engelleme ve baskıyla karşı karşıya kalıyor.
-Evet ve Hayır Türkiye'de kutuplaşmaya bölünmeye neden oluyor mu? Ne dersiniz?
Çakırözer: Kesinlikle oluyor, olmamasını istiyoruz. Bakın kampanya döneminde şunlarla karşılaşıyoruz. Hayırcılar teröristtir gibi birçok çirkin ithamla karşılaşıyoruz. Bu doğru bir davranış değil. Bu milletin yarıdan fazlası ben inanıyorum ki Hayır diyecek. Milletin yarıdan fazlasına terörist demek kimsenin hakkı da değildir haddi de değildir. Benzer şekilde bir propaganda biz hiç yapmıyoruz.
-Siyaset bilimi eğitimi almış bir gözle Orta Doğu'dan başlayarak Türkiye'nin dış politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çakırözer: Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikada iki temel çıpası vardı. Yani kendini sağlama alma uğraşı. Bunlardan biri NATO üyeliği diğeri de Avrupa Birliği aday üyeliğimiz. Şimdi bu çerçeveden bakınca yaşanılan şu, biz müttefikimiz ABD ile son derece kötü ilişkiler yaşamaktayız. Kendimizi tarihte olmadığı kadar sırtımızı Rusya'ya dayamış durumdayız. Ama Rusya da bize baktığında büyük stratejik ilişkiler görmüyor, dönemsel olarak bizi kullanıyor ki görüyorsunuz şu an Suriye'de bir Kürt oluşumuna destek verir bir tavırda. Dikkatli gözler şunu görüyor ki hem ABD hem Rusya bu konuda sanki bir ittifak içinde Türkiye'nin orada herhangi bir operasyon yapmasını engelleyecek şekilde tavır alıyor. Öyle bir politika ki yalnızlaşma politikası Avrupa'yı zaten biliyorsunuz, bu referandum kampanyasının malzemesi yapılıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarı hiçbir zaman bu kadar kötü noktaya getirilmemişti.