"Bunun adı mucize değil; Hak Ediş" (16 Ekim 2019)
Futbol Millî Takımımız, 2020 elemelerine başladığında kaç kişinin umudu vardı? Rusya'daki finaller için iki maçımız kaldı. Ben olsam bunların ilki olan İzlanda'yı mutlaka Konya'da oynatırım. Muhteşem kent bunu çoktan hak etti. Hatırlayın Selçuk'un frikikten attığı tarihî golü. Ve alınan Fransa vizesi.
Şu anda görünen, uygulanmakta olan stratejiyi sürdürmek. Yani garantili taktiği devam ettirmek. Çoğunun gidip azının kaldığı kesin. Tabii ki neticede grup lideri olmamız kaymaklı ekmek kadayıfıdır. Ancak öncelikle biletleri cebimize koymalıyız.
İlk provokasyon
Andorra'yı son dakika golüyle yenişimiz, birtakım odakları rahatsız etti. Hele Mehmetçik'e sevgi ve saygı selamları adeta kudurttu.
Her zamanki çevreler önce UEFA İletişim Direktörü'nü kıskaca aldılar. Philip Townsend'den umut ışığı gördüler; "Regülasyonlar, politik ve dini farklılıklara yönelik hareketler yasaktır. Kontrol edeceğim."
Bu sözlerin ardından UEFA'dan yeni açıklama geldi. Kesinlikle yeni bir soruşturma açılmayacağı belirtildi. Anlayın işte şer odakları iyi çalışıyor.
15 bin Türk
Parc de Prince'de Türk seyircilere 2 bin 800 kişilik kontenjan ayrılmıştı. Başlama düdüğü çalındığında tribünlerde en az 15 bin Türk vardı. TFF'nin dağıttığı özel formaları kapabilenler için "iki kere şanslıydılar" diyebilirim.
Maç sırasında ve sonrasında hiç susmadılar. En güzeli Fransa marşını alkışlamalarıydı.
Protokolün hali
Alman hakem Felix Brych ve yardımcılarının yönetimine de teşekkür etmeliyiz. İlk yarıda aleyhimize penaltı verse kimsenin gıkı çıkmazdı. "Devam" kararında derin bir oh çektik.
Bitişle birlikte en güzel tespitler protokoldeki kurmaylarımızınkiler oldu. Ersin Düzen'in telefonla kaydettikleri bayram sevincini andırıyordu.
Çalışkan Bakan
Kutlamalara Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu'ndan başlamak lazım. Bakan eğer bir ışınlama aracına sahip olsa ülkeden ülkeye dolaşırdı.
Rotası
Jimnastikçilere gider, oradan bayan boksörlere geçerdi. Görme engelli "Golbol"cularımız ve işitme engellileri de unutmazdı. Tabii Ayhancan Güven'in Porsche Kupası'nı ikinci kez kazanışını da izlerdi.
Tebrikler
TRT Spor servisi, elindeki insan kaynağını ilk defa bu kadar iyi kullandı. Maçın anlatıcısı Erdoğan Arıkan beni haklı çıkardığı için mutluyum. Fransa'ya giden uçakta kimler yoktu ki... Tabii merkezden katkıda bulunanları da unutmayalım:
Levent Özçelik, İbrahim Kırkayak, Fırat Günayer, Alp Pehlivan, Tümer Metin. Unuttuklarım varsa lütfen beni affetsin.
Gizli kahramanlar
Bütün bu organizasyonu yapan TRT Spor Koordinatör yardımcısı Hakan Altürk'ü ise atlamayalım. Perde arkasındaki kahramanların başında gelen Mehmet Buğra Şahin'in sağ kolu.
Küçük bir not da Didier Deschamps için düşeceğim. Fransız hoca, her iki maçın öncesi ve sonrasında objektiflik dersi verdi. "Beyefendi" biri. Bizim kimi "havalı pompalar" ondan ders almalı.
Adı belli
2020 finallerine gidiyorsak, buna mucize diyemezsiniz. Planlı çalışmanın ürünü olacak. Bu lafımda her şeyi küçümseyen, kimi entel-dantel'lere.
Kanalizasyon!
Alman alt kümesinde yer alan St. Pauli'nin terbiyesizliğine bakın. Türk futbolcusu Enver Cenk Şahin'i kadro dışı bıraktı. Gerekçe de, askerlerimize attığı destek mesajları.
Bu kulübün yöneticilerinden isteğim bonservisini de eline vermeleri. Türkiye'de en son futbol oynadığı Başakşehir gerekli garantiyi verdi; Seni almaya hazırız.
Bu yeri tanıyın
St. Pauli, Hamburg'un çıkıntısıdır. Bütün yasa dışı işler burada yapılır. Bu nedenle St. Pauli'ye "Hamburg'un kanalizasyonu" denir. Hatta PKK uzantıları burada da var. Malum, uyuşturucu, kadın ticareti kumarın merkez üssü olan bir yere de bu tanım uygun düşüyor. Bunları nereden mi biliyorum. Tercüman grubuna başlangıcım "yurt dışı baskıları"nda olmuştu. Aralıksız tam 3.5 yıl.
St. Pauli takımında daha önceleri oynayan bazı Türk futbolcularından özür dilemeyi de unutmuyorum...
GÜNÜN SÖZÜ
Kabul görenden değil, doğru olandan başla. Franz Kafka