Bunu nasıl başarıyorlar?

Onların etki ve gücünü kabul eden ve o güçten korkan yahut o güçten istifade eden herkesin, her kesimin, “Cemaat bunu nasıl başarıyor?” sorusuna cevap bulması gerekiyor.
Arkasında şunlar, bunlar var elbette başaracak gibi söylemler topu taca atmaktan başka bir şey değildir. Uzun zamandır hadiselere soğukkanlılıkla yaklaşma melekesini kaybettik. Hemen öfkeleniyoruz. Cemaate bir eleştiri yapıldığında mensupları saldırıya geçiyor. Cemaatin bir söz ve fiili beğenildiğinde karşıtları köpürüyor.
Beyefendi bir dakika!
Sakin ol! Sen bu öfke ile cerrah olsan elin titrer, öğretmen olsan çocuğu falakaya yatırırsın. Allah korusun polis yahut asker olsan ilk görevinde cinayet işlersin.
Düşün...
Sen anne olarak bir bardak su istiyorsun çocuğun üşeniyor. Ama annesine su vermeyen çocuğuna, cemaatten bir abla istediğini yaptırabiliyor. Hem de gönül rızası ile. Sen düğünde bayramda çocuğunu dedesinin ninesinin elini öpmeye gönderemiyor hatta yanında götüremiyorsun. Cemaat senin çocuğunu Afrika’nın bir ucunda açtığı okula karın tokluğuna öğretmen olarak gönderebiliyor?
Nasıl oluyor bu iş?
Senin çocuğunu ABD ajanları mı ikna ediyor, gelip CIA mensupları mı beynini yıkıyor? Memleketin zengini, cemaat isteyince on bin dolarları, yüz bin Euro’ları, “Hizmete helal olsun” diye gözünü kırpmadan verirken sen veya ben nasıl oluyor da herkesin kanunen vermekle mükellef olduğu aidatı apartman sakinlerinden defalarca istemeden alamıyoruz?
Cemaate hangi suçlamaları yaparsan yap, ama bu soruların cevabını mutlaka bul.
Belki ilk aklına gelen cevap, “Dini hizmete âlet ediyorlar!” olacaktır.
Diyelim ki öyle.
Ya PKK’ya ne demeli?
PKK dinsiz, imânsız, ateist! Senin eşya taşırken çekyatın bir ucundan tutturamadığın çocuğuna PKK’lılar Afganistan’ın içlerinden Irak’a, Irak’tan Türkiye’ye aç, sefil, kir pas içinde binlerce kilometre esrar taşıttırıyor. Sen sılayı rahim için yaz aylarında memlekete göndermeye ikna edemiyorsun, o, sıcacık evinden, üniversitenin son sınıfından alıyor Kandil’e itilip kakılmaya, hakarete uğramaya ve ölüme gönderiyor. Nasıl oluyor da PKK senin çocuğuna senden fazla söz geçirebiliyor?
Resmî raporları, saha çalışmalarının ilmî sonuçlarını okuyorsunuzdur. Uyuşturucu kullanma yaşı 12-13’lere inmiş. Esrar ve eroin ilkokullara girmiş. Yüz binlerce genç bu felâketle yüz yüze imiş. İyi de, senin gelişsin, güçlensin diye süt içmeye ikna edemediğin çocuğunu eroin ve esrar içmeye birileri nasıl ikna edebiliyor? Şunun arkasında ABD, bunun içinde CIA var, Eğitim Sistemi felç... Dini alet ediyorlar, ayrı bir devlet kurmak için milli duyguları tahrik ediyorlar.. Geç, bunları geç.. Diyelim ki bunların hepsi doğru. Senin dinin yok mu? Senin milli duyguların yok mu? Devletin milli eğitimi bozuksa, ailenin milli eğitimi ne güne duruyor? Cemaatin Afrika’ya öğretmen, PKK’nın Kandil’e cani olmak için gönderdiği çocuğunu sen nasıl oluyor da mutfağa bir bardak suya gönderemiyorsun?
Senin havuç suyu içiremediğin çocuğuna karanlık eller nasıl bira içiriyor, esrar içiriyor?
Senin hiç mi suçun yok?
Söyleyecek çok şey var. Ama işin özü şu.
Samimi olan, azimli olan, ısrarcı olan hedefine ulaşıyor. Allah’ın kanunu şaşmıyor; çalışan kazanıyor. Ben haklıyım, ben doğruyum demek yetmiyor. Haklı olsan da yetmiyor, doğru olsan da yetmiyor. Çünkü herkes ben haklıyım, ben doğruyum diyor. Gençler ve hatta hepimiz ne taraftan bir “Haklıyız, burada toplanın” hangi yönden bir “Doğruyuz, buraya gelin” sesi duysak bir o yana dönüyor, bir bu yana dönüyoruz. Sonuç ne mi oluyor?
Ne olacak çağıran değil yanına gelip koluna takan alıp götürüyor.
Çocuklarımız için de oylarımız için de gerçek bu. Evet, sandık için de gerçek bu. Çünkü oyların en fazla yüzde 35’i bilinçli tercih. Gerisi, anlattığımız gibi..

Yazarın Diğer Yazıları